Kadın: Saçımı kestireyim mi?
Erkek: Olur.
Kadın: Ama kıyamıyorum.
Erkek: Öyleyse kesme.
Kadın: Canım değişiklik istiyor.
Erkek: O halde, kes.
Kadın: Bana akıl vermeyi bırak, delilere verir gibi !
Erkek: Eğer nasıl hoşuma gittiğini bilmek istiyorsan, sana derim ki uzun saçlı . Bunu biliyorsun.
Kadın: Beni tanıdığında kısaydı.
Erkek: Ve sana tam olarak ne dediğimi hatırlıyorum: "Ne güzel olurdun uzun saç ile." Kadın: Ama herkes kesmemi söylüyor.
Erkek: Bu durumda, kuaföre git ve bırak uyuyayım, lütf e n. Bu nu senden Allah rızası için istiyorum.
Kadın: Peki nasıl kestireyim? Kat kat mı yoksa kareli perçeml i mi?
Erkek: Kat kat.
Kadın : Bana yakışacağını sanmıyorum çünkü saçım çok düz.
Erkek: Bırak perçemli olsun.
Kadın: Çok yorucu.
Erkek: Yorduğu zaman tekrar kestirirsin.
Kadın: O halde asla uzatamam.
Erkek: Eğer uzatmak istiyorsan kestirm e güzelim.
Kadın: Bana güzelim deme!
Erkek: Neden bana danışıyorsun bu şeyleri, eğer bir şey fark tirmiyorsa sana söylediklerim?
Kadın: Evet saçımın nasıl olacağı! senin için fark etmiyor. Ön celeri dibimden ayrılmıyordun hiç.
Erkek: O zamanlar bu kadar hantal değildin.
Kadın: Saçımı kestireyim mi?
Erkek: Olur.
Kadın: Ama kıyamıyorum.
Erkek:Öyleyse kesme.
Kadın: Canım değişiklik istiyor.
Erkek: O halde, kes.
Kadın: Bana akıl vermeyi bırak, delilere verir gibi !
Erkek: Eğer nasıl hoşuma gittiğini bilmek istiyorsan, sana derim ki uzun saçlı . Bunu biliyorsun.
Kadın: Beni tanıdığında kısaydı.
Erkek: Ve sana tam olarak ne dediğimi hatırlıyorum: "Ne güzel olurdun uzun saç ile."
Kadın: Ama herkes kesmemi söylüyor.
Erkek: Bu durumda, kuaföre git ve bırak uyuyayım, lütfen. Bunu senden Allah rızası için istiyorum.
Kadın: Peki nasıl kestireyim? Kat kat mı yoksa kareli perçemli mi?
Erkek: Kat kat.
Kadın : Bana yakışacağını sanmıyorum çünkü saçım çok düz.
Erkek: Bırak perçemli olsun.
Kadın: Çok yorucu.
Erkek: Yorduğu zaman tekrar kestirirsin.
Kadın: O halde asla uzatamam.
Erkek: Eğer uzatmak istiyorsan kestirme güzelim.
Kadın: Bana güzelim deme!
Erkek: Neden bana danışıyorsun bu şeyleri, eğer bir şey fark ettirmiyorsa sana söylediklerim?
Kadın: Evet saçımın nasıl olacağı! senin için fark etmiyor. Önceleri dibimden ayrılmıyordun hiç.
Erkek: O zamanlar bu kadar hantal değildin.
Eğer bir erkeği mutsuz etmek istiyorsan, bırak her gün ilk o uyansın ve sen sakince uyuyormuş gibi görün, o mobilyalara çarparak favori gömleğini arayadursun, ki sen, doğal olarak, ütülememiş ol.
Yemeğe?
- Aç değilim.
- Bir kadeh bir şey içmeye gidelim.
-İçmiyorum.
- Dans etmeye?
- Erken.
- Pekala, ya .... , nereye gitmek isterdin?
- Nereye istersen.
- Casilda's Jazz'a gidebiliriz.
- Daha iyi bir teklif?
- Ya bir oyun salonuna?
- Çaylak olma.
- Kızım, bilmiyorum. Teraslar biraz soğuk.
- Kıçımız bile donar.
- Bu yüzden. Gazinoya mı gitseydik?
- Gazinodan nefret ederim
- Bilardoya?
-İstemez.
- Paten kayar mısın?
- Daha iyi bir şey gelmiyor mu aklına?
- Sinemaya gidebiliriz.
- Sinemaya mı?
- (çok oldu sinemaya gitmeyeli.)
- şimdi canım sinemaya gitmek istemiyor.
- O halde ... , bilmiyorum. Real Madrid için giriş bileti almayı neyelim mi?
- Yamyamlarla işim yok.
"Her nüfuzlu erkeğin arkasında nüfuzlu bir kadın bulunur."
Burada bir küçümseme vardır. Her erkeğin arkasında, nüfuzlu ya da silik, var olan bir kadındır, nüfuzlu da olabilir, silik de. Erkeğin aklının hatasını yıkadığı bu tümce bir provakasyondur olsa olsa..
Şimdi hiç alışık olmadığınız bir şey söylicem.
Sakın okumayın ve okutmayın. Gördüğünüz yerde uçarak uzaklaşın. Boşa zaman kaybından başka bir şey değil. Vaktinizi daha değerli şeylere harcayın.
Evlenmeden ve evlendikten sonra mutlaka okunmalı diyor ama emin olun size keyiften ziyade huzursuzluk verecektir çoğu zaman. Sıkıcı ve hepsi saçmalıktan ibaret bir kitap bence.
İspanya'da aşırı ilgi gören bir kitap olmasına rağmen bence, ülkemiz ve insanımız için pek mantıklı bir konu değil. Zaten ülkemizde biraz da çevre etkisinden kaynaklı, çiftler birbirlerinin hayatlarını yeterince karartıyorlar.
Yani kitabı okumaya gerek yok..(!) demiyorum. Okuyun.
Hayatlarımız kararmasın.
Tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.