Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ferzan Özpetek

Ferzan ÖzpetekBir Nefes Gibi yazarı
Yazar
7.2/10
792 Kişi
3.103
Okunma
118
Beğeni
12bin
Görüntülenme

Ferzan Özpetek Kitapları

Ferzan Özpetek en çok okunan kitapları, Ferzan Özpetek eserleri, Ferzan Özpetek kitapları

Hakkında

1959 yılında İstanbul'da doğdu. 1976 yılında, Roma'daki La Sapienza Üniversitesi'nde Sinema Tarihi öğrenimi yapmak üzere İtalya'ya gitti. Accademia Navona'da ve Accademia d'Arte Drammatica'da Silvio D'Amico yönetimindeki sanat tarihi ve kostüm derslerine devam etti. 1982 yılında Julian Beck birlikte ile Yaşayan Garaj'da çalıştıktan sonra " Scusate il ritardo "da Massimo Troisi'nin ve " Son Contento " da Maurizio Ponzi'nin asistanlığını üstlendi. Yapımcılığını Marco Risi ve Maurizio Tedesco'nun birlikte üstlendiği ilk filmi " Hamam ", 1997 Cannes Film Festivali'nde, " Yönetmenlerin Onbeş Günü " tarafından keşfedildi ve hem İtalya, hem de diğer ülkelerde eleştirmenlerin olduğu kadar seyircilerin de beğenisini kazandı. Uluslararası alanda başarı sağlayan film, İtalya'nın yanı sıra, İngiltere, Fransa, İskandinavya, Almanya, Hollanda, Japonya ve hatta " nüfuz edilmesi çok güç " olarak tarif edilen ABD'de gösterim imkânı buldu. Yönetmenin ikinci filmi " Harem Suare "nin çekimlerine 1998 yılında başlandı. Türk-İtalyan-Fransız ortak yapımı olarak gerçekleştirilen film, 1999 yılında Cannes Film Festivali'nin " Selection Officielle " kategorisine seçildi ve gösterildiği tüm Avrupa ülkelerinde önemli gişe başarıları elde etti. Özpetek'in " Cahil Periler " i , İtalya'da gösterimde bulunduğu haftalar boyunca en fazla izlenen İtalyan filmi oldu. İtalyan Sineması'nın tanınmış yönetmenlerinden Nanni Moretti'nin " La Stanza del Figlio " ve Giuseppe Tornatore'nin " Malena "sını geride bırakan Özpetek'e övgüler yağdı. Ferzan Özpetek, 1997 yılında 34. Antalya Film Festivali'nde Hamam filmi ile "En İyi Yönetmen", 2003 yılında Karlovi Vary Festivali'nde La Finestra di Fronte ile "En İyi Film" ve "En İyi Yönetmen", 2004 yılında 25. Seattle Film Festivali'nde ile "En İyi Film" aynı yıl La Finestra di Fronte ile 31.Flanders Uluslararası Film Festivali'nde "Canvas Halk Ödülü" almıştır. Sanatçı halen İtalya'da yaşamaktadır. Hamam, Harem Suare, Le Fate Ignoranti , La Finestra di Fronte, Cuore Sacro, Saturno Contro, Mükemmel Bir Gün, Serseri Mayınlar filmlerinin yönetmeni ve senaristidir.
Unvan:
Senarist / Film Yönetmeni / Yazar
Doğum:
İstanbul, 1959

Okurlar

118 okur beğendi.
3.103 okur okudu.
56 okur okuyor.
487 okur okuyacak.
44 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
..hayat bir nefes gibi akıp gidiyor.Ve geride yalnızca, isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor.
Sevgili Adele
Sana kaç kez yazmak istedim bilemezsin,ama bir şey engel oldu.Kader olsa gerek.Evet,kader...Her şeyi anlatan, ama hiç bir şeyi tam olarak açıklamayan bir kelime.Keder ve kader kelimelerinin benzerliğini fark ettinmi ? Kaderin insanı nereye sürükleyeceğini bemim kadar iyi bilen tek kişi sensin.Eğer seviyorsan her şeye hazırlıklı olmalısın.Fırtınaya ve yıldırıma.Yağmura ve kuraklığa.O duygunun seni nasıl tüketeceğini , nerelere sürükleyeceğini tahmin edemezsin.Ve öyle bir an gelir ki mutlulukla umutsuzluğu birbirinden ayırt bile edemezsin çünkü aşkta biri. diğerinin sebebidir.
Reklam
Bazen herkes olayların belli bir şekilde gelişmesini bekler ve üzerindeki baskı nedeniyle kendini tuzağa kısılmış hissedersin.Belki de gerçekten istediğin şeyin o olmadığını fark edersin.Sana ait olmayan ve aslında fazla da umursamadığın bir şeyi sahiplendiğini anlarsın.”
...gerçek hep daha basit.Gerçek, seni güldürmek için kaş göz hareketi yapan bir arkadaş.Garip olan şu ki , bunu fark ettiğinde içini tarifsiz bir hüzün kaplıyor.
Kaybettiklerim geliyor aklıma— kaybettiklerimiz— ve koyuveriyorum kendimi.Sonra toparlanıyorum.Ve umudun içinde yavaş yavaş yeniden yeşerdiğini hissediyorum.Geçmiştekinden daha iyi olmasa da en azından daha farklı bir gelecek için.
Sinemaya Başarıyla Uyarlanmış Romanlar
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası
Edebiyat Atlası
‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729) Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
160 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
"… hayat bir nefes gibi akıp gidiyor. Ve geride yalnızca, isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor." Ferzan Özpetek'in okuduğum ilk kitabıydı. Sanki tercüme edilmiş ve bana yazarın duygularının tam geçmediği izlenimi verdi. Gelelim kitabımıza;  Roma ile İstanbul, şimdi ile geçmiş arasında, iç içe geçen yaşamların ve yazgıların yer aldığı gizemli bir yolculuğa çıkardı beni. İki kız kardeşin aynı kişiye aşık olmalarını,  karanlık sırlarını,  tutkularını, kaderlerini, ihaneti ve her şeye rağmen yılların tüketemediği umudu anlatıyor… Mekan, zaman ve farklı kültürleri de konu aldığı için  bu kitaptan iyi bir dizi ya  da film olabilir. Kitap okumayı sevdiğim için her kitapta mutlaka sevecek bir şey bulurum. Ayrıca emeğe saygı da benim için önemlidir. Kitabı beğendim, takdir sizlerin.
Bir Nefes Gibi
Bir Nefes GibiFerzan Özpetek · Can Yayınları · 20201,434 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ferzan özpetek'in anlatımına alışık olduğum için yadırgamadım kitabı. Çok akıcı ve sade bir anlatımı var. İki kardeş arasındaki olayları iki taraftan da dinlemek merak uyandırıcıydı. Ama arka planda kalan 6 arkadaş arasındaki dinamik keşke havada kalmasaydı çünkü bitmiş bir hikayedense yarım kalan daha merak uyandırıcı oluyor.
Bir Nefes Gibi
Bir Nefes GibiFerzan Özpetek · Can Yayınları · 20201,434 okunma
240 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kişi tercihleriyle kaderini kendisi belirler. Ferzan Özpetek de evet ünlü bir insan, eserleriyle dünya çapında tanınan biri oldu. Ama bence tanınması aykırılığından kaynaklandı. Eşcinsel olduğunu ve bir erkek ile evlenmek için Roma da yaşadığını öğrendik ve ilk filmi Hamam yine aykırılıklarla geldi. Keşke ünü Lut Kavmine bağlamadan yakalasaydı. Ne yazık ki kesinlikle çok çirkin ama doğal gibi gösterilmeye çalışılan bu hastalığı aşk ile örtüştürüp kutsalmış gibi göstermek aşka büyük ihanet. Romanda adı geçen çoğu dostlar da genelde gay. Ve hikayeleri çok üzücü. Hayatı gizlenerek yaşamak zorunda kalmak sefillikten başka bir şey değil. Kitabı eşine yok sevgilisine hayır karısına ya da kocasına hitaben yazmış. Baştan sona hüzünlü bir roman. İnsanların elinde sefil olan hayatlar. Hastalığın, sapıklığın adı aşkın cinsiyeti yoktur olmuş. Okumasanız da olur.
Sen Benim Hayatımsın
Sen Benim HayatımsınFerzan Özpetek · Can Yayınları · 2020675 okunma