Feyza Hepçilingirler

Feyza HepçilingirlerTürkçe "Off" author
Author
8.0/10
528 People
2,358
Reads
139
Likes
9.3k
Views

Feyza Hepçilingirler Posts

You can find Feyza Hepçilingirler books, Feyza Hepçilingirler quotes and quotes, Feyza Hepçilingirler authors, Feyza Hepçilingirler reviews and reviews on 1000Kitap.
" O gece Erotokritos kitabının cilt kapağına sakladığı mektupları çıkardı Gülfidan. Hiçbirini okumadan hepsini yırtıp attı. Nikos'u uğurladıktan sonra mektuplarını saklamanın gereği yoktu. Anılar yeterliydi. "
Sayfa 399 - Kırmızı Kedi Yayınevi
+ onyüzbinmilyon
'"Zaten düğün dediğin nedir? Milleti eğlendirmeye çalışırsın; ne onlar eğlenir ne kendin eğlenirsin."
Sayfa 344 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
" Nasıl olsa büyümeyecek miydi dediler. Büyüyünce evlenmeyecek mi? Hem kurulu düzen. Ablası yeni gelindi zaten. Çeyizinin çoğuna el değmedi daha. Küçük kıza çeyiz yapmak da gerekmez. Ablasının çeyizi onun olur. Ablasının evi onun evi, kocası onu kocası olur. Tam dedikleri gibi oldu. Çocuk kadın, çocuk gelin... Oyuncak bebeğini bırakıp kendi bebeğini aldı kucağına. Kimse "Olmaz. Olmasın. Hiç olur mu öyle şey! " dememiş. Çok kolayına gelmiş herkesin. Sokaktan çağırıp gelin etmişler küçük Havva'yı. "
Sayfa 331 - Kırmızı Kedi Yayınevi
"Zesto Psomi" ~ "Sıcak Ekmek"
" Ena psomi" dedi. Taze ekmeklerin dükkanı kaplayan sıcak kokusunu duyunca, "Zesto psomi" diye ekledi. ... " Türkçe isteyeceksin" dedi fırından yeni çekilmiş küreğin üstündeki sıcak ekmeklerden birini alıp elinde sallayarak. "Türkçe istemezsen ekmek yok." ... " Döndü çıktı fırından Hamide Hanım. " Dilim olsaydı diye düşündü. "Sıcak ekmek..." demek için değil, Türkçe'yi neden bilmediğini anlatmak için istedi dili olmasını. ... "Girit'te günlük hayatlarına, ibadetlerine karışılmadıĝını ama Türkçe konuşmalarına izin verilmediğini, Türkçe'yi bu yüzden öğrenemediklerini söylemek istedi oysa. Öğrenme imkâni olsaydı öğreneceğini ama adada Türkçe bilen hemen hemen hiç kimsenin bulunmadığını anlatmak icin isterdi bu oğlana Türkçe konuşabilmeyi. Ama değmezdi. Hiçbir şey söylemedi. Bir gece ekmeksiz kalsalar kimse açından ölmeyecekti. "
Sayfa 319 - Kırmızı Kedi Yayınevi
"Değil zeytin ağaçlarının, zeytinliklerinin yerini, sayısını bilmeyen mülk zengini Yusuf Ağa ile dikili tek ağacı olmayan Kadir Dayı böylece eşitlenmiş oldu. "
Sayfa 299 - Kırmızı Kedi Yayınevi
" Midilli mübadillerinden biri anlatmıştı. Yerleşmek için kapısını açıp içeri girdikleri evde sofrayı kurulu bulmuşlar. Tabaklarda çorbalar bile öylece duruyormuş. O sofranın başına oturup anlamışlar hep birlikte. "
Sayfa 283 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
" Yanına daha çok kitap almadığına, dönüp dönüp İlyada'yı okumak zorunda kaldığına hayıflanıyordu tek. Aynı sayfaları okumak, onları zaten ezberlemiş biri için okumak bile sayılmazdı."
Sayfa 277 - Kırmızı Kedi Yayınevi
" Babamı denize gömeceğiz anne" dedi Hasan ve hıçkırığı duyuldu. " Denize mi atacağız babamı?" diye çığlık çığlığa bağırdı Gülfidan. ... " ... ayaklarının ucuna bağlanan demir parçasıyla birlikte suya bırakıldı Hüseyin Efendi ya da Hasan'ın dedigi gibi 'denize gömüldü'."
Sayfa 266 - Kırmızı Kedi Yayınevi
" Gülmek için bir bahaneye ihtiyaç duymuyorlardı. ... Birlikteyken her şeye gülebiliyorlardı. "
Sayfa 247 - Kırmızı Kedi Yayınevi
" Her seferinde, "Mutlaka" diyordu Nikos. " Yaşımız kaç olursa olsun, nerede bulunursak bulunalım, seni arayacağım, sana kavuşmadan ölmeyeceğim."
Sayfa 245 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
" Oysa Serafina'yı bir gün kavuşabileceklerini umarak değil, hiçbir zaman kavuşamayacaklarının bilincinde olarak sevmişti Hasan. "
Sayfa 218 - Kırmızı Kedi Yayınevi
" Bir açıklama beklediği ortadaydı da kimden beklediği belli değildi. Hüsnü değil, Hamide Hanım yaptı beklenen açıklamayı. ' Burada kalacağına göre dinini değiştirmeyi kabul etmiş besbelli' dedi. 'Yoksa nasıl kalabilir burada?' Şaşkınlığını ilk dile getiren Hasan oldu. ' Vay be ağabey!' dedi. ' Eleni'nin aşkı amma da kuvvetliymiş. Seni dinden çıkardı demek. Eleni uğruna hepimizi yarı yolda bıraktın.' "
Sayfa 215 - Kırmızı Kedi Yayınevi
"Kendi kendine bulduğu avunma yöntemiydi bu: Kendini meşgul ederek acısını hafifletmek..."
Sayfa 213 - Kırmızı Kedi Yayınevi
" Hamide Hanım da onlara sahilde şaşkınlık içinde oradan oraya seğirtenleri gösterdi. Şuurlu bir seçim yapmamıştı kimse. Kim neyi götüreceğini şaşırmış görünüyorudu. Hayvanları yol boyunca nerede barındıracakları, nasıl besleyecekleri sahiplerine kalmıştı da iyice saçma işler yapanlar da vardı. Millet aklını oynatmış gibiydi. Kadının biri tavasını almış, yavrusunu kucaklayan bir anne gibi göğsüne bastırmıştı. Bir adam eşeğinin bir yanına gülle gibi bir mezar taşını yüklemeye çalışıyordu. Taş tek tarafa yüklendiği ve ağır geldiği için eşek huysuzlanıyor, taşı sırtından atmaya çalışıyordu. Onları gösterdi Hamide Hanım anasıyla kocasına. Adamın ve kadının durumları hem gülünç hem alabildiğine acıklıydı."
Sayfa 212 - Kırmızı Kedi Yayınevi
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.