You can find Feyza Hepçilingirler books, Feyza Hepçilingirler quotes and quotes, Feyza Hepçilingirler authors, Feyza Hepçilingirler reviews and reviews on 1000Kitap.
" O gece Erotokritos kitabının cilt kapağına sakladığı mektupları çıkardı Gülfidan. Hiçbirini okumadan hepsini yırtıp attı. Nikos'u uğurladıktan sonra mektuplarını saklamanın gereği yoktu. Anılar yeterliydi. "
" Nasıl olsa büyümeyecek miydi dediler. Büyüyünce evlenmeyecek mi? Hem kurulu düzen. Ablası yeni gelindi zaten. Çeyizinin çoğuna el değmedi daha. Küçük kıza çeyiz yapmak da gerekmez. Ablasının çeyizi onun olur. Ablasının evi onun evi, kocası onu kocası olur. Tam dedikleri gibi oldu. Çocuk kadın, çocuk gelin... Oyuncak bebeğini bırakıp kendi bebeğini aldı kucağına. Kimse "Olmaz. Olmasın. Hiç olur mu öyle şey! " dememiş. Çok kolayına gelmiş herkesin. Sokaktan çağırıp gelin etmişler küçük Havva'yı. "
" Ena psomi" dedi. Taze ekmeklerin dükkanı kaplayan sıcak kokusunu duyunca, "Zesto psomi" diye ekledi.
...
" Türkçe isteyeceksin" dedi fırından yeni çekilmiş küreğin üstündeki sıcak ekmeklerden birini alıp elinde sallayarak. "Türkçe istemezsen ekmek yok."
...
" Döndü çıktı fırından Hamide Hanım. " Dilim olsaydı diye düşündü. "Sıcak ekmek..." demek için değil, Türkçe'yi neden bilmediğini anlatmak için istedi dili olmasını.
...
"Girit'te günlük hayatlarına, ibadetlerine karışılmadıĝını ama Türkçe konuşmalarına izin verilmediğini, Türkçe'yi bu yüzden öğrenemediklerini söylemek istedi oysa. Öğrenme imkâni olsaydı öğreneceğini ama adada Türkçe bilen hemen hemen hiç kimsenin bulunmadığını anlatmak icin isterdi bu oğlana Türkçe konuşabilmeyi. Ama değmezdi. Hiçbir şey söylemedi. Bir gece ekmeksiz kalsalar kimse açından ölmeyecekti. "
"Değil zeytin ağaçlarının, zeytinliklerinin yerini, sayısını bilmeyen mülk zengini Yusuf Ağa ile dikili tek ağacı olmayan Kadir Dayı böylece eşitlenmiş oldu. "
" Midilli mübadillerinden biri anlatmıştı. Yerleşmek için kapısını açıp içeri girdikleri evde sofrayı kurulu bulmuşlar. Tabaklarda çorbalar bile öylece duruyormuş. O sofranın başına oturup anlamışlar hep birlikte. "
" Yanına daha çok kitap almadığına, dönüp dönüp İlyada'yı okumak zorunda kaldığına hayıflanıyordu tek. Aynı sayfaları okumak, onları zaten ezberlemiş biri için okumak bile sayılmazdı."
" Babamı denize gömeceğiz anne" dedi Hasan ve hıçkırığı duyuldu.
" Denize mi atacağız babamı?" diye çığlık çığlığa bağırdı Gülfidan.
...
" ... ayaklarının ucuna bağlanan demir parçasıyla birlikte suya bırakıldı Hüseyin Efendi ya da Hasan'ın dedigi gibi 'denize gömüldü'."
" Bir açıklama beklediği ortadaydı da kimden beklediği belli değildi. Hüsnü değil, Hamide Hanım yaptı beklenen açıklamayı.
' Burada kalacağına göre dinini değiştirmeyi kabul etmiş besbelli' dedi. 'Yoksa nasıl kalabilir burada?'
Şaşkınlığını ilk dile getiren Hasan oldu.
' Vay be ağabey!' dedi. ' Eleni'nin aşkı amma da kuvvetliymiş. Seni dinden çıkardı demek. Eleni uğruna hepimizi yarı yolda bıraktın.' "
" Hamide Hanım da onlara sahilde şaşkınlık içinde oradan oraya seğirtenleri gösterdi. Şuurlu bir seçim yapmamıştı kimse. Kim neyi götüreceğini şaşırmış görünüyorudu. Hayvanları yol boyunca nerede barındıracakları, nasıl besleyecekleri sahiplerine kalmıştı da iyice saçma işler yapanlar da vardı. Millet aklını oynatmış gibiydi. Kadının biri tavasını almış, yavrusunu kucaklayan bir anne gibi göğsüne bastırmıştı. Bir adam eşeğinin bir yanına gülle gibi bir mezar taşını yüklemeye çalışıyordu. Taş tek tarafa yüklendiği ve ağır geldiği için eşek huysuzlanıyor, taşı sırtından atmaya çalışıyordu. Onları gösterdi Hamide Hanım anasıyla kocasına. Adamın ve kadının durumları hem gülünç hem alabildiğine acıklıydı."