Gamze Güller

Gamze GüllerDurmuş Saatler Dükkânı author
Author
7.9/10
135 People
374
Reads
28
Likes
4,602
Views

Gamze Güller Posts

You can find Gamze Güller books, Gamze Güller quotes and quotes, Gamze Güller authors, Gamze Güller reviews and reviews on 1000Kitap.
96 syf.
·
Not rated
Gamze Güller, öykülerini okumayı en çok sevdiğim yazarlardan biri. 2013 yılında Orhan Kemal öykü ödülüne layık görülen yazarın son öykü kitabı Zürafanın Bildiği, Everest yayınları tarafından yayımlanarak okuyucuyla buluştu. On üç öyküden oluşan eser, metinler arası özellikler, rüyalar ve birçok öyküde yer alan hayvanlarla okuyucusunun hayal gücünü tekinsiz bir mecraya sürüklüyor. Etkileyici iki küçürek öykünün yer aldığı eserde anonim Türk edebiyatını ürünlerinden de yararlanıyor Gamze Güller. Kitap, samimi dili ve farklı biçim özellikleri ile öne çıkıyor. Sen diliyle yazılan “Kafes” öyküsü eserdeki alegorik öykülerden biri. Hayvanlardan yola çıkarak insanın sıkışmışlığını anlatıyor bize yazar. Kimi zaman trende, kimi zaman arabada, ya da evde oluşan kafeslerimizi hatırlatıyor. Modern hayatın hengâmesinden sıkılanların, iletişim sorunu yaşayanların, yılgınların, kabukları içine gizlenmeyi yeğleyenlerin, sessizliği seçenlerin, yoksulların, toplum kabullerine boyun eğip bir türlü kendi olamayanların ve dilsiz dostlarımızın sesi oluyor Gamze Güller. “Sen bu kafese getirilip konulmadın da kafes senin etrafına inşa edildi sanki. O kadar senin. O kadar senin değil. Çıkmak istiyorsun, her gün çıkmak istiyorsun buradan. Ama uğraşacak gücün yok. Sen mi buraya aitsin yoksa kafes mi?”s.46
Zürafanın Bildiği
Zürafanın BildiğiGamze Güller · Everest Yayınları · 202421 okunma
“Uzun zaman önce, uzak diyarlarda parayı seven bir tüccar yasarmış. İki de oğlu varmış tüccarın. Biri doğumda ölüp giden karısının yadigârı, diğeri o yalnız büyümesin diye yanına alıp evlat bildiği. Tüccarın son seyahati uzun yıllar sürmüş. Niyeti, bu yolculuğundan kazandığını oğullarına pay edip köşesine çekilmekmiş. Fakat dönüş yolunda aklına fesat karışmış. Kendi oğlu dururken canından kanından olmayan çocuğa pay vermek içine sinmemiş. Her şeyi kendi oğluna bırakmaya karar vermiş. Döndüğünde iki delikanlı karşılamış onu. Her ikisi de onun gerçek oğlu olduğunu iddia etmiş. Geçen zaman yüzünden ayırt edememiş tüccar. Biri dalyan gibi, güçlü kuvvetli, yakışıklı; diğeri tıknaz, hantal, çirkin. Düşünmüş, karar vermiş; belli ki güçlü kuvvetli delikanlı onun oğluymuş. Varını yoğunu ona vermiş, diğerini de kardeşinin servetine musallat olmasın diye zehirletmiş. Günlerden bir gün gezgin bir dostu ziyaretine gelmiş tüccarın. Cok uzaklardan getirdigi mucizevi bir hediye sunmuş ona. Bir aynaymış bu. Şaşkınlıkla eline almış tüccar aynayı. Ve kendini ilk defa görmüş. Karşısında tıknaz, hantal, çirkin, yaşlı bir adam varmış. İnsan böyledir işte, dedi sonra; kendini bilmez.”
Reklam
Bahadır nereye gitse her yere uzak. Onun için her yer sıfır noktası.
Sayfa 73 - EverestKitabı okudu
96 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 days
On üç kısa öyküden oluşuyor. Öykülerin çoğunda bir hayvan figürüne yer verilmiş. Hayvanların yaşam alanlarının kısıtlanmasına değinilmiş. Kuş, köpek, zürafa, jaguar, kaplumbağa öne çıkan hayvanlar. Zürafa kitabın ilk öyküsü "Yüksek"te yer alıyor. "Zürefanın bildiğini sizden mi saklayacağım?" cümlesinden yola çıkılarak kitaba isim verilmiş. Zürafa boyu itibariyle yüksekten bakar ve her şeyi görür, bilir. Bildikleri de insanların üç kâğıdı, düzenbazlığı, hırsızlığı, ahlâksızlığıdır. Bunları hepimiz biliyoruz aslında. Görüp görmemek işimize gelip gelmemesine bağlı. Lubyanka'da İnemeyen Köpek öyküsünde insanların her şeyi bildiğinden fakat görmezden gelindiğinden dem vurulmuş. "Her şeyi izliyor ama hiçbir şeye müdahale edemiyordu." cümlesiyle insanların kendi dertlerine düştüğünü kimsenin kimseye yardım edemediği dile getirilmiş. Lubyanka'da İnemeyen köpek kalabalığın kayıtsızlığından mağdur olmuştur. Kanıksamışlık ve kayıtsızlık hassas yüreklere set olmuştur. Lubyanka'da İnemeyen Köpek kitabın en sevdiğim öyküsü oldu. Uzun zamandır bu güzellikte öykü okumamıştım. Özellikle öyküdeki şiirsel dil Bahadır'ın ninesine yazdığı mektuplarda öne çıkmış.
Zürafanın Bildiği
Zürafanın BildiğiGamze Güller · Everest Yayınları · 202421 okunma
Sen bu kafese getirilip konulmadın da kafes etrafına inşa edildi sanki. O kadar senin. O kadar senin değil. Çıkmak istiyorsun, her gün çıkmak istiyorsun buradan. Ama uğraşacak gücün yok. Sen mi buraya aitsin yoksa kafes mi? Parmaklıklar değil artık seni tutan. Teller de değil.
Ümitler yittiğinde nereye gider insanlar ölmeye?
Reklam
Bugün ölümden bahsedeceğiz dedim öğrencilerime. Herkesi nasıl eşitlediğinden.
Kim olursak olalım, ölüm bizi birleştirecek.
Sen bu kafese getirilip konulmadın da kafes etrafına inşa edildi sanki. O kadar senin. O kadar senin değil. Çıkmak istiyorsun, her gün çıkmak istiyorsun buradan. Ama uğraşacak gücün yok. Sen mi buraya aitsin yoksa kafes mi? Parmaklıklar değil artık seni tutan. Teller de değil. Camın arkasından sana bakan yüzlerden nefret ediyorsun. Her gün korkarak içeri yemek iteleyen adamdan da. Karnını doyurmak için ona muhtaçsın. Bir pençede yakalayıp kafatasına dilini geçirebileceğin o insana mecbursun hayatta kalmak için. İçinden çığlıklar atıyorsun, dışından çığlıklar atıyorsun. Kafes gitmedi.
Ah ninem, Korkuyu içimde taşırken, bu korku hiç yokmuşçasına ama hayatımı bu yüzden kısıtlayarak yaşamak, her adımda tedirginlik, her adımda bilinmeyene daha da yaklaşmak. İçimdeki ürpermeye rağmen, derin bir nefes almaya hasret, hayata ters yönde koşup duruyorum. Soğuktan, insanlardan, bakışlardan kaçarak kendim olamayan bir beni peşimden sürüklüyorum. Neden içime yuvalanan böcekleri kovalayamıyorum, neden bu sessiz, siyah çığlıklar ciğerimi delip çıkamıyor, neden hala buradayım?
468 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.