Paris'te doğan Nerval iki yaşındayken, annesi Silezya'da vefat eder. Babası, Napolyon'un ordusunda askeri doktordur. Amcası, Antoine Boucher'in yanında; Valois bölgesinin kırsal kesimi olan Mortefontaine'de yaşar. Babasının 1814 yılında savaştan dönmesi üzerine tekrarParis'e gönderilir. Birçok defa, Valois tarlalarına geri dönen Nerval, Valois şarkıları ve efsanelerini bu dönemde yaratır.
Çevirmenlik hevesi, Goethe'in Faust (1828) eseriyle başlar ve bu O'nu ünlü eder. Goethe'nin de takdirlerini alan Nerval, 1840'lı yıllarda daHeinrich Heine'nin şiirlerini Fransızca olarak sunar.
Üniversite'ye gittiği 1820'li yıllarda Theophile Gautier ve Alexandre Dumas ile dost olur. Nerval'in şiirleri Romantik Deizm içerir; bu dönemde hayranları arasında Victor Hugo da bulunmaktadır.
Dönemin Mason dünyasının önemli şahıslarından olan Nerval, uyuşturucu madde bağımlısı olmuş; 1841 yılı itibariyle birkaç kez akıl hastanesinde yatmıştır. Görevi vesilesi ile birçok ülke gezen Nerval, hiçbir şehirde yerleşik bir hayat sürememiştir. O'nun Paris'de 1820'li yıllarda, Lüksemburg ve Hollanda'da da 1830'lu ve 1840'lı yıllarda yaşadığı aşkları şiirlerine de yansımıştır.
1855 yılında, 47 yaşındayken Paris'te bir parkta ilk aşık olduğu kadını ailesi ile piknik yaparken görür. Çocuklarıyla mutlu olan babanın yaşamını kıskanarak tekrar bir bunalım içerisine girer. (Başka bir görüşe göre de; ilk aşkını, kocası ile beraber balkonda çocuklarıyla yemek yerken gördüğüdür.) Öldüğü gün, "Sıcak bir kış günü" tasviriyle dünya tarihine geçer.
Gérard Labrunie 'nin yazılarında kullandığı ismidir. Romantizmin en güçlü temsilcisi olan Fransız; şair, yazar ve gezgindir. Birçok defa Türkiye'ye de uğramış, İstanbul'un en çok mezarlıklarını beğenmiştir. Dünyaedebiyat tarihinin en önemli şairlerinden ve yazarlarından biridir.
Son zamanlarda öykü konusunda tavsiye vermemi isteyen epey mesajla karşılaşıyorum. Zamanında bende - #17244229 - sormuştum. O günden bugüne epey zaman geçti. Tavsiye edilen birçok kitabı okumaya çalıştım. Ayrıca bunun dışında da rast geldiğim öykücüleri okumaya gayret gösterdim. Bu yazım kesinlikle ukalalık olarak
DİPÇE :
Fransız modern şiirini kimi eleştirmenler Baudelaire'le, kimi eleştirmenler ve edebiyat tarihçileriyse Gérard de Nerval'le başlatırlar. Baudelaire ise Nerval'den "üstün bir görüş ", "çağımızın Pisagoru " şeklinde söz etmiştir.
Proust da Sylvie'yi, romantik düz yazının zirvesinde görür ve bu öyküyü çok sever.
Nerval'in yaşamına baktığımızda Sylvie'nin kurgusal bir öykü olmadığını, yazarın ilk gençlik çağlarından kopan bir yürek huzmesi olduğunu hemen fark ederiz.
Bu eserde bir aşkın bir güzelliğin parçalara ayrılarak başka yüzlerde ve kalp ağrılarında yaşadığını fakat yine tüm yolların o tek yöne aktığını ve tek bir şeyin arandığını görürüz.
Bu durum bana Gilberte'nin ektiği aşk tohumlarının Albertine' de filizlendiği bölümü ve Proust'un arayışını çağrıştırdı.
Nerval de bir Slyvie bir Andrienne'nin silüetlerini belirginleştirir, her defasında yüreğini kanatır. Asl'olanı fark ettiğinde ise artık çok geçtir.
Hikayenin bitiminden sonra Dizeler adı verilen şiir bölümü yer almaktadır.
Yumuşak dokunuşlu bir eser olduğundan kolaylıkla ve özel bir tatla okunan bu eseri yoğun okumalarınız arasına alabilirsiniz.
Keyifli okumalar dilerim. Esen kalın.
Sylvie - DizelerGérard de Nerval · Cumhuriyet Kitapları · 200095 okunma
“Kaba Oyalanmalar”
Bazen bir çift göz gibi peşine takılırız bir çift sözün. Zihnimize kazınan bir çift bakış gibi zihnimizde yankılanır o bir çift söz. Nerval’in peşine o bir çift sözün keşfi yüzünden takılmıştım ben de. Üstelik bambaşka bir sokakta. Orhan Pamuk’un en sevdiğim romanı Masumiyet Müzesi’nde: "Fransız şair Gerard de Nerval'in bir
Yanılmıyorsam Hasan Ali Toptaş'ın çok etkilendiği, ısrarla bahsettiği bir yazar olduğu için Nerval'i merak etmiştim. Yazarın kendi şahsına münhasır bir dünyası var. Kendisi takıntılı ve huzursuz, hatta bir kaç nöbet geçirerek ruhsal tedaviler görmüş bir akıl hastası. Nihayetinde intihar.
Okuduğumuz kitaba birkaç bölümden oluşan hikayemsi günlük de diyebiliriz, en azından bana o tadı verdi daha çok. Türküler ile ilgili bölümü alakasız buldum. Kopardı beni metinden. Giriş, gelişme, sonuç odaklı derli toplu bir metin değil. Gitgellerini, garip dünyasını, rüyalarını, sembolik benzetmelerini, din ve inanç arayışlarını, aşklarını, çocukluk anılarını okuduğumuz Nerval beni çok etkilemedi ve bazı yerlerinde sıkıldım. Çok fazla efsane isimleri, yer isimleri, öykünmeler, göndermeler olunca içine giremedim. Bazı altını çizdiğim yerler var tabi edebi olarak hoşuma giden cümle ve paragraflar. Edebi açıdan Nerval'i okuyayım diyenler dışındakilere öneremem.
Ateşin KızlarıGérard de Nerval · İthaki Yayınları · 200595 okunma