Almanya'nın 2.Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru savaşı telafi edilemez bir şekilde kaybetmesine rağmen savaşa neden devam ettiği önemli bir meseleydi. Ian Kershaw'un Çöküş eseri bu konu üzerinde yazılmış en kapsamlı eserlerden birini teşkil eder. Kitabın kaynakça kısmının sadece 24 sayfa tutması bu eserin ne kadar kapsamlı olduğunu anlatmak için iyi bir örnektir.
Kitap boyunca özellikle yönetimin en ileri gelenlerinin mektupları, anıları, emirleri vb. diğeri belgelerini kullanarak bahsettiğimiz sorunun harikulade bir biçimde analiz edildiğini görüyoruz. Savaşın son safhalarında halkın rejime karşı hissetikleri, Gestapo ve SD raporları Alman halkının yıkımın en şiddetli olduğu zamanlarda yönetime karşı duyduğu hisleri olduğu gibi gözler önüne seriyor.
Kitabın bir diğer takdire şayan kısmı Almanların "Yahudi Sorunu" üzerine hissettiklerini ve düşünceleri göstermesidir. Özellikle bazı durumlarda savaş esirlerinin ve Yahudilerin bizzat halk tarafından kovalanıp SS'e teslim edilmesi, insanavı denilebilecek olayların yaşanması Almanların hiçbir şey bilmedikleri veya yapılanlardan haberdar olmadıkları gibi savları boşa çıkarmaktadır.
Bir yönetimin hastalıklı bir ideoloji için ne kadar gözüdönmüş eylemler gerçekleştirebileceği, bir zamanlar Almanların o çok sevdikleri yönetimin başlarına nasıl çöktüğü ve en ufak bir teslimiyetçilikte bile insanların nasıl göz kırpmadan kurşuna dizildikleri belgelerle son derece ayrıntılı bir şekilde anlatılmış.
Kitabın bu kadar hacimli olması hesaba katılırsa bu kitabı okuyan bir kişinin bu eseri sindire sindire okuması ve acele etmemesi tavsiyemdir.
