Kitabı çok merak ederek okumaya başladım. Başlarında 'Yine mi alacakaranlık kalıbı( Tek ebevenyli normal kız, esarengiz erkek ve benden uzak dur çabaları vs..) bu kalıp kullanılmadan fantastik bir melek yada vampir kitabı okuyamayacak mıyız? ' diye söylenmeye başlasam da yazar özgün olma uğraşlarıyla bu kalıbı kitabın ortalarında kırmayı başardı.
Rebeca'nın Almanya da başlayıp Amerika da sona eren hikayesini anlatıyor. Rebeca sıradan bir lise öğrencisidir. Bir gün kendisiyle ilgili gizemli rüyalar gören ve hafızasını kaybetmiş bir gençle karşılaşır. Kendisi de sürekli ölüm anını görmektedir. Rebeca bu gizemi çözmeyi kafasına takmıştır....
Kitapta geçmiş ve geleceğin iç içe olmasını, karakterlerin mükemmel olmayıp Rebeca'nın biraz toplu Lucian'ın ise cılız olması çok hoşuma gitti. Ayrıca ayrıntıları çok sevdim, Rebeca'nın annesinin çok güzel yemek yapması, eşinin uğur süngerleriyle uğraşması, İngilizce dersinde bir yazarın hayatı üzerine yoğunlaşmaları, en iyi arkadaşının makyaj konusundaki olağanüstü yeteneği... Ve en büyük artı basit konuların bile seri şeklinde önümüze sunulduğu şu günlerde kitabın seri olmamasıydı.
Kitaptaki karakterin aile yapısını garipsedim. Kitaptaki en anlam veremediğim yer ise hiç bir şekilde olayla alakası olmayan Obama'nın seçimiyle ilgili bilgiler verilmesiydi. Bunların dışında sonunun böyle olmaması gerektiğini düşünsem de güzel bir kitaptı.
Keyifli okumalar.. :)