Jeffrey Moore şu anda Quebec Laurentian'da Val-Morin'de yaşayan Kanadalı yazar, tercüman ve eğitimci. Moore, Montreal'de dünyaya geldi ve Toronto Üniversitesi, BA, Sorbonne ve MA Ottawa Üniversitesi'nde eğitim gördü.
21. yüzyıl, psikiyatristleri astrologlar ve kabile şamanlarıyla aynı kefeye koyacaktır. Neden olduğunu bilmek ister misin? Çünkü beyin hastalıkları kimyasaldır. Beynimiz, içinde birtakım kimyasal maddeler, elektrik yükleri ve şalterler olan bir et parçasıdır. Hissetmek, düşünmek ve hayal etmek yalnızca bilgi işlem sürecinin farklı şekilleridir. Zihinsel hayatımızın her özelliği tamamen beyin dokularımızdaki fizyolojik olaylara bağlıdır. Kişilik mi? O da beyin hücreleri arasındaki boşluklarla, yani her insanda farklı özelliğe sahip olan sinapslarla tanımlanabilir.
"The Shawshank Redemption"u Esaretin Bedeli diye izlediğimiz gibi "The Memory Artists"i (Bellek Sanatçılar) Sinestezya diye okumağımız normaldir (!) Sinestezi merakıyla okumaya başladığım bu romanda Sinesteziden daha çok Alzheimer hastalığı, farmakoloji, nörofarmokoloji, sanat ve edebiyat bilgileriyle karşılaştım.
Roman; Noel, Norval, JJ Yelle ve Samira'nın, Alzheimer hastası olan Noelin annesi Stella'yı hastalığından kurtarma çabalarını kurgular ve kurguda sinestezik Noel'in muazzam hafızası ön plana çıkartılır. Üst düzey betimleme -doğrusu ana karakter Noel'in kıvırcık saçlı olduğunu kitabın yarısında öğrenmiş olmama rağmen- ve sağlık, sanat, edebiyat, farmakoloji ve nörofarmokoloji konuları üzerine kurulmuş çok verimli diyaloglarıyla tartışmasız ödül hak eden eser olduğunu söyleyebilirim. Ki ⬇
Kanada Yazarlar Derneği tarafından "En iyi Roman" (2004) ödülü ile ödüllendirilmiş ve bir çok diğer ödüllere aday gösterilmiştir.
Okurken bitmesini istemedim. O kadar iyi betimlemiş ki, canlı film izler gibiydim. Bu kadar anlamlı ve etkileyici diyaloglar her zaman kolay kolay bulunmaz. Okurlara tavsiye ederim.
SinestezyaJeffrey Moore · April Yayıncılık · 20101,431 okunma
Sinestezi Hastalık mı? Mucize mi?(Bende renkleri koklamak, müziğin tadına bakmak istiyorum.)
Noel Burun bir sinestezik. Ona neredeyse deha seviyesinde artistik ve bilimsel yaratıcılık veren beyne ve hiçbir şeyi unutmamasını sağlayan hafızaya sahip. Annesiyse ironik olarak Alzheimer hastalığının pençesine düşmüş bir tarih öğretmeni. Yolları
"Tükeniş Kulübü" içinde güzel gariplikler taşıyan bir kitap. Okumaya başlamadan önce yaptığım araştırmada, kitapta David Lynch filmlerine benzer ögelerin de bulunduğunu okumuştum. Yazan arkadaş kesinlikle doğru söylemiş. Lynch'in filmlerindeki derin, garip ve bir o kadar tüyler ürpertici karakterlere rastlamak mümkün. Ayrıca, Lynch'in de filmlerinde yaptığı gibi, Jeffrey Moore da hikayesini psikanalitik bir derinliğe taşıyor. İki ana karakterimizin ağzından dinlediğimiz hikaye göründüğünden fazla ipucuna sahip. Bunları burada açıklamam içeriği fazlasıyla ortaya çıkaracağından daha fazlasından kaçınıyorum. Fakat Lynch ve Moore'un benzer özellikleri üzerine sohbet etmek isteyen olursa, seve seve konuşurum.
Teknik değerlendirmeye gelirsek; Moore'un dili gerçekten çok akıcı. Ayrıca karakterler arası geçişteki değişen dil yapısı kesinlikle bu sağlam tekniği sekteye uğratmıyor. Konudan koparmayan anlatımı akıcılığını korurken, hikaye dahilinde neyi ne kadar bildiğiniz de çok önemli. David Lynch'in karmaşık karakterleri burada karşımıza çıkıyor işte. Okuduğumuz karakter, karşısındakiler hakkında ne biliyorsa biz de onu biliyoruz. Bu zaten birinci kişi anlatımında kullanılan bir akış, fakat bunu yaparken karakterin kafa karışıklığını okura yansıtmak büyük başarı.
Gerek konusu olsun, gerek muazzam kapak tasarımı olsun; Tükeniş Kulübü beni kendine çeken bir kitap oldu. Gizemli ilerleyişini takip etmemizi zorlaştırmayan başarılı anlatımı sayesinde keyifli bir okuma sağlıyor. Ayrıca verdiği güzel mesajlarla da asıl "tükenişi" bizlere gösteriyor, dünya üzerindeki asıl canavarı okurlarına parmakla gösteriyor.
Tükeniş KulübüJeffrey Moore · April Yayıncılık · 201758 okunma