Amerikalı roman ve hikaye yazarı. Yedi adet basılmış romanı ve çeşitli dergilerde ve antolojilerde yayımlanmış hikayeleri bulunmaktadır. Eserleri on dört dile çevrilen Scalzi, üç kere En İyi Roman Hugo Ödülüne aday gösterilmiştir. 21 Mayıs 2012 tarihinden beri Science Fiction and Fantasy Writers of America'nın başkanlığını yürütmektedir.
Beni huzursuz eden hiç huzursuz olmamam. Eylemlerimiz bazı sonuçlar doğurmalı. İyi sebeplere dayansın veya dayanmasın, sebep olduğumuz dehşetin en azından bir kısmını kabullenmeliyiz. Ben yaptıklarımdan dehşet duymuyorum ve bu beni korkutuyor. Bunun ne anlama geldiğinden korkuyorum.
Hava kısa kolluyla gezilecek kadar sıcak. İnsanın tatlı Nisan güneşinde kedi gibi mayışası geliyor. Adana sokakları MİİİİİSSSSS gibi portakal çiçeği kokuyor. Neredeyse çiçek kokusundan sarhoş geziyorum. İşe gitmek böyle günlerde de pek zor. Pandemi olmasaydı Portakal Çiçeği Festivali ne ihtişamlı olurdu ama. Özledik. İnşallah gelecek yıla artık.
Sendrom; ilgi çekici fikirlerle inşa edilmiş konusu, macera temposu yüksek işleyişi, yalın ve akıcı anlatımı ile kısa sürede okunabilen, film tadında bir kitaptı. Bilim kurgu ve polisiye türlerinin harmanlandığı kitap, kurgunun gidişatı ve çözümlenmesi açısından tatmin edici derinlikte olmasa da, Surrogates (Suretler) filmini anımsatan hikayesi,
Gerçekten çok başarılıydı. Heinlein'in Yıldız Gemisi Askerleri kitabına benziyordu. Hatta o kitabı okurken Scalzi'nin bir sözü vardı. Kendisi de etkilenip bu seriyi yazdığını ifade ediyordu.
Evrene açılmak için 75 yaşına gelmek gerekiyormuş. Vay be.. gerek kurgu gerekse esprileri başarılı buldum. Bana samimi gelmesi ve hızla kendini okutması artı bir özellikti. Devam kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
İmparatorluğun Çöküşü, John Scalzi'nin Yaşlı Adamın Savaşı kitabındaki kadar ilginç bir evren anlatmıyor bizlere, ama ondan daha eğlenceli bir kitap kesinlikle. Serinin ikinci kitabının ekim ayında çıkacağını yeni öğrendim, bu kötü oldu tabii, büyük olasılıkla okuma isteğim azalacak, ama en azından serinin ilk kitabını okuyarak yazarın ne kadar rahat, ne kadar keyifli bir kalemi olduğunu hatırlamış oldum.
İmparatorluğun Çöküşü rahatlıkla dizi ya da film olabilecek bir kitap olarak diyaloglarından evren tasarımına dek aslında aşinalık hissi veren bir eser. Asimov'un Vakıf serisindeki imparatorluğun çöküşü çok ilgi çekici olmakla beraber yazarın üslubunun çok iyi olmaması sebebiyle arada sıkıcı da olabiliyordu; Scalzi ise orijinal bir fikir bulmuş olmasa da, hatta kitaptaki evrenin ucundaki Son gezegeni dahil Asimov'a fazla şey borçlu olsa bile, çok karakterli anlatısına çok rahat renk verebiliyor, bugüne dek görmediğimiz derece küfür kullanımıyla (hakikaten, abartısız, havada uçuşuyor!),karakterlerini bol bol konuşturarak, hızlı bir akış tutturarak çok iyi bir enerji yaratabiliyor. Bunun ne derece edebi olduğu tartışılır ve bu tartışma çok kısa sürer, ama eğlencelik bir şeyler okumak isteyenler için, iktidar savaşının bir başka örneği olarak, ayrıca ilk kez bilim kurgu okumayı düşünenler için, kafa dağıtmak için İmparatorluğun Çöküşü çok iyi bir seçenek olabilir.