Judith Herman kitaplarını, Judith Herman sözleri ve alıntılarını, Judith Herman yazarlarını, Judith Herman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir muharebe nevrozunun varlığı artık inkar edilemez olduğunda tıbbi tartışma, daha önce histeri çekişmesinde olduğu gibi, hastanın ahlaki karakterini merkez aldı. Geleneksel anlayışta, normal bir asker savaşla gurur duymalı ve hiçbir duygusal tepki vermemelidir. Kesinlikle teröre mağlup olmamalıdır. Travmatik bir nevroz geliştiren asker, en iyisinden bünyesel olarak zayıf bir insan, en kötüsünden hastalık numaracısı ve korkaktır. Bu dönemin tıbbi yazarları bu hastaları ''ahlaken sakat'' olarak nitelediler. Bazı askeri yetkililer bu insanların hasta olmaya zerre kadar layık olmadıklarında, divanıharbe verilmeleri ya da tıbbi tedaviden ziyade, ordudan onursuzca ihraç edilmeleri gerektiğinde ısrar etti.
Siper savaşının dehşetine fasılasız maruz kalma koşulları altında, şaşırtıcı sayıda insan ruhen sarsılmaya başladı. Mahsur kalmış, çaresizlik, sürekli yok olma tehdidi altında, kurtulma ümidi olmaksızın silah arkadaşlarının ölmesine ve yaralanmasına tanık olmaya zorlanan pek çok asker, histerik kadınlar gibi davranmaya başladı. Kontrolsüz bir şekilde feryat ediyor ve gözyaşı döküyorlardı. Donup kalıyor, hareket edemiyorlardı. Konuşmuyor ve hiçbir tepki vermiyorlardı. Hafızalarını ve hissetme yeteneklerini kaybetmişlerdi. Psikiyatrik zayiatların sayısı öyle büyüktü ki, onlan yatırmak için hastanelere el konması gerekti.
Olaylar doğal afetler ya da “Tanrı’nın işi” olduğunda, tanık olanlar kurbana sempati duymaya hazırdır. Fakat travmatik olaylar insan yapısı olduğunda tanık olanlar kurban ve fail arasındaki çatışmaya yakalanırlar. Bu çatışmada tarafsız kalmak ahlaken mümkün değildir. Seyirci kalanlar taraf tutmaya zorlanır.
Psikolojik travmanın merkezi deneyimleri, başkalarıyla bağların kopması ve güçsüzleşmedir. Bu yüzden iyileşme, mağdurun güçlendirilmesi ve yeni bağların yaratılması üzerine temellenir.
Vahşete verilen olağan tepki onu akıldan çıkarıp atmaktır sosyal anlaşmanın belli ihlaleriyüksek sesle söylenmek için fazlasıyla korkuçtur bunun kelime karşılığı dile getirilemezdir