9 Ocak 1890'da Male-Stanovice'de doğdu, 25 Aralık 1938'de Prag'da öldü. Yazarlığa 1907 yılında başladı, 1915 yılında Prag Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun oldu. 1908-13 yıllarına ait erken dönem öykülerinin büyük kısmı kardeşi Yosef Capek'le birlikte yazılmıştır. Daha sonraki yıllarda yazdığı, dışavurumcu bir tarzla ahlakçı hümanizmaya yakınlık gösteren öyküler Dünya Savaşı'nın derin izlerini taşır. 1920 yılına ait "Haydut" adlı lirik tiyatro komedisi bu tür bir "doğru" arayışının izlerini taşır. Capek'e büyük ün kazandıran eserleri, "robot" sözcüğünün ilk kez kullanıldığı tiyatro oyunu olan "R.U.R.: Rossum'un Evrensel Robotları" (1920), "Makropulos Olayı" (1922), "Mutlak Fabrikası" (1922) ve "Krakatit" (1924) adlı romanları olmuştur.
İki dünya savaşı arasında yazdığı, büyük ölçüde gerçekçi ve sivri mizah anlayışı taşıyan eserler arasında "İtalya'dan Mektuplar" (1923), "İngiltere'den Mektuplar" (1924), "Bir Cepten Öyküler, İkinci Bir Cepten Öyküler" (1924), "Apokrifler" (1934) ve bir felsefi görececilik üçlemesi olan Güvercin (1933)-Meteor-Sıradan Yaşam (1934) yer alır. Yapıtının doruk noktasını oluşturan ve faşizmin yükselişini felsefi ve keskin bir dille hicvettiği eser, "Semenderlerle Savaş"tır (1936). Bu izlek "Beyaz Hastalık" (1937), "İlk Kurtarıcı" (1937), "Ana" (1938) adlı tiyatro oyunlarında da temel yere sahiptir
Değerli arkadaşlarım;
Bildiğiniz üzere İthaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi yoluna baş koymuş biriyim. Çoğunlukla özelden mesaj yazan okurlar bu kitaplarla ilgili fikrimi almak istiyor. Her yazan kişiye sonuna kadar bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum elbette. Fakat fark ettiğim üzere, genelde listeyi bilmedikleri için kitapları araştıramıyorlar ve
İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisi, özellikle bilimkurgu-fantastik sever okurların merakla takip ettikleri bir seri. Hatta önce keşfediliyor, sonra merakla takip ediliyor, en sonunda da "acaba seriye yeni kitap ne zaman eklenecek?" diye pusuya yatırıyor.
Seri "Dune" romanıyla 2015 yılında başlamış (Kaynak: Vikipedi).
Karel Čapek'in 1939 senesindeki vefatı, basınımızda da yer almıştı.
Eski basınımızın entelektüel ilgileri, insanı ister istemez şaşırtıyor.
Sırasıyla:
-"Ölen Çek Muharriri Karel Çapek", Vakit Gazetesi, 12 İkincikanun [Ocak] 1939.
-İbrahim Hori, "Edebiyat Aleminin Büyük Kaybı: Karel Çapek", Son Posta Gazetesi, 2 İkincikanun [Ocak] 1939.
-"Çekoslovakya'nın Meşhur Muharriri Karel Çapek ve Radyo'" Haber Gazetesi, 5 İkincikanun [Ocak] 1939.
Çek edebiyatının dünya edebiyatına kattığı en önemli isimlerden 1i olan Karel Capek'in (çok merak ediyordum bu yazarı) en önemli kitaplarından 1i olan Semenderlerle Savaş, 1936'da yayımlanarak başyapıt kitaplardan 1i sayılır sadece konu itibari ile değil, edebi anlamda da derin 1kitap olan Semenderlerle Savaş kitabı farklı anlatım teknikleriyle
Çek yazar Karel Çapek’in 1936 yılında yayımlanan eseri Semenderlerle Savaş, bir gemi kaptanının Endonezya açıklarında bir adanın çevresinde değişik, yeni bir tür deniz canlısını keşfi ve bu canlıları inci avcılığında kullanma planıyla başlıyor. Çapek, muazzam bir eser çıkarmış ortaya. Semenderlerle Savaş, hem bireysel hem toplumsal düzlemde müthiş bir eleştiri ve kara mizah sunuyor. İnsanın açgözlülüğü, para hırsı, bencilliği, istilacı, çıkarcı ve benmerkezci yapısını yatırıyor masaya önce. Sonrasında adeta okuru elinden tutup, hazineyle dolu bir mağaraya yavaş yavaş sokar gibi, gittikçe daha da zenginleşen bir metin çıkarıyor karşısına. Kapitalist düzen, emperyalizm, savaşlar, ‘medeniyet’, inançlar, bilim ve bilim insanlarına yöneltiyor oklarını romanın ilerleyen bölümlerinde. Felsefe eğitimini medeniyet eleştirisinde özellikle Rousseau hakimiyetinde görmek mümkün ancak beni asıl etkileyen, medeniyeti farklı yönlerden ele almasındaki başarısı oldu. Bunu yaparken de gazeteci kimliği devreye girmiş Çapek’in ve gazete yazıları, makaleler vb. kısa metinleri de dahil ettiği farklı bir yazım tekniği kullanmış. İkinci Dünya Savaşı öncesinde dünyanın gidişatı ile ilgili öngörüleri ayrı hayranlık uyandırıcı. Distopik, fantastik, yer yer de bilimkurgu ögeleri barındırıyor roman ancak benim gibi bu türlerin okuru olmayanların bile çok sevebileceği bir kitap. Benim en sevdiğim kitaplardan biri oldu. Gerçekten bir başyapıt. Muhakkak okumanızı tavsiye ederim.
Damon: "İnsanlar gibi olmak istiyorsanız öldürmek ve hükmetmek zorundasınız. Tarihi okuyun! İnsan kitaplarını okuyun! Eğer insan olmak istiyorsanız hükmetmek ve öldürmek zorundasınız!"
1890 doğumlu Karel Capek, günümüzde 20. yüzyılın en önemli Çekoslovak hikaye anlatıcılarından biri olarak görülmektedir. Capek denince ilk akla