«Etraflarındaki şeylerin gün içerisinde sürekli değişip durması çılgıncaydı. Sabahları her şey gıcır gıcır ve yeniymiş gibi geliyordu. Hava bile keskindi. Ama öğleden sonra ışıkla birlikte renkler de yumuşuyordu. Dünya’da en hoşuna giden şey de buydu: Belirsizlik...»
Sayfa 101