♡
“Buradan bakınca pek de kurye gibi görünmüyorsun.”
Adam başını yana eğerken dişlerini göstererek keyifle gülümsemişti. “Güzel. Çünkü şu an bir kuryeden çok kur yapıyormuş gibi görünmeyi tercih ederim.” Ardından bakışlarıyla paketi işaret etmişti.
“Aç bakalım da ne gelmiş görelim.”
•
“Çünkü sade kahvenin ağzında bıraktığı o buruk, yudum yudum zevk sonrasındaki acılığı seviyorsun,”
“Hayat gibi... ”
•
Topuklarının yere vurduğu o ilk adım mühimdir. İlk bakış, ilk temas, ilk öpücük gibi...
.
Uzun uzun anlatımlar. Gereksiz yerler... bü kitabı bitirene kadar verem olacağım galiba kesin. Bilmiyorum sevemedim gitti bu kitabı. Karakteri övmek için nerdeyse kırk takla atmış.
Herkese merhabalar,
Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursam, Alin Aygen, isimli dünyaca ünlü ayakkabı markası olan ELVİN 'in sahibi baş kadın karakterimiz bir gün sevgilisi tarafından aldatıldığını bir de adamın evlenmek üzere olduğu haberini alıyor. Tabi bunu duyan Alin susacak, bu durumu hemencecik kabullenecek bir kadın mı? Tabiki hayır.
Kübra Türker'in ilk okuduğum kitabı bu.
Kitabı beğendim, ama o kadar çok aşk romanı okudum ki bana biraz sığ geldi. daha bir macera olabilirdi. Bence...
Naz, İstanbul'un zengin bir ailesinin tek kızı. Dedesi tarafından çok şımartılmış. Annesi ve babası öğretmenmiş. Naz da öğretmen ama, çok şımartıldığından bir türlü dikiş tutturamıyor. Hep özel okullarda çalışmış ama hep bir kaç ayda istifa etmiş. Bir gün annesi ve babası yurt dışında gezi de iken evinde bir parti veriyor ve sarhoş iken havuzda arkadaşı ile yarış yaparken boğulma tehlikesi atlatıp, oğlan Onu kucağına alıyor ve babası tam o anda eve geliyor. Naz'ın da bu olaydan sonra hayatı değişiyor. KPSS ile yerleşip Kars-Sarıkamış'a atanıyor ve beş parasız ailesi Onu oraya gönderiyor. Naz'ın serüveni böyle başlıyor.Market alışverişi, pazar alış verişi, yemek hiç yapmamış olan Naz 'ı kötü günler bekliyor. Ve geçim sıkıntısı.
Oturduğu apartmanda karşı komşusu olan Yüzbaşı ile yakınlaşıyorlar. Hem atışıyorlar, hem de birbirlerine çekiliyorlar vs.