Selamlar bugün size çıktığı andan beridir baya dikkatimi çeken o kitapla geldim. BANA SÖYLEDİĞİ SON ŞEY. Önce kitabın konusundan bahsedeyim. Kapısında küçük bir çocuğun elinde not kağıdı gören Hannah o andan itibaren hayatının temposuna yetisemeyeceğini tabii ki bilemiyor. Notta sadece “Onu Koru” yazarken kocasının kimden bahsettiğini biliyordu. Kocasının kendisinden pek haz almayan kızıydı. Ve Hannah bir anda bir not kağıdı bırakıp ortadan kaybolan kocasının arkasında bıraktığı gizemin içinde kocasının kızını koruyabilecek miydi?
Hala etkisindeyim. Kitapta beni etkileyen en önemli şey sonuydu. Karakter gelişimini çok güzel okuduk. Tek sıkıntısı dendiği gibi bir gerilim asla yoktu. Gerilmedim hiç okurken fakat gizemi merak uyandırıcıydı. Çünkü Hanna ve kocasının kızı bir gizemin peşinde koşarken, geçmişin sırlarında boğulduğu yerler oldu. Burada işte tam olarak neler döndüğünü merak etmiştim. Büyük bir curcunanın içinde, koruman gereken bir kız, güvenmemen gereken çok fazla insan var ve tanıdığını düşündüğün kocanı asla tanımıyor oluşunla yüzleşmek… Hannah’ın izlemesi gereken yollar ve seçmesi gereken seçimler vardı ilerleyen sayfalarda. Ve bunlari okurken neler olacağını, neleri seçeceğini büyük bir merakla okudum. Öyle ters köşeleri yoktu bana göre ama yine de o sonu okurken duygulandım… Ayrıca yazarın dili de yalın ve sadeydi. Asla okurken boğuyordu ve ufak ufak sırlar serpiştirdiği için de oldukça rahat okutuyordu.
Kitabı sevip sevmediğimden emin değilim, ilk başları heyecan verici olsa da sonraları o heyecanı kaybetti. Kitabın sonu da beni tatmin etmedi. Abartıldığı kadar sevemedim.
"Bir dakika. Ne konuda?" Diye sordum.
Camını indirdi. "Ne konuda derken?"
"Ne konuda bana yardım edebilirsin?"
"Kolay kısmında," dedi. "Bunu atlatman için."
"Zor kısmı ne?"
"Owen düşündüğün kişi değil," dedim
Owen kaybolduktan bir hafta sonra onu rüyamda o otoparkta gördün. Aynı takım elbiseyi giyiyordu. Evlilik yüzüğünü parmağından çıkarıyordu.
"Bak, Hannah," dedi. "Şimdi beni de kaybettin."
"Geçmişte kalmış adamlar seni hâlâ seviyor." dedi Owen. Bunu söylerken bana bakmıyordu, sesi kısıktı.
Bu onun merhaba deme şekliydi.
Ve de vedalaşma şekli.