“ Sessizlik.sessizliğin bir çok çeşidi vardı: toplantıların dolmayı bekleyen sessizligi; evin ve ailenin kelimelere gerek duyulmayan sıcak sessizligi; boş bir bahçenin kuş ve çiçeklerle dolu sessizliği.”
Son zamanlarda okuduğum en iyi historical romance kitaplarından bir tanesiydi. Oldukça güzel ve sürükleyici bir kurgusu vardı. Karakterleri güçlü ve sempatikti. Özellikle de S.T. Maitland'a bayılmamak elde değildi. Ancak filmlerde görülebilecek tarzda bir karakteri vardı. Özellikle de o yarı Fransız diyaloglarını okurken gerçekten çok keyif aldım.
Yazarın Türkiyede yayınlan bununla birlikte toplamda 3 kitabı var üçünüde okudum bundan dolayı şunu söyleyebilirim yazarın çok farklı bir tarzı var 3 kitapta diğer historical romanlara göre konuları farklı bu kitapta gayet aklı başında olan matematik (yani adam zeki)ile uğraşan bir dük var sonra bir gecede deli ve gerizekalı ilan edilip akıl hastanesine kapatılıyor.Bu durumu bir türlü çözemedim açıkçası insan bir gecede delilir mi?Hadi delilir diyelim konuşma yetisini kaybedermi herşeyi unuturmu bu çok değişik bir hastalık .Kitapda anlatılan gibi birşeyi hiç duymadım açıkçası
Dük kendini her ifade etmek istediğinde ama bunu kelimelere dökemediginde kendine her sinirlendiğinde kendini eksik gördüğünde onun için üzüldüm zor bir durum.
Yazarın kitapları dediğim gibi değişik ben her nekadar değişikliği sevmesem de kitapların sevdim.
Çok hoş ve farklı bir aşk hikayesiydi. Tarihi romance türünde ama havası oldukça farklı. Karakterler çok ince işlenmişti. Her ikisini de çok sevdim. ST. asi, haylaz, neşeli bir eşkiya. Bazı sıkıntıları var ve kaçak yaşıyor. Leigh'in çok büyük acıları var ve ondan yardım istiyor. Yavaş yavaş birbirlerine iyi geliyorlar. Leigh'in kalbindeki buzlar eriyor, ST ise hiç bilmediği aidiyet hissini öğreniyor. Türü sevenler mutlaka şans vermeli.