Büyük titizlikle okuduğum bir kitap oldu. Sanırım uzun zamandır herhangi bir kitabımda bu denli altını çizdiğim cümle pek az olmuştur. Budist yaşam tarzından bahsederken acaba okuyucuları bu yaşam tarzına baskıcı yönlendirme yapacak mı diye tereddütle yaklaştığım esnada ilk sayfalarda şu cümleyi okumam o an beni oldukça güldürmüştü '' Bu kitabı okumak için Budist olmanıza gerek yok.''
Budist öğretileri modern yaşama uyarlayarak okuyucuyu düşündürür.
okuyucu, Buda'nın rehberliğinde meditasyonu kullanmayı, yaşamın anlamı, mutluluk, ölüm ve aydınlanma gibi derin temaları sorgulayan içsel bir yolculuğa çıkıyor.
"Buda Bir Gün Bara Girer'' kitabı Budizmin derinlemesine araştırılmasını sağlarken aynı zamanda çağdaş hayata dair içgörüler de sunuyor.
Açık bir üslupla yazılan bu kitap, okuyucuların düşünceyi ve eğlenceyi harekete geçirirken Budizm'in evrensel değerlerini keşfetmesine olanak tanıyor.
Ayrıca bu kitabın mistik ve felsefi unsurlarına ilgi duyan okuyucular daha memnun kalacaktır.
``Buda Bir Gün Bara Girer'' kanımca gönül rahatlığı arayan herkes için ilham verici bir okuma olacak.
Benim gibi Budizm'in temel öğretilerine aşina olmayanlar bile bu kitaptan kazanılabilecek derin anlamı yeniden keşfedeceklerdir.
Çoğu zaman, incinmemek için hassas kalbimizin üzerini örteriz. Dünyada bu derece saldırganlık varken, samimiyet ve açıklıktan uzaklaşmayı istemek doğaldır. Hiçbir şey, bu duvarları aşıp bizi incitemez ama hiçbir şey de hissetmemeye başlarız.
Hepimizin kaçışları vardır. Ne var ki, kaçışlara kapılmaktan sıkıldığımızda, zorlu durumlarla en iyi şekilde baş ettiğimizi sansak bile, acı hala yerinde durmaktadır. Acı, şimdiki anda, onunla karşılaşmamızı beklemektedir.