"Trieste est omne animal post coitum præter mulierem gallumque"
"Her hayvan cinsel birleşme sonrası hüzünlüdür."
Yüz veya doksan yaşındayım. Sanırım. Yani pek hatırlamıyorum ama öyle olmalı. Kendimle, geçmişimle ilgili pek bir şey hatırlamıyorum. Tüm hatıralarım ve hatırladıklarım Franz'a bağlı.
Franz. Benim gençlik aşkım olmalıydı ama onu çok geç tanıdığımdan o benim gecikmiş aşkım. Adı Franz değil, yani gerçek adı değil. Gerçek adını şu an hatırlamıyorum ama ben ona Franz diyeceğim. Bu isimde bir vurgu albenisi var ve tanıdığım yani hatırladıklarım içinde adı Franz olan kimse yok. Böylece başkasıyla karıştırmış olamam.
Franz benim tek aşkım ama o evli ve karısına olan yakınlığı bana olan uzaklığı beni çileden çıkarıyor. Onu kaybetmemem gerek ama o hep gidiyor.
Şu lanet duvarın varlığı ile yıkımı bizi bir türlü dengeli bir yerde tutamadı. Franz duvarın batısında ama ben Berlin'deyim. Yıkılmasına rağmen ona ulaşmam çok güç. Beni terk etmemesi için ölümüne dahi beden oldum. Hep giderdi Franz ve bu sefer tamamıyla gitti.
Bir müzede çalışıyor anlatıcımız ve adını bilmiyoruz. Aşık olduğu adamla müzede bir Brachiosaurus iskeleti önünde tanışıyorlar. Anlatıcımız o kadar yaşlı ki geçmişiyle ilgili bir tek bu dinozor iskeleti ve sevdiği adamı hatıtlayabiliyor ve kitapta anlatılan tüm hikaye bu iskelet ile bu adama temas edenlerle ilgili. Gerisini hatırlamakta zorlanıyor.
Sevdiği adamı unutamamasının nedenini de şuna bağlıyor kahramanımız;
Hayatta aşktan başka bir şey kaçırılmış olamaz.