1921’de Polonya’da doğdu. 1961’de Tel Aviv Üniversitesi’nden mezun oldu; 1964’te Sorbonne Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Uzun yıllar Pennsylvania Üniversitesi Tarih Bölümü’nde görev yapmıştır. Rusya ve Sovyetler Birliği üzerine çalışan en ünlü eleştirel tarihçilerden biridir. Bu konularda çok sayıda kitap yazmıştır. Bazıları şunlardır: Russian Peasant and Soviet Power (1968), Political Undercurrents in Soviet Economic Debates (1974), The Making of the Soviet System (1985), The Gorbachev Phenomenon (1988), Stalinism and the Seeds of Soviet Reform: the Debates of the 1960’s (1991), Russia-USSR-Russia: The Drive and Drift of a Superstate (1995). Sovyet Yüzyılı, 1976 yılında yayımlanan (Lenin’in Son Mücadelesi, çev. A. Muhittin, Yücel Yay.) Lenin’s Last Struggle (1968) başlıklı çalışmasının ardından Türkçe’ye çevrilen ilk kitabıdır.
Pek çok kişi gerçekleşen katliamlardan habersizdi ve devletin kurmaca düşmanlar yaratıp masum insanları katleden biri tarafından yönetildiğini tasavvur dahi edemezdi.
Stalin'in, sözde kendi partisi olan örgütün pek çok üyesiyle göreceği hesapları vardı; bunlara, tam da bunu yapması için gerekli araçları elde etmesine yardımcı olmuş olanlardan bazıları da dahildi.
Kitap isminden de anlaşıldığı gibi, Sovyetler Birliği'nin kurulmasından, dağılmasına kadar olan dönem hakkında geniş bilgiler veriyor.
Başlıca üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, 1917 Ekim Devriminden, Stalin'in ölümüne kadar olan dönemi , ikinci bölüm, Stalin sonrası dönemi anlatmaktadır. Üçüncü bölümde ise Sovyetler Birliği'nin olumlu ve olumsuz yönleriyle geniş bir değerlendirmesi yapılmaktadır.
Kitap'ta Sovyetler Birliği, sadece siyasi olayları ve tarihiyle değil, sistem, hukuk ve sosyo-ekonomik yapı gibi bir çok yönden değerlendirilerek anlatılmaktadır.
Kitabın bana göre eksik kalan yönü, bazı konular çok ayrıntılı bir şekilde derinlemesine ele alınırken, büyük önem taşıyan bazı konuların ise yüzeysel olarak geçiştirilmesidir.
Kitabın akıcılığı genelde iyi olmasına rağmen, zaman zaman çok ayrıntılı derinlemesine incelemeler, raporlar ve istatiksel rakamlardan dolayı akıcılık azalmaktadır.
Evet kitap biraz zor okunuyor ama bitirdiğinizde Sovyetler ile ilgili bir çok muhteşem bilgiye sahip oluyorsunuz. Bu da yorgunluğunuzun büyük mükafatı oluyor.
Her şeye rağmen, özellikle de Sovyetler Birliği'nin tarihine ve yapısına ilgi duyanların mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Sovyet YüzyılıMoshe Lewin · İletişim Yayıncılık · 200819 okunma
Eğer sovyetler, sscb nin hikayesini okumak, tarihçesini öğrenmek, liderleri tanımak, sovyet tarihindeki önemli kırılma noktalarını olaylarını v.s. anlamak istiyorsanız beklediklerinizi vermeyecek bir kitap.
stalin dönemine yaklaşık 200 sayfa ayırıp moskova duruşmalarından bile bahsetmeyen genel olarak sovyetlerin ekonomik yapısı üzerine odaklanan başı sonu güzel ve okumayı kolaylaştırıcı bir düzen takip etmeyen sanki sscb üzerine yazılmış bir sürü farklı konuşma ve tezin birleştirilmiş haliymiş gibi bir hava veren kitap olmuş.
ama hakkını yememeli oldukça objektif buldum.
Sovyet YüzyılıMoshe Lewin · İletişim Yayıncılık · 200819 okunma
MOSHE LEWIN-LENIN'IN SON KAVGASI
Moshe Lewin son zamanların trend konusu olarak revaçta olan Lenin'in son anlarında Stalin'e karşı olmakla sifatlandırilan tırnak içinde kavgasıni anlatmaya calışıyor.Lakin tatminkar olmadiği ortada tekil olaylardan hareketle Stalin Lenin'le ayni fikirde olmadiği konularda Lenin'in ısrarını Son Kavga diye Isevi bir ruha burümek kanimca fazlaca abartıli.Zaten Lenin'in yaşamı incelendiğinde onu polemikçi kişiliğini hatta kimi zaman parti icerisinde arkadaslarina tutumunun hangi noktalara varabilecegini açikca gorebilirsiniz.Örneğin Ekimden once ozellikle Kamenev ve Zinovyev'e ateş püskürüyor hatta Kamenev'in partiden ihracinı talep ediyordu.Yani Lenin'in politik tarzı bu.Eser okundugunda goze carpan ikinci sey şu Lenin hayatı boyunca tum polemiklerinde yanına birilerini muhakkka almiştir Ekim oncesi Bolsevik Mk sina karşi Trockiyi adeta zorla partiye intikali için bizzat uğraşıyor .Keze 1914 sonra Kautsky ile olan polemiğinde o gune kadar adeta ciddi kavgalı olduğu Rosa Luxemburg'u yine yanına almaktan cekinmiyor.Ama bu Lenin icin cok doğal zaman ve sekansa ozgü bir durum .Ornegim Ekim sonrasi Sendikalar ilgili ve parti ici muhalefet konusunda Trockiyle olan polemiklerinde Ekim oncesi hainlikle sucladigi Kamenev ve Zinovyev'i sahaya surmekten cekinmiyordu.Sovyet tarih yazimi kanimca Lenini her acidan Isa ilan etmekle ugrastigindan maalesef dogru bir zeminde ilerlemedigini Trockistlerde dahi gormekteyiz.