Muammer Özkan

Mezar Notları author
Author
7.8/10
23 People
159
Reads
2
Likes
1,466
Views

Muammer Özkan Posts

You can find Muammer Özkan books, Muammer Özkan quotes and quotes, Muammer Özkan authors, Muammer Özkan reviews and reviews on 1000Kitap.
Yalnızlığı sevdiğim bir gerçek, bahar gibi yeşeren yalnızlığı...
Mezar bir tarihtir. Mezar bir kitaptır. Mezar bir ibadet levhasıdır. Yeter ki insan gönlünün gözüyle bakabilsin, ruhuyla idrak edebilsin kabirleri.
Reklam
Yaşayan çocuklar için kendimi tutamadım, ölen çocuğun kabri başında ona değil, yaşayan çocuklara ağladım.. Bir çocuk ki, babasız, yetim.. Bir çocuk ki öksüz.. Bir çocuk ki, ne annesini biliyor, ne babasını. Duygusuz, merhametsiz bir toplumun içinde yalnız, kimsesiz, itilmekte, kakılmakta.. Bir çocuk ki, kemikleri çıkmış, bir lokma ekmeğe muhtaç, açlığın, sefaletin kucağında, Afrika’da.. Bir çocuk ki, kurşunlanmış annesinin, babasının kanlı cesedinin başında, kanlı annesine sarılmış, eli kan, yüzü kan ağlamakta. Filistin’de.. Bir çocuk ki, boyundan büyük tüfeği başında, eli tetikte, gözü namluda, dudağında tekbir, şehid düşen babasının yerini almış, Afgan dağlarında.. Ve dünya çocuklarının derdini dert edinmeyen dünyanın büyükleri, herhangi bir seneyi değil bütün seneleri masa başında çocuk yılı ilan etseler, bir kısmı burjuvazinin besili çocuklarını, allı, pullu renkli elbiseler içinde “Bugünün çocukları, yarının büyükleridir” diyerek kameralarda, gazetelerde, mecmualarda teşhir etseler, bunun ne önemi, ne anlamı var ki, Filistin’li, Afrika’lı, Afganlı ve dünyanın daha bilmem neresindeki mustazaf çocukların yanında!.. Ey ölen çocuk, ey sevgili yavrucak!. Babanın gözünde yaş, annenin yüreğinde yara bıraksan da sen kurtuldun. Sen kurtuldun tağuttan ve tağutu yaşatan toplumdan. Sen kurtuldun sevgili yavrum!.
İnsanlar uyuşturuluyordu, uyutuluyordu. Sözler anlamsızdı, bakışlar anlamsızdı bu kentte. Sevgiler sahteydi. İlişkiler menfaatlere göre ayarlanıyordu. Belediye otobüsüne binemedim. Yürüdüm, düşüncelerimin yoldaşlığında yürüdüm.
Fatiha Suresi’nin kültürleştirilmiş olması..
Kur’an’ın anası, Kitab’ın anası Fatiha, dirilerin yaşantısından koparılmış, mezar çerçevelerine oturtulmuş. Her gelen genellikle Fatiha’yı sadece ölülere okuyor. Fatiha’nın anlamını düşündüm. “Hamd, alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve din gününün Malik’i olan Allah’adır. Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Sen’den yardım dileriz. Bizi dosdoğru yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanlatın ve sapıklarınkine değil.” Acaba “Ruhuna Fatiha” denilen bu meyyitlerin, yaşadıkları hayatta Fatiha ile ilgileri neydi? Bunlar yaşantılarında Fatiha’nın anlamına teslim olarak sadece Allah’a kulluk edip, sadece Allahtan yardım bekleyen insanlar mıydı? Gazaba uğrayanların ve sapıkların yolundan Allah’a sığınıyorlar mıydı? Şayet onlarda bu vasıflar yoksa, kendilerine binlerce Fatiha okunsa ne olurdu ve ne kazandırırdı bu meyyitlere? Sırat-ı mustakim, yaşayan insanların talip olmaları gereken bir yoldu. Yolunu bitirmiş meyyitler için “Bizi doğru yola ilet” duasının ne anlamı vardı? Öldükten sonra mı doğru yola gelecekler, öldükten sonra mı doğru yolun yolcusu olacaklardı? Ben kendime ve yaşayan insanlara Fatiha’yı okudum.
Ölüme karşı bakışları miyoplaşmış insanlara, ölümü uzak görmemeleri için miyop gözlükler bulursun kabirlerde. Toplumu ve insanları düşünürken kendine bakarsın, bu bakışın objektiftir, bu bakışın gerçek bir bakıştır ve utanırsın kendinden, haya edersin durumuna, temize çıkaramazsın kendini. Ölülerin arasındadır, onların halini görmüşsündür, onların seslerini işitmişsindir ama sen ölmemişsindir. Tevbe kapısının kendine henüz açık olduğunu, salih eylemleri yapmaya fırsat ve zamanın var olduğunu yakinen bilirsin. Dirilirsin. Yenilenirsin. Ve mezarlardan, bu umut ile dönersin hayata, bu inanç ile dönersin şehire. Fakat bil ki, iyi bil ki, çok iyi bil ki, bu dönüşünün olmayacağı gün de gelecektir. O gün belki de çok yakındır.
Sayfa 76 - İnsan Dergisi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir insan düşünün, hem ''Allah'a inandım'' diyor ve hem de inandığı Allah'ın hükümlerine gücü oranında boyun eğmiyor. Allah'tan başka hüküm koyucular tanımış, onlara itaat ediyor. Hem ''Allah vardır'' diyor ve hem de var olan Allah'ın kendisinden istediklerini değil, Allah'ın istekleriyle çatışan, efendisinin, nefsinin, hevasının menfaatinin isteklerini, yerine getiriyor. Hangi kişilikte insan tasavvur ediyorsanız, o insanların ölüm sonrası durumunu mezarlarda seyredebilirsiniz. Hepsi toprakta Hepsi dünyadan maddi hiç bir şey götürememiş. Ve hepsi Allah'ın bildirdiği bir öte dünyanın muhasebesinde. Sanki terliyorlar. Sanki ceza çekiyorlar. Sanki ateşteler. Sanki. Sanki.
Sayfa 75 - İnsan Dergisi YayınlarıKitabı okudu
Etrafımızda çok görürüz konuşanları, konuştukları gibi yaşayamazlar. Yapamayacaklarının edebiyatı ile bir ömür tüketirler. Üzerine düşmeyen eylem ve ibadetlerin yorum, mütalaa ve tartışması ile, her anı bir yakut, bir inci olan kıymetli zamanlarını beyhude yere bitirirler. Sadece kendilerinin değil, çevresinde iyi niyet ile beklentide bulunan bir çok samimi insanların da zamanını ve çalışmalarını da mahvederler.
Sayfa 72 - İnsan Dergisi YayınlarıKitabı okudu
Canımız, canlarımız sıkılır hüzne kapılırız. Yalnızlıkta boğuluruz. Karamsarlaşırız. Iztırap içimizi dışımızı kuşatır. Üzülürüz. Suskunlaşırız. Konuşmak istemeyiz hiç kimseyle. Hiç bir şey yapmak gelmez içimizden. Bütün bunlar nedendir niçindir? Kim için üzülüyoruz? Bizi sıkan ne? Niçin elimiz ayağımız bağlanır? Eğer dertlerimiz sıkıntılarımız Allah Adına ise halimize oturup şükredelim ve ne yapmamız gerektiğini kavrayıp, yapmamız gerekenleri Rabbimiz adına, hiçbir telaş, panik, korku, çekimserlik, pısırıklık, uyuşukluk, cimrilik, çıkarcılık gözetmeden, izzetle, onurla, şerefle bir Müslümanda olması gereken kişiliğe bürünerek yerine getirelim.
Sayfa 72 - İnsan Dergisi YayınlarıKitabı okudu
Sanki ölümü unutmuştum. Sanki ben öleceğimi unutmuştum. Neyim ben? Kimim? Bir fani, bir kul, bir aciz insan. Rabbimden nasıl gafil olabilirim? Ürperdim., sarsıldım. Rızıkların taksim edildiğini bilmeme rağmen neredeyse fayda vermeyen emel ve arzuların ölümcül girdabına düşmek üzeriymişim. Ve çok azının farkında olduğum lekeli, kusurlu, kirli yanlarımın arındırılmasından kendimi uzaklarda tutmuşum.
Sayfa 72 - İnsan Dergisi YayınlarıKitabı okudu
197 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.