George Kennan'ın Bell'in ölümünden birkaç hafta sonra yayımladığı bir yazıda belirttiği gibi, Bell'in insanlığa katkıları telefonu buluşunun çok ötesindeydi: "Bir çok alanda yaptığı çalışmalar, insanların mutluluğunu önemli ölçüde artırdı ve dünyada kalıcı iz bıraktı."
Baddeck'teki Alexander Graham Bell Müzesi'nin girişinde bulunan bir tabelada şu ifade yer almaktadır:
"Mucit, dünyaya bakan ama gördüğüyle yetinmeyen insandır. Gördüklerini geliştirmek, dünyaya yarar sağlamak ister." Bu sözler, Bell'in 1891 yılında Washington D.C.'de düzenlenen Patent Kongresi'nde yaptığı bir konuşmadan alınmıştır. O zaman, Bell'in mezar taşında mucit yazması çok yerindedir.
Tübitak Yayınları - VIII. Bölüm - "Düşündüklerimin Hepsini Tamamlayabilmek İçin Daha Uzun Yıllar Yaşamak İstiyorum"
Ortaya çıkan her yeni fikrin aklını çelmesine rağmen, Mabel'ın eşi aslında sayısız insana yaranı olan bir yaşam sürdü. Ölümünden sonra, meslektaşları, rakipleri ve dostları Bell'in topluma yaptığı katkılar hakkındaki görüşlerini belirttiler. 15 Ağustos 1922 günü Amerikan Telefon ve Telgraf Şirketi'nin yöneticileri, toplantı tutanaklarında şu yoruma yer verdiler: "Bell telefonu bulmakla, konuşmayı elektrikle iletme sanatının temelini atmıştır; bu, yaşam koşullarının insana yaraşır biçimde şekillendirilmesine yapılan paha biçilmez bir katkıdır." Bell'in eski rakibi Thomas Edison bile, Bell'in telefonu buluşunun toplumsal önemini dile getirdi: "Dünyaca ünlü buluşu zaman ve mekân kavramlarını ortadan kaldıran müteveffa dostum Alexander Graham Bell, insanlık ailesinin üyelerini birbirine yaklaştırdı.
Tübitak Yayınları - VIII. Bölüm - "Düşündüklerimin Hepsini Tamamlayabilmek İçin Daha Uzun Yıllar Yaşamak İstiyorum"
Yaşamının son yılında Bell, "İlgilendiğim sorunların yarısını bile halletmeyi ümit edemem." diyerek yakınıyordu. Gerçekten de, 60'larında ve 70'lerinde Bell'in vaktini alan deneylerin sadece birkaçının bile incelenmesi, şaşılacak kadar çok çeşitli ilgi alanı olduğunu gösterir.
Bell havacılık alanında en yoğun çalıştığı
Nasıl ki harmonik telgrafla ilgili çalışmaları bir yere varmamış ancak Bell'in telefonu bulmasına yol açmışsa, uçurtmaları da, havacılık tarihinde önemli bir rol oynamamış, ancak teknolojik açıdan yeni buluşlara yol açmıştır. Bell, çeşitli tiplerde çok büyük uçurtmalarla deneyler yaptıktan sonra, 1902 Ağustosunun sonlarında birdenbire, sadece
"Bell deneylerini ne kadar sessizce yürütmüş olursa olsun, uğraşıyla ilgili haberler yayıldı. 1897 yılında Bell geçmişte tanıdığı önemli bir kişiyle karşılaştı: Sir William Thomson. Thomson'ın 1876'da düzenlenen Yüzüncü Yıl Sergisi'nde telefondan etkilenmesi o zamanlar genç bir adam olan Bell'e büyük önem ifade etmişti.
Bell çeşitli roketler ve rotorlarla (kanat benzeri yüzeyleri bir eksen etrafında döndüren sistemler) deneyler yaparken, gerçek anlamda bir ilerleme kaydetmemesine rağmen duyduğu coşku giderek artıyordu. Bir aşamada, sekreterine "1892'de tasarlandığı şekliyle, Geleceğin Uçan Makinesi"ne ilişkin fikirlerini dikte ettirdi: bu tasarıda,