Hakkında
Nazif Ay, 1964’te İstanbul Alibeyköy’de doğmuş… İmam hatip lisesinde okumuş…
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olmuş…
Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Kelâm Anabilim Dalı’nda yüksek lisans yapmış…
Birçok resmi ve özel eğitim kurumunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak çalışmış…
Kendi deyimiyle hem İslami kesime sempatik gelen siyasi partilerin, hem de dini oluşumların içinde yer almış…
Unvan:
Türk Yazar
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 1964
Okurlar
5 okur beğendi.
33 okur okudu.
1 okur okuyor.
34 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Sözler ve Alıntılar
Siyasete uzak mesafeli radikaller, zamanla iktidardaki siyasal islamın afiş asan kadrosu var belediye tesislerini işleten taşeronları oldu.
Biraz uzun ama güzel palavra
Asıl adı Necmettin İlgen olan fakat Nur Cemaati içinde "Çantacı Necmi" olarak bilinen isim, sohbetinde Risale-i Nur okurken, Said’i Nursi’nin Eskişehir Hapishanesinde kaldığı zamanda geleceği gördüğünü anlattı.
Geçen yıllarda gerçekleşen sohbette, Said’i Nursi’nin geleceğini gördüğü kişilerden birinin Adile Naşit olduğunu iddia eden İlgen, olayı şu şekilde aktardı:
“Bir zaman Eskişehir hapishanesinin penceresinde bir cumhuriyet bayramında oturmuştum. Karşısındaki lise mektebinin büyük kızları onun avlusunda gülerek raks ediyorlardı.”
Zaman zaman anlatımına kendi yorumunu da ekleyen İlgen, bu olayın geçtiği tarihin 1935 yılı olduğuna da dikkat çekerek, "o kızlardan biri de Adile Naşit" dedi. "Düşünün şimdi raks etseler normal şimdi herkes açılıp saçılmış, düşünün nasıl bir ailenin kızı" ifadelerini kullandıktan sonra da, Risale-i Nur’u okumaya devam etti:
Katî müşahede ettim. Onların o acınacak hallerine ağladım. Hapishanedeki bir kısım arkadaşlar ağladığımı işittiler. Geldiler, sordular. Ben dedim: Şimdi beni kendi halime bırakınız, gidiniz. Evet, gördüğüm hakikattir, hayal değil. Nasıl ki bu yaz ve güzün âhiri kıştır; öyle de, gençlik yazı ve ihtiyarlık güzünün arkası kabir ve berzah kışıdır. Geçmiş zamanın elli sene evvelki hadisatı sinema ile hal-i hazırda gösterildiği gibi, gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hadisatını gösteren bir sinema bulunsa, ehl-i dalâlet ve sefahetin elli altmış sene sonraki vaziyetleri onlara gösterilseydi, şimdiki güldüklerine ve gayr-ı meşru keyiflerine nefretle ve teellümlerle ağlayacaklardı.”
Oysa Said Nursi’nin Isparta’da hizmetinde bulunan bir kadının defalarca Said Nursi’nin aslında evli olduğunda, bazen de cinlerle evli olduğunda ısrarcı olması ve Nur talebelerine bunu kabul ettirmeye çabalaması anlamlı değil midir? Said Nursi, öğrencilerini evlendirmeye çalışan o kadını zaman zaman uyarır ve “Kuşlarımı uçurmaya çabalama” diye eleştirirmiş.
Komünistlerin namuslu ve mert olduklarını bilirdim ama dinsiz veya Allahsız oldukları şeklindeki sabit fikrimden dolayı onlara sempati beslemek istemez daha doğrusu onları sevmeye çalışırdım.
Nurcu bıyıkları kibar oğlan bıyığı gibiydi, parlak simanın yapmacık çıkma katı misali.
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
