Necip Hablemitoğlu sözleri ve alıntılarını, Necip Hablemitoğlu kitap alıntılarını, Necip Hablemitoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz; en doğru, en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyedir; medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir...
Mustafa Kemal Atatürk
Tek eksiğimiz, ulusal gurur ve onura sahip, ulusal çıkarlarımızı gözeten, ulusal kaynaklarını kullanan, üreten, üretimin önünü açan, ulusa lâyık yöneticiler!..
Kaplancılardan Süleymancılara , Nakşibendilerden Fethullahçılara kadar tüm köktendinci yapılanmalara lojistik destek sağlayan kiliselerin son girişimlerinden biri , geçtiğimiz yıl , TCK 312. maddeye göre bir yıllık hapis cezası kesinleşen Necmeddin Erbakan için kampanya başlatmalarıdır . Örneğin , Uluslararası Katolik Barış Hareketi Almanya Sorumlusu Rahip Wolfgang Jungheim , 1.8.2000 tarihli bir basın bildirisi ile , Erbakan'ın yanı sıra , aynı yurtseverlik ( ! ) çizgisinde yer alan dava arkadaşları Akın Birdal , Leyla Zana , Tayyip ERDOĞAN ve İsmail Beşikçi 'ye özgürlük talep etmiş; ardından Heinrich Böll Vakfi'nin sponsorluğunda düzenlenen " Düşünce Özgürlüğü İçin 2. İstanbul Buluşmasının katılımcısı olarak , 20.11.2000'de Erbakan'ı Ankara - Balgat ta ki evinde ziyaret etmiştir . Son bir gelişme olarak , BND ve Kiliseler , Fethullahçılara lojistik destek konusunda görüş birligine varmışlardır .
BfV, dünyanın hiç mübalağasız en güçlü, en acımasız, yasa zırhı ile en çok korunan bir iç istihbarat örgütüdür. Başlangıçta hedef olarak FBI modeli seçilmişse de kısa sürede bu model Almanya’ya özgü bir iç istihbarat örgütüne dönüşmüştür.
Eğer yabancı düşmanlığından çok pahalıya elde edilen bağımsızlığa gölge düşürebilecek herşeyden nefret etme anlamı çıkarılırsa, evet bizim yabancı düşmanı olduğumuz söylenebilir… Yabancı girişimcilerin, yabancı amaçlarının içimizde uyandırdığı kaygılar, bütünüyle ortadan kalkmış değildir. Eğer bazen ihtiyatlı hareket ediyorsak, aşırı derecede kuşkulu davranıyorsak, bu bize çok pahalıya mal olan özgürlüğümüzü kaybetmek korkusundandır.
Mustafa Kemal Atatürk
Atatürkçü bir akademisyen olarak, emin olduğum gerçek şu ki, Türkiye'nin en az PKK kadar, belki ondan da fazla tehlikeli ihanet odağı olan fethullahçıların devlet içindeki, öncelikli olarak da istihbarat birimlerindeki kökü kazınmadıkça; dış destekli, olağanüstü güce sahip organize suç örgütüyle bireysel kavgalar da -eşit olmayan koşullarda- sürüp gidecektir.
"Sınırsız bireysel özgürlük ve çıkar peşinde olanlar, kendi emellerini, çıkarlarını ulusun yüksek çıkarları ve özgürlüğünden üstün tutanlardır. Sınırsız kişisel özgürlükler, kişisel çıkarlar, uygar ve düzenli toplumları, devletleri yıkarak anarşiyi ve çoğunlukla da zorbalığı yaratır..."
Fethullahçılık, bugün sadece Türkiye'nin geleceğini, devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmezliğini, laik hukuk ve ulusal eğitim sistemini değil, gerçek İslam dinini de tehdit etmektedir. Allah ile kul arasına hiç kimseyi sokmayan bir din adına, din tüccarı şarlatanlar, samimi inançlı milyonlarca insan arasında aleni faaliyet gösterirken, Diyanet İşleri Başkanlığı, bunlar hakkında bir tek cümle bile olsa eleştiri getirmemekte, mücadele vermemektedir. TRT'de yayınlanan din programları da ortadadır. Tüm bu olumsuzluğun giderilmesinde, öneri sahibi MİT ne yapmıştır ya da yapmaktadır?
Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı gibi Cumhuriyet aydını yurtseverleri kendi sınırları içinde korumayan-koruyamayan Emniyet'in adı geçeni hem de yurtdışında kimden koruduğu (!) ise apayrı bir tartışma konusudur...