Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nijat Özön

Nijat ÖzönTürk Sineması Tarihi (1896-1960) yazarı
Yazar
Çevirmen
8.0/10
13 Kişi
88
Okunma
7
Beğeni
1.858
Görüntülenme

Nijat Özön Sözleri ve Alıntıları

Nijat Özön sözleri ve alıntılarını, Nijat Özön kitap alıntılarını, Nijat Özön en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Makyaj ve fotojeniklik
Resmegiderlik (fotojeniklik), herhangi bir kimsenin güzel, çekici bir görümü verebilme yeteneğidir. Makyajdan beklenen görevlerden biri, resmegiderliği artıracak ya da sağlayacak düzeltmeleri, değişiklikleri gerçekleştirmektir.
Sayfa 109 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Sinemada ses ögesi
Film müziği bestecilerinin olmayışı (Nedim V Otyam, Hulki Saner ya da Yalçın Tura'nın bu yoldaki çalışmaları henüz bu alandaki açığı kapatacak nitelik ve nicelikte değildir), "orijinal" olmayan parçaların seçilişindeki şaşılacak bilgisizlik ve zevksizlik gibi işin sanatla ilgili yönü bir yana, sesin beyazperdeye ulaşıncaya kadar geçirdiği teknik işlemler de tam bir bilgisizlik içinde yürütülmektedir. Tıpkı fotoğrafta olduğu gibi sağlam bir teknik bilgi gerektiren bu işi yapmaya kalkışanlar da yine çoğunlukla alaydan yetişme kimselerdir. Bundan dolayıdır ki, ses kaydı çeşitli seslerin tek kuşakta birleştirilmesi sırasındaki korkunç beceriksizlik, perdedeki ses kaynaklarına göre bir "ses derinliği"nin elde edilemeyişi, tabii seslerin (effects) kaydındaki başarısızlık. . . giderilmedikçe filmlerimizde teknik bakımdan ortalama bir seviyeye erişmek bile ancak çok mutlu rastlannlara kalacak bir iştir. Görüntüden sonra sinemanın en önemli öğesi olan ses, bugün sinemamızda hemen hemen "yok demesinler" diye kullanılır bir özelliktedir.
Sayfa 207 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Reklam
Görüntünün büyük kütlesini güçlü çizgiler üzerine yığmak, en önemli bölümlerini güçlü noktalar üzerine toplamak yerinde olur. Ufuk çizgisini çerçevenin tam ortasına düşmesinden kaçınmalıdır. Omuz çekiminde gözler üst yatay güçlü çizgide ve genellikle güçlü noktaya yakın olmalıdır. Bir film kuşkusuz bir tablo değildir. Kurallar ancak hareketsizlikte eksiksiz uygulanabilir. Film görüntüleri hemen her vakit devinimli olduğundan bu kurallar da geçerliliklerini çok kez yitirir. Ama görüntülerinin güzelliğiyle dikkati çeken birçok filmde ve çerçevelemedeki ustalığıyla ün salan sinemacılarda bu kurallara uyar.
Sayfa 43 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Atıf Yılmaz önce ressam sonra sinemacı
1950-60 çağının ikinci yarısındaki rejisörlerin en dikkate değer olanı Atıf Yılmaz dı. Sinemaya başlayışı hemen hemen Erksan'ınkini andınyordu. 1945'te Hukuk Fakültesi'ne yazılan Batıbeki, bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi'nin resim bölümüne gidiyordu. 1947'de Tavanarası Ressamlan topluluğuna katıldı. Erksan'la aynı yıllarda sinema yazıları yazmaya, senaryoculuğa başladı. Bir ara sinema afişleri yaptı. Sonunda, Evin'in Allah Kerim'inde (1950) , ertesi yıl da Sihirli Define'sinde rejisör yardımcılığı yaparak sinemaya geçti.
Sayfa 177 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Akad Türk sinema dilinin ilk değerli örneklerini verdi
Ertuğrul sinemayı ne kadar "tiyatrolaştırmış" ise, Akad bu temeller üzerine kurulan sinema-tiyatro'ya o kadar sinema özellikleri kazandırmıştı. Türk sinemasının sinema diline bir türlü kavuşamaması, bu dille konuşmasını bir türlü öğrenemeyeceği sanısına yol açtığı sırada, Akad bu dilin ilk değerli örneklerini verdi. Teknik bakımdan daha çok Amerikan gangster filmlerinden; tema, tutum ve duyuş bakımından Fransız "kara filmleri" "şairane gerçekçi" akımın örneklerinden oldukça etkilenen Akad'ın en büyük özelliği de, bu etkileri tamamıyla "yerli" bir hava içinde verebilmesiyle birlikte filmlerine "sinema" niteliğini katabilmesiydi
Sayfa 166 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Demokrat Parti zamanında sinemamızda Amerikan etkisi
Demokrat Parti döneminde Amerika'nın, filmlerini bir propaganda aracı olarak Türkiye'ye sokmak için, döviz güçlüklerine rağmen bazı kolaylıklar göstermesi, beyazperdemizi Amerikan filmlerinin kaplamasına yol açtı. Bunun sonucu olarak son on yıl için büyük bir ilerleme gösteren çeşitli ülkelerin filmleri, çeşitli akımların örnekleri Türk sinemacılarına ve seyircilerine ulaşamadığı gibi, Amerikan sineması da çok kez, en kötü örnekleriyle temsil ediliyordu. Resmi Türk sansürüne ek olarak, gizliden gizliye Amerikan Haberler Bürosu'nun yürüttüğü sansür, en iyi Amerikan filmlerinden çoğunun beyazperdeye ulaşamamasına yol açtı. Öte yandan, Amerikan filmlerinin ölçüsüz derecede yurda girişi, her yıl biraz daha artan yerli filmlerin beyazperdede güçlükle yer bulabilmesi sonucunu doğuruyordu.
Sayfa 155 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Reklam
ilk gösteriyi yapmak için seçtiği yer, İstanbul'da Galatasaray'daki tramvay yolu dönemecinde bulunan o zamanın ünlü birahanesi Sponeck idi . Büyük bir talih eseri olarak Sponeck salonundaki bu ilk film gösterisiyle ilgili çok canlı bir anı, Ercüment Ekrem Talu tarafından anlatılmıştır: O vakitler Istanbul'da elektrik yoktu. Abdülhamit'in korkusu elektriğin memlekete girmesine engel olmuştu.
Sayfa 36 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
36 mm de altın oran
Güzel sanatlarda ‘altın sayı’ yardımıyla ‘altın oran’ı, ‘altın dikdörtgen’i oluşturan 1:1,618 oranına da çok yakındı (nitekim şimdi 35 mm.lik filme dayanan en kullanışlı geniş görüntülük işleminde 1:1,66 oranı kullanılmaktadır.
Sayfa 34 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Tiyatro ile sinemanın birbirinden kesin bir çizgiyle ayrılmasını sağlayan Lütfi Ö. Akad'ın ilk filmi, 1949'da piyasaya çıkan Vurun Kahpeye idi.
Sayfa 156 - Doruk Yayımcılık, 2010Kitabı okudu
Sinema: Çok Yönlü Bir Araç
Sinema hem resme hem sese dayanan bir görsel-işitsel imler (işaretler) dizgesidir, Sinema bir iletişim, bildirişim aracıdır, Sinema bir anlatım aracıdır: düşünceleri, duyguları, olguları aktarabilir; gerçek ya da kurmaca bir evreni yaratabilir, Sinema bir dildir: Bu dilin kendine özgü kuralları, özellikleri vardır. Ama aynı zaman; da ses öğesini de taşıdığından konuşma dili, müzik, doğal seslerle de desteklenen ve çeşitlenen bir dildir. Sinema, sanatların birleşimi, ‘tüm sanat’tır: Sinema, sanatların en gencidir. Bütün öbür geleneksel sanat kollarından sonra çıkmış, bunlardan da yararlanmıştır. Bu özelliğiyle ‘yedinci sanat’ adını alan sinema, aynı zamanda, sanatların bir birleşimidir de. Sinema bir araştırma aracıdır, Sinema bir eğitim-öğretim aracıdır, Sinema bir propaganda aracıdır, Sinema bir eğlence aracıdır,
Sayfa 7 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.