Nilüfer Göle

Nilüfer GöleModern Mahrem author
Author
8.1/10
71 People
445
Reads
51
Likes
5.2k
Views

Nilüfer Göle Quotes

You can find Nilüfer Göle quotes, Nilüfer Göle book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Mustafa Kemal Atatürk vs Gandhi
Özellikle kılık kıyafet usullerindeki değişimler siyasal simgesellikle yüklüdür. Mustafa Kemal Atatürk ve Mahatma Gandhi, Türk ve Hint bağımsızlığının vücut bulmuş halleri olan ve kendi uluslarının "baba"ları olarak bilinen bu iki şahsiyet kamusal hayatları ve giyinme tarzlarında, yerel ve Batılı kültürlere, geleneksel ile modern, manevi
Sayfa 19 - Metis Yayınları, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
"Din" kavramı, günümüzdeki aktörlerin pratikleri ve yorumları ışığında çözümlenip eleştirilmesi gereken bir dolu anlam ve pratiği cisimleştirerek taşımaktadır. İslam(cılık), modern hayat siyaseti ve küreselleşmiş bir dünyadaki güncel meselelerin merceğinden bakılarak dinin bilinçli ve kolektif bir şekilde yeniden ve farklı biçimlerde şekillendirilmesidir.
Sayfa 31 - metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
+1
Türk sekülarizmi, içinde birçok etnisitenin, birçok dinin bulunduğu Osmanlı İmparatorluğu mirasına karşı tektipleştirme ve homojenleştirme siyaseti çerçevesinde işler. Müslüman olmayan azınlıkların imparatorluğun son yıllarında ve Cumhuriyet döneminde katliam ve nüfus mübadeleleri sonucunda bertaraf edilmiş olması, Sünni İslamın çoğunluk dini haline geldiği bir toplumsal alanı ortaya çıkarmıştı. Sekülarizm "dinden bağımsız" bir ulusal cemaat idealini temellendirmiş, ama bu cemaati zimnen gerek kozmopolit imparatorluğun Müslüman olmayan azınlıklarına gerekse de Alevilere ve Kürtlere karşıt biçimde Müslüman ve Sünni çoğunluk çerçevesinde tanımlamıştı.
Metis YayınlarıKitabı okudu
Gerçek İslam bu değil (!)
İslamcı bakış açısını kabaca şöyle özetleyebiliriz: Örtü (hicab) içtimai bir zarurettir. Kadının iffeti, göreceği tecavüzden uzak oluşu nisbetindedir. Bu uzak kalma için de örtünmeden daha güvenilir bir yol yoktur. Kadının istiklalinin tek teminatı, kadının hürriyetini erkeklerin tahakkümünden koruyan aşılmaz bir settir. Bakmak, fitne şüphesi doğurur ve şehveti tahrik eder. Şehvetle bakmak haramın işlenmesine yol açar. Kadının elbisesi vücut hat­ları belli olacak şekilde bedene yapışık olursa bakmamak gerekir. Kadının dışarı çıkması kayıtlarla sınırlıdır. Kadınların erkeklerle beraber bulunmalan (ıhtıhat) fuhuşun artmasına sebep olacağın­dan yasaklanmıştır. Günaha düşme muhtemel olduğundan ve töh­met altında kalmak da söz konusu olduğundan, mahrem olmayan biriyle başbaşa yalnız kalmak da (halvet) yasaklanmıştır. Kadın şehvetten kesilmiş bir ihtiyar olursa ancak tokalaşmak caizdir çünkü haramlık fitne korkusundandır.[87]
Avrupa'nın benlik temsili bir medeniyet söylemine dayanır, ama bu medeniyet kavramı evrensel olma iddiasından bir tikellik iddiasına, Avrupa'nın kendine özgülüğü iddiasına dönüşmektedir. İster dinsel ister kültürel ya da etnik olsun, farklılık meselesi medeniyet söylemi çerçevesinde ve İslamla olan sınırların belirlenmesi amacıyla gündeme getirilmektedir.
Sayfa 115 - metis yayınlarıKitabı okudu
İslam, modernliğin karşısında bir şey değil, modern toplum ile başetmenin bir aracı, yaşam pusulası olmaktadır.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Benhabib'e göre, “örtünün kamu okullarında yasaklanması ilk başta ilerici bir devlet bürokrasisinin tikel bir grubun 'yüzü geçmişe dönük' göreneklerini modernleştirme çabası olarak görülmüştü." Ne var ki bu müdahale (bir terimin ya da kavramın tekrarının asla ilk kullanımın kopyasını üretmediğini, bilakis her "yineleme" ile anlamsal açıdan dönüştüğünü söyleyen Derrida'nın kelimeye yüklediği anlamla) "bir dizi demokratik yinelemeye düşmüştü," ve bu durum "bir yandan kamusal özdüşünümselliğe bir yandan da kamusal savunmacılığa yol açmıştı" (Benhabib 2006:13)
Sayfa 82 - metis yayınlarıKitabı okudu
demokrasi azınlığı ve ezilme tehlikesi olanları daha çok korumaz mı zaten?
Damgalanmış ve dışlanmışlarla toplumsal bir bağ kurma meselesi demokrasinin asli sorunudur.
Sayfa 55 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Tek bir cihetten bakıldığında ortak bir dünya gözden kaybolur; ortak bir dünya ancak çeşitli bakış açıları içinde var olur.
Sayfa 126 - metis yayınlarıKitabı okudu
Örtünme, yani bir başörtüsünün takılması ve uzun, bol bir elbisenin giyilmesi olarak bilinen tesettür, mevcut geleneklerin çoğu kez önemsenmeyen bir tekrarı olmaktan çok İslami dindarlık ve yaşam biçiminin siyasal anlamda yeniden sahiplenişini ifade eder.
Sayfa 11 - MetisKitabı okudu
Reklam
Erkek ve kadın arasındaki eşitsizliğin kaynağının toplumda olduğu ve İslam’dan kaynaklanmadığı görüşü İslami düşünürlerin ileri gelenleri tarafından savunulmuş ve Kuran bu yönde yorumlanmıştır.
Sayfa 139 - Metis yayınlarıKitabı okudu
"Patriyarkal baskı, kapitalist ya da sosyalist ... baskıların yanında süregelen bir olgudur. Bizim tarihimiz ve kültürümüz de bu baskıdan payını fazlasıyla almıştır... Bu coğrafyada kadının aşağılanmadığı iddiası koca bir yalandır...
metis yayınlarıKitabı okudu
Her şeyden önce Atatürkün muasır medeniyet seviyesine ulaşma cabajbj demokratik dönem aydınları en basitinden batılılaşma gibi algılamışlar, değişimi yolundan saptırarak yozlaştırmışlardır. Atatürkün hedefi Batı uygarlığının ürünlerini kopya etmek değildi, Türkiye'yi bir uygarlaşma dinamizmine kavuşturmaktı. Bu uygarlık dinamizminin motoru her şeyden önce tam bağımsızlıktı.
Türkiyenin çağdaşlaşma girişimi yozlaşmıştır. Ama bu Atatürk'ün eseri değildir. Gardırop Atatürkçülüğü dönem diye bilinen zamanlara aittir.
Bir toplumsal yasam biçimi olarak da demokrasiye yatkın değiliz. Demokrasiyi, salt siyasal yönetim düzeni olarak değil, ama birbirimize barış içinde tahammül edebilme anlamında, yani toplumsal bir yaşam biçimi anlamında algılamakta da bireyler ve siyasal örgütler olarak çok eksiğiz.
734 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.