Niyazi Berkes

Türkiye'de Çağdaşlaşma author
Author
Translator
8.7/10
211 People
942
Reads
137
Likes
9k
Views

Niyazi Berkes Posts

You can find Niyazi Berkes books, Niyazi Berkes quotes and quotes, Niyazi Berkes authors, Niyazi Berkes reviews and reviews on 1000Kitap.
Fakat Türkçülerin eline halkçıların ve sosyalistlerin bulamadığı dayanak geçmişti. Bu fikir Rusya'dan gelmişti. Osmanlı İmparatorluğu'nda Rumların, Balkanlıların, Ermenilerin, Arapların, Arnavutların ayrılmak istemeleri gibi, Çarlık İmparatorluğunda 1905 devriminden sonra Rus olmayan kavimlerin milliyet akımları güçlenmişti. O zaman bu akımla ilgili bulunanlardan Müslüman olanlar Osmanlı devletine dayanmak ihtiyacını duyarlar, fakat bunda fazla umutlu gözükmezlerdi. Bir kez, Abdülhamit kendini Çar'ın durumunda gördüğünden bunlara yüz vermez, hatta Rusya ile iyi geçinmeye bakardı. Zaten bunlarda da ulus bilincinden çok din bilinci üstündü. Kendilerini "Türk" değil, "Müslüman" sayarlar, "Tatar", "Azeri" vb. gibi adlarla birbirlerinden ayrılırlardı. Osmanlı aydınları arasında, özellikle İslamcılar arasında Tatarlara karşı de rin bir antipati vardı. Rusya Müslümanları da Abdülhamit Türkiye'sini Çarın Rusya'sından daha geri görürler, Türkiye Türklerine tepeden bakarlar; Osmanlı aydınlarına da güvenmezlerdi. Açık- ça: bu imparatorluktan size fayda yok; Rumlar, Ermeniler, Araplar haklı, onların davası da bizim davamız gibidir, diyemiyorlardı. Türkçe ya da Türkçe-Moğolca karışığı diller konuşan halkların bir ulus oluşturduğu görüşü ne Osmanlılar arasında, ne de Rus- ya Müslümanları arasında vardı. Osmanlılar "osmanlılıkları" ile, Tatarlar "tatarlıkları" ile övünürler, aralarında ancak Müslüman olmaktan ileri gelen bir birlik görürlerdi. Temeli Türkçe olan dil konuşanların bir dil ulusu teşkil ettikleri görüşü Avrupalılardan gelme bir fikirdir.
Sayfa 57 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Kanun-i Esasi
Yapılan anayasa, Osmanlı tarihi boyunca hiçbir teokratik niteliği olmayan Saltanat’a bir dinsel Hilafet niteliği katarak ve bu iki niteliği kendinde birleştiren devlet başkanına kanun-üstü kutsallık katarak bir din-devleti olma yolunun yasal temelini atmış oluyordu…Bu “saltanat-hilafet” bileşimi yüzünden 1920’ de Mustafa Kemal bir devlet haini sayılacaktı.
Sayfa 92
Reklam
Doğan Avcıoğlu
Türkiyemiz, gönlündeki büyük hayallerle yaşayan, gerçeklere gözü kapalı devrimci aydınların ayaklarının yere basmayışından çok çekmiştir.
Niyazi Berkes
Kemalizm devrimi, Mustafa Kemal'in arkasındaki bir avuç ilericilerle, gene bu savaş içinde bulunan büyük bir gericiler kitlesi arasında didişile didişile santim santim koparılmış bir devrimdir.
Niyazi Berkes
Mustafa Kemal'in en büyük başarısı, Kemalizmi gerçek bir devrim yapan yanı Türkiye'yi ulusal bir devlet olarak kurulmayı, ortaçağ kalıntısı bir rejime son vermeyi sağlaması olmuştur.
Kemalist devrimin en önemli yanları modern rejimin ulusal bağımsızlığa, halk egemenliğine, cumhuriyet hükümet türüne, din-devlet ayrımına dayanması prensipleridir.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.