- Ula Kerimo, eğer kız tarif ettiğin gibiyse, ben üç yüz koyun veririm, gelsin bana.
- Hiç gelir mi Mısto ağa, o radyo ister, halı ister, gazocağı ister. Ne bileyim şehir yemeği ister. Önüne hizmetçi ister...
Yaşamından memnun olup olmadığını kimse bilmezdi. Daha doğrusu herkesin öz derdinden sıyrılıp başkalarının derdi olup olmadığını anlamaya zamanı yoktu.
"Oğul," dedi ağır ağır, "bizim köyden hayın çıkmaz. Bunu iyi bilesin. Hayınımız olaydı, beyimiz de olurdu.Beyimiz olaydı toprağımız olmazdı. Toprağımız olmasaydı, o zaman hayın çıkardı bizim köyden.Bir garip köyüz biz."