Orhan Erinç

10 Kasım author
Author
9.1/10
7 People
35
Reads
4
Likes
2,106
Views

Orhan Erinç Posts

You can find Orhan Erinç books, Orhan Erinç quotes and quotes, Orhan Erinç authors, Orhan Erinç reviews and reviews on 1000Kitap.
Bir keresinde, polis yakalanan yankesici ile tramvaya binmişti. Bir süre sonra bir kadın, boynunda asılı çeyrek altının çalındığını fark etmiş, biletçiye duyurması üzerine tramvay durdurularak arama yapılmış, fakat altın bulunamamıştı. Polis Müdüriyet'e geldiği zaman olayı Şube Müdürü'ne anlatmıştı. O da bana nakletti. Yankesiciyi bir kere daha, tepeden tırnağa aramaya tâbi tuttuk. Yine bir şey bulamadık. Yalnız halinde bir acayiplik sezmiştim. Şube Müdürü'ne, yankesiciye müshil içirtmesini ve kontrol altında bulundurmasını söyledim. Şube Müdürü bir iki saat sonra altının bulunduğunu haber verdi.
Sayfa 130 - Destek YayınlarıKitabı okudu
İstiklâl Mahkemesi'nde
İstanbul Valisi'nin yanlış bir kararı yüzünden, emrinde bulunduğum istiklâl Mahkemesi'nde sorguya çekildiğimizi de unutamıyorum. O günlerde Türkiye'ye giriş çıkış çok sıkı kurallara bağlanmıştı. Vapur veya trenlerin hareket zamanları ile yolcuların kabul edilmesi veya Türkiye'den ayrılmalarına izin verilmemesi yetkisi valilere
Sayfa 129 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İtalyan Hastanesi
Ancak adım etrafındaki spekülâsyonlar sadece yurt içinde kalmıyor, çeşitli siyasi düşüncelerle yabancılar da istismara çalışıyorlardı. Meselâ bir İngiliz gazetesi, benim "İstanbul'daki İtalyan Hastanesi'nin mühürlediğimi, bunun üzerine İtalyan Konsolosu'nun resmi elbisesini giyerek hastaneye gittiğini ve mührü söktüğünü" yazmıştı. Haber üzerine gazeteciler başvurdular. Böyle bir şeyin aslı astarı olmadığını, hastaneye gidip bakabileceklerini söyledim ve şöyle devam ettim: "Böyle bir olay cereyan etmemiştir. Etse idi de Türk polisinin mühürlediği bir kapıyı yabancı bir el açamazdı." Haber, İngilizler tarafından uydurulmuştu. Çünkü Kurtuluş Savaşı sonunda yurdumuzdan ayrılan ilk işgal kuvveti İtalyan askerleri olmuştu. Böylece başlayan yakınlaşma giderek bir dostluk havasına bürünüyordu. İtalyan halkı da gerek savaş sırasında akıl almaz başarı ve fedakârlığı, gerekse savaş sonrasındaki devrimler yüzünden Türklere sempati beslemeye başlamıştı. Dünya politikasını elinde bulundurmak isteyen İngiltere, tam böyle bir zamanda Türkiye'yi İtalyanlara antipatik hale sokmak istiyorlardı.
Sayfa 128 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Jilet Dolandırıcıları
İstanbul polisini en fazla uğraştıran dolandırıcılar bana göre jilet dolandırıcılarıdır. Adı biraz karışık gibi geliyorsa da başka bir ifade şekli bulamıyorum. Bir hafta süre ile yüzlerce şikâyetle karşılaşmıştık. Telefonlar, dilekçeler hep aynı noktada birleşiyordu: "Sokakta aldıkları jilet paketlerinin içinden eve döndükleri zaman tuz çıkmaktaydı." Önceleri ne olduğunu kesinlikle anlayamadık. Bahçekapı'daki büyük mağazalardan birinin sahibi yardımımıza yetişti. Dolandırıcılar mağazalardan aldıkları paketlerden jiletleri çıkararak içine tuz dolduruyor ve tekrar güzelce kapatıyorlardı. Tuz, paketin sıkılarak kontrolü sırasında jilet hissini veriyordu. Dolandırıcılar, böylece hem tuz dolu paketi hem de paketten çıkarttıkları jiletleri ayrı ayrı satarak iki misli para kazanıyorlardı. İşin aslını öğrendikten sonra dolandırıcıları yakalamak zor olmadı. Jilet satıcılığına başlayan bir memurumuz, dolandırıcıları teker teker tespit ederek adalete vermelerini sağladı.
Sayfa 126 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Kayıp Plâtin Tabaka
Kurtuluş Savaşı sırasında samimi arkadaş olduğum bir doktor üzgün bir çehre ile müdüriyete gelmişti. Sabah saat 8 sıralarında Cağaloğlu'ndaki muayenehanesine gelmiş, bu sırada evden çıkarken pantolonun arka cebine koyduğu plâtin sigara tabakasının kaybolduğunu fark etmişti. Kıymetli olan tabakayı takside düşürmüş olabileceğini, fakat taksinin plâka numarasını bilmediğini söylüyor, yardım istiyordu. Kendisine yukarıda belirttiğim uygulamayı anlatarak; "Tabakasını yolda düşürmüş olabileceğini, çünkü takside düşürmüş olması halinde şimdiye kadar karakola teslim edilmesi gerektiğini" söyledim. Arkadaşım ısrar ediyordu. Bunun üzerine Bebek'ten saat 8'de Cağaloğlu'na yolcu alan taksinin bulunmasını ve Müdüriyet'e gönderilmesini emrettim. O günlerde taksi sayısı az olduğu için kısa sürede bulundu ve gönderildi. Şoförler, verdiğim talimatı şimdiye kadar aksatmadan uygulamışlardı. Bir arkadaşlarının üzerini arayarak hepsinin haysiyetini kırmış olmamak için önce otomobilin aranmasını söyledim. Arama sonunda plâtin sigara tabakası, kanepenin arkasında bulundu. Aşağı düştüğü için şoför görememişti. Şoföre teşekkürle işinden alıkoyduğumuzu da belirterek zararını telâfi ettik. Polisin Görevi Arkadaşım niçin önce şoförün üzerini aramadığıma hayret etmişti. Ona şu cevabı vermiştim: "Polisin başta gelen görevlerinden biri, kim olursa olsun vatandaşın şeref ve haysiyetini korumaktır. Polis ancak bu tutumu ile vatandaşın inancını ve saygısını sağlar. İnanç ve saygının sağlanması ise güçlüklerin yenilmesi demektir."
Sayfa 124 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Hidiv, Hediyesini Almadığımı Öğrenince Şaşırmıştı
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından Hidivlikten uzaklaştırılan Abbas Hilmi Paşa'nın İstanbul'a gelerek Boğaziçi'nin Rumeli yakasındaki bir yalıda oturacağı, çevrede sıkı güvenlik tedbirleri alınması İçişleri Bakanlığı'ndan bildirilmişti. Hidiv, Mısır valilerine verilmiş olan bir unvandı. Arapça büyük vezir,
Sayfa 122 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
94 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.