Yıllar içerisinde hayatımın gidişatını zapt etmeyi öğrendim. Sadece değiştirebileceğim şeylere kafa yormayı tercih ediyorum. Kontrolüm altında olmayan olayları geride bırakıyorum. Her hüzünlü şarkı dinleyişimde ağlayan tiplerden değilim.
McGrath ve Dowling çok etkilenmişlerdi. Onlara göre doğum hastaneleri sadece mutluluk ve hayatın hüküm sürdüğü yerlerdi. Bebekler doğar, yeni babalar ellerinde çiçekler ve purolarla etrafta koştururlardı.
Yaşam ve umut hâkim olmalıydı buraya.
Ölüm değil.
"Adam" -kelimeyi sanki bir ahmağa hikaye anlatıyormuş gibi vurgulayarak söyledi- "Yanlış bölgeye girmiş. Adam, çocukların peşine düşmüş. Adam, eksik etekli çocuklar arıyormuş, birkaç dolara kendisini tatmin etsinler diye."
Yıllar içerisinde hayatımın gidişatını zapt etmeyi öğrendim. Sadece değiştirebileceğim şeylere kafa yormayı tercih ediyorum. Kontrolüm altında olmayan olayları geride bırakıyorum. Her hüzünlü şarkı dinleyişimde ağlayan tiplerden değilim.
Yıllar içinde hayatımın gidişatını zapt etmeyi öğrendim. Sadece değiştirebileceğim şeylere kafa yormayı tercih ediyorum. Kontrolüm altında olmayan olayları geride bırakıyorum
Lynch arabasına bir kahraman edasıyla binerken, Profesör Patrick Armstrong ise polisler tarafından Merkezi Doğum Hastanesi'nden gösterişsiz bir biçimde çıkarılıp bir polis arabasına götürülüyordu. Karakola götürülüp acımasızca sorguya tutulacak ve en sonunda salıverilecekti. Ama karakolun dışında bekleyen ve Lynch'den bahşiş alan iki Evening Post Gazetesi fotoğrafçısı adamın küçük düştüğü bu anı saniyesi saniyesine fotoğraf makinelerine aktaracaklardı.
Lynch, herkesle bir bir hesaplaşıyordu.
Benim hayatım tıptır Steve. Başka hiçbir şeyle ilgilenmem. Ne golf oynarım ne tekneyle gezerim ne de dağlara tırmanırım. Ben, ne görüyorsan oyum. Bütün benliğimle bir kardiyoloğum.
Gözlerini kapatmadan evvel son bir kez daha koltuk değneğine baktı. Sıradan bir koltuk değneğine benziyordu. Karanlıkta gülümsedi. Kendisi ölümün eşiğinden dönmüş bir adamdı ve bu yüzden işini tekrar şansa bırakmak niyetinde değildi. Bir düşmanla yüz yüze geldiğinde koltuk değneğinin kendisine dezavantaj sağlayacağını biliyordu. O yüzden koltuk değneğine çelikten bir bıçak monte ettirtmişti. Koltuk değneğinin son hali kendisine uzatıldığında ,''Benim küçük sürprizim ,'' diye gülümsemişti . ''Soğuk çeliğim .''