Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pertev Naili Boratav

Pertev Naili BoratavAz Gittik Uz Gittik yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.7/10
189 Kişi
882
Okunma
111
Beğeni
7,3bin
Görüntülenme

Pertev Naili Boratav Gönderileri

Pertev Naili Boratav kitaplarını, Pertev Naili Boratav sözleri ve alıntılarını, Pertev Naili Boratav yazarlarını, Pertev Naili Boratav yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
seçme alıntı
2. İlim ve sanat dilinde yerleşmiş, tamamıyla Türkçeleşmiş ve halkın gündelik diline kadar girmiş yabancı asıldan kelimelere yabancı muamelesi yapmamalıyız.
Dilimizin GelişmesiKitabı okudu
367 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
103 günde okudu
Sözlü kültür geleneğimizin temel yapı taşlarından olan masallarımızın oldukça güzel derlemelerinin yer aldığı kaynak niteliğindeki bu kapsamlı çalışma,düşünülenin aksine pek de bilinmeyen adakları ihtiva ediyor. Pertev Naili Boratav’ın gerek kendi gerek öğrencilerinin derlemelerinin tasnifiyle oluşturulan eserin son bölümlerinde,eserde geçen masalların varyantları ve hangi kaynaklarda geçtiği gibi bilgilerin yanında “masal” türünün özellikleri ve türün tarihi seyri içerisinde edebiyatımıza olan etkileri ele alınıyor. Her ne kadar önemi pek algılanamasa,tür olarak çocuklara yönelik olduğu düşünülse de içerisinde barındırdığı motiflerle bir milletin yaşayışına,tarihine ve geleneklerine ışık tutan masalların değeri bilinmesi gerekmektedir.
Az Gittik Uz Gittik
Az Gittik Uz GittikPertev Naili Boratav · İmge Kitabevi Yayınları · 2013220 okunma
Reklam
İNANMAYI İSTEMEK
Âşık-hikayecilerle onun ortak bir özelliği de, geleneğin hikayecileri gibi anlattığı şeylere ''inanma''sıdır. Azra Erhat'la konuşmasında ünlü Kürt ''dengbej''i Abdalı Zeyneki üzerine bir efsaneyi anlatıyor: Bu iki gözü kör destancı yolda bir yaralı turna bulmuş. Yüce bir dağın başına çıkmış ve günlerce, gecelerce Allaha yalvarmış ''Turnayı sağalt, benim de gözlerimi aç'' diye. Birden bir ışık patlamış. Gözünün önünde ve patlayan ışıkta turnayı görmüş. Turnaya elini uzatmış, turna uçmuş gitmiş... Azra Erhat'ın: ''Abdalı Zeyneki'nin gözü açılmış mı?'' sorusuna, Yaşar Kemal: ''Açılmış tabii, ve gerçekten de açılmış. Altmış yaşından sonra açıldığı söyleniyor ve gören var,'' diyor. Yaşar Kemal bu mucizeye gerçekten inanmış mı? Bu, yersiz bir soru bence. Belki aklı ile inanmıyor, ama hikayeci, destancı olarak inanmak istiyor içinden. Öyle olmasa halk destancılarının anlatmalarındaki tadı ve gücü veremezdi hikayelerine.
Yaşar Kemal'in Yörük Kilimindeki NakışlarKitabı okudu
Aynı koğuşta yaralı Yunan askerleri de yatıyor. Daha başka türlü konuşamayınca, yatak komşularına, çocuk gibi gülümsüyorlar. Arkadaşlarımın kafasından da, belki, aynı düşünce geçiyor: ''Şimdi yan yana yatan bu insanlar, belki birkaç gün önce, birbirlerine öldüresiye kurşun sıkıyorlardı...'' Yine o koğuşlarının duvarlarında kurşun delikleri ve kan lekeleri var. Bir yıl önce, 1920 ilkbaharında, Halifeci kuvvetlerin ilerlemesinden cesaretlenen ''Bolu asileri'' Sultani Mektebi'ndeki Kuvayı Milliye garnizonunu basmışlar, 100 kadar askeri, bu duvarlar arasında öldürmüşler
Kurtuluş Yıllarının Anısı (Bolu, çocukluk)Kitabı okudu
Herhalde Sakarya Savaşı'ndan sonra idi. Bir gün Türk Ocağı'nın açılış töreni yapıldı. Nutuklar söylendi, milli marşlar çağırıldı. Genç öğretmenlerle Sultanî'nin yetişkin öğrencileri coşkun şiirler okudular. Bunlardan bir tanesinin, kıvırcık sarı saçlı mavi gözlü, uzun boylu bir delikanlının okuduğu şiirin adı ''Kırk Haramilerin Esiri'' idi: Haydutların reisi, türlü işkencelerden sonra, esirin bir kolunu kestiriyor. Ama yiğit adam cellatlarına meydan okuyor. O zaman Harami-başı bağırıyor adamlarından birine: ''Öteki kolu da kes. Öteki kolu da kes...'' Bir anda beklenmedik bir şey oluyor: Birden, balta esirin elinde parlıyor. Şimdi iyi hatırlamıyorum, ama sanırsam hikaye de böyle sona eriyordu. Şiir kadar, onu okuyanın okuyuşunda da başka bir güç vardı. Sarışın delikanlı şiiri okumamış, onda dile gelen, ayaklanmış esir Anadolu'nun dramını oynamıştı. Onun kollarının geniş hareketleri, sıçrayışları, dizlerini yere vuruşları hala gözümün önündedir...
Kurtuluş Yıllarının Bir Anısı İçinde Nazım HikmetKitabı okudu
Ömer Seyfettin, İstanbullu "Don Kişot"unu Heybeliada sırtlarındaki çatısı kiremitsiz köşkünde, sırtında erguvani salaşpurdan bir tünik, başında sararmış defne yapraklarından bir hotoz, etrafında "havarilerim" dediği on iki çömezi olduğu halde, çıplak bir masanın başında bırakmıştı.
"Efruz Bey" serisiKitabı okudu
Reklam
torunları bir gençlik hacı dergisinde Kant'a had bildiriyorlar
Fikret'le uzaktan yakından ilgili, yahut da meşhur fıkrada olduğu gibi, bulutun ördeğe dokunduğu kadar bile Fikret'le ilgisi olmayan birtakım şeyler yazmış veya söylemişler. Bütün bu çeşitten sözler, evrilip çevrilip nasıl ''Fikret aleyhinde hükümler, tenkidler, kanaatler, düşünceler'' diye okuyucuya sunulmuş! İnsan ''Pembe Kitap''ta objektif ilim usulleriyle münekkidlere ve edebiyat tarihçilerine malzeme toplamanın bu yepyeni şeklini görüyor ve sade hayretle değil, ibretle, korkuyla irkiliyor. Bizim, ilave edeceğimiz bir tek söz kaldı; ''Zavallı ilim ve tenkid! Senin adına ne cinayetler işlenmiyor!'' Bundan ötesi, sözleri garip tefsirlere, tahlillere uğramış, beğenmedikleri, hatta nefret ettikleri düşünüşlere alet edilmiş kalem sahiplerine düşer.
Eşref Edip, Pembe Kitap, Tevfik Fikret'i Beş Cepheden Nurullah Ataç gibi yazarların karalamalarıKitabı okudu
Turancılık da, çok defa Türkçülük adı altında, emperyalist entrikalara alet olma kabiliyetini taşıyan bir fikir hareketi olarak, bu bakıma, sömürgeci-kapitalist kuvvetlerin pek işine gelen muhafazakar-dindar-irtica hareketleri gibi menfi karakterleriyle gelişmekten geri kalmamıştır. Son zamanlarda bu hareket, Avrupa'da, faşist diktatörlük rejimlerinin hakimiyetlerini yerleştirme ve demokrasi esaslarına dayanan milli birlikleri bozma metotlarından biri olan ırkçılıkla yeni bir renk ve çeşni almıştır.
II. Cihan Savaşı'ndan sonraki edebiyatımıza toplu bir bakışKitabı okudu
864 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.