İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Çeşitli yerlerde öğretmenlik ve yöneticilik yaptı.
“Toprak” dergisindeki şiirleriyle edebiyat çalışmalarına başladı. Şiirleri çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı. Dinsel içerikli şiirlerinden bir bölümü Almanca’ya çevrilmiştir.
Dikdiler her yâre kim sînemde açıldı hançerin
Seyrine gel bâg-ı mihnetde dikilmiş güllerin
Va’iz-“ şehre nice âdem desin pîr-i mugân
Adına ümm’ül-habâis der dü-sâle duhterin
Hançerin âyînesinde görünür şekl-i hilal
Vây rûy-ı lutf göstermezse rûy-ı enverin
İhtirâz eyle meded göz degmesin macrûh olur
Haylice nâzikdir ey gonce-dehen la’l-i terin
İltifat et hüsrevâ dünyâya verme hâtırın
Kıymetin bil çünkü Yahyâ gibi var bir çâkerin
Aşka kâbil dil mi yok şehr içre yâ dilber mı yok
Mest yok meclisde bilmem mey mi yok sâgar mı yok
Gonca-i dil açılıp hâtır nice şâd olmaya
Bâğda güller mi yok gülşende bülbüller mi yok
Görmeziz bir dil ki tûtî gibi güftâr eyleye
Söyledir mi yok cihânda bilmezin söyler mi yok
Sengden dil kem mi yâ seng-i siyâhı la’l eder
Afitâb-i feyz-bahşâ-yı bülend-ahter mi yok.
Niçin ebkâr-i ma’ânî beslemez erbâb-i nazm
Yoksa Yahyâ gibi üstâd-i sühan-perver mi yok
Dil-i meyyâl o servin hâk-i pâyinde karâr etmiş
Bulandı bir zamân Yahyâ hele şimdi durulmuşdur (Şeyhülislâm Yahyâ Efendi)
Beytin yorumu için:
youtu.be/ONqc_ZsghLk
Zerafetin hisli duygularla beyitlerde tasviri
Zerafetin hisli duygularla beyitlerde tasviri
Şeyhülislam Yahya Efendinin divanında sevgili, aşk, ayrılık, naz, işve, cilve tasvirleri dönemin diğer şairleri nedim ve baki gibi detaylı ve muazzam tasvir edilmiş, öyle ki ‘kuyumcunun altın gerdan üzerine zümrüt, yakut, elmas taşlarını dizerek meydana