“Yazgımız böyle ne yapalım,Allah bizi kadın yaratmış ,tüm dertleri omzumuza yüklemiş.”
Kitabı tek bir cümle ile özetleyecek olursak o cümle bu olurdu. Hayattan koparılan,küçük yaşta büyük bir hasret ile yaşayıp tüm zorluklara göğüs geren güçlü bir kadın Sera ; yazgısının kızının ki gibi olmaması adına ataerkil topluma baş kaldıran bir anne Sera’ nın yazgısı...
" Behram ile Gülzerin'in imkansız aşklarını konu alan bir kitap. İnsan imkansız kelimesini duyunca neden imkansız diye kendi içinde sorguluyor değil mi? Kelimelerle anlatılmayacak kadar hüzün doluydu. Böyle sevmeyecekse insan hiç sevmemeli. Yürek burkan bir kitaptın
İlkel bir geçmişin gölgesi "töre cinayeti" uygarlığımızın üstüne düşen kara bir leke gibi" ama aynı zamanda kozmik bir çığlık!İnsanın içini yakan bu çığlık nasıl bir gurur nedeni olabilir? Hivalara nasıl kıyılır? Bir vebalıymış gibi ölüsü bile lanetlenen... Bu nasıl bir vicdan?.. Böyle bir değer olabilir mi? Peki Hivaların kendine kıymasına ne demeli?.. Yanıtı zor: ama, Ağıtsız Kadınlar'la birlikte tüm kadınların, bütün insanlığın sessiz ağlayışını okuyacaksınız...