Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Saffet Babür

Saffet BabürMetinlerle Ortaçağda Felsefe yazarı
Yazar
Çevirmen
9.1/10
9 Kişi
57
Okunma
12
Beğeni
2.732
Görüntülenme

Hakkında

1952’de doğdu. 1976’da Ankara Üniversitesi DTCF Klasik Filoloji Bölümü’nü bitirdi. 1983’te Latince doktoru, 1987’de Eski Yunanca doçenti, 1995’te felsefe profesörü oldu. 1979-1997 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde, felsefe tarihi ağırlıklı dersler yanında Eski Yunanca dersleri veren Saffet Babür, Urbino (1977-78), Siena (1982-1983), Perugia (1988-89) ve Münster (1992-93) üniversitelerinde eskiçağda ve ortaçağda felsefe, klasik filoloji alanlarında, özel olarak da Aristoteles üzerine çalıştı. 1997’de Yeditepe Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü Lisans Programını kurarak burada dersler vermeye başladı. Ortaçağ düşünce yapısıyla eskiçağ düşünce yapısı arasındaki temel ayrımları, bu iki yapının tipik temsilcilerinin kullandığı terimlerin içeriklerini çözümleyerek göstermeye çalışan yazıları çeşitli dergilerde yayımlandı. Eski Yunanca ve Fransızcadan çevirdiği kitaplar arasında Platon, Parmanides (1989), Platon, Yasalar, 2 cilt (1994), Aristoteles, Kategoriler(1996), Aristoteles, Eudemos'a Etik (1999) sayılabilir.
Unvan:
Felsefe profesörü
Doğum:
1952

Okurlar

12 okur beğendi.
57 okur okudu.
2 okur okuyor.
34 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
PLOTINOS
Plotinos’un dizgesine göre Bir (Hen), aşkın, akılla kavranamayan, anlaşılamayan, hiçbir nitelik yüklenemeyen nedendir. Onun hakkında hiçbir şey söylenemez, onun ne olduğu değil, ancak ne olmadığı söylenebilir: Varlığın, zamanın, niteliğin ötesindedir. Varlığın ötesindedir demek, onun bir şey olduğunu söylemek değildir, adını söylemek de değildir; şekilden bağımsızdır demek de onun bir niteliğini belirtmek değildir, şekilden yoksundur anlamına da gelmez bu, çünkü o her şeklin nedenidir.
Reklam
Augustinus, İtiraflar
Demek ki, bebeği masum kılan niyeti değil, yalnızca organlarının zayıflığı.
Sayfa 59
Augustinus, İtiraflar
O halde şu açık: Ne gelecek var ne geçmiş; ne de "geçmiş, şimdiki, gelecek zaman diye iç zaman var" demek yerinde. Belki şöyle demek yerinde olur: "Üç zaman vardır: Geçmiştekilere ilişkin şimdiki zaman, şimdikilere ilişkin şimdiki zaman ve gelecektekilere ilişkin şimdiki zaman." Çünkü bu üç zaman zihinde (bellekte, in animo) vardır ve onları başka yerde görmem: Geçmiştekilere ilişkin şimdiki zaman anı (memoria), şimdikilere ilişkin şimdiki, bir anlık görü (contuitus), gelecektekilere ilişkin şimdiki zaman da beklenti olarak (expectatio) vardır. Kastedilen bunlar ise, üç zaman görüyorum ve üç zaman olduğunu söyleyebilirim. Ama ne de varsın densin, geleneksel biçimiyle kullanıldığı gibi "Üç zaman vardır: geçmiş, şimdiki, gelecek zaman" densin; bu bence önemli değil; karşı çıkmıyorum, kınamıyorum; yeter ki denmek istenen şey, yani ne gelecekte olan şeyin ne de geçmişte olan şeyin varolmadığını anlaşılsın. Zaten tam anlamıyla dile getirdiğimiz şeyler pek azdır; yerinde kullanılmayanlar ise daha çok; ama demek istediğimiz şey anlaşılabilir.
Sayfa 79
Augustinus, İtiraflar
Nitekim senin çehrenden uzak olmak, karanlık bir tutku içinde bulunmak demek.
Sayfa 69
Augustinus, İtiraflar
Tanrı göğü ve yeri yaratmadan önce bir şey yapmıyordu; çünkü bir şey yapıyor olsaydı, bu yaptığı yaratmadan başka ne olabilirdi? Keşke bilmenin yararlı olacağı başka şeyleri de şunu bildiğim kadar bilsem: Bir yaratılan olmadan önce hiçbir yaratılan şey yoktu.
Sayfa 73
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok