Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Semir Aslanyürek

Semir AslanyürekSenaryo Kuramı yazarı
Yazar
Çevirmen
7.8/10
16 Kişi
78
Okunma
5
Beğeni
2.090
Görüntülenme

Semir Aslanyürek Sözleri ve Alıntıları

Semir Aslanyürek sözleri ve alıntılarını, Semir Aslanyürek kitap alıntılarını, Semir Aslanyürek en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bu yüzdendir ki müzikte ses, resimde renk, dramda karakter nasıl temel yapıtaşı durumunda oluyorsa, zaman da sinema sanatının temel yapıtaşı durumundadır." ... "Sonuç itibariyle ritim, film parçacıklarının metrik bir sıralaması asla değildir. Ritim, kadrların içinde var olan zamanın geriliminden oluşur. ... "Montaj demek, zamandan heykel yontmak demektir. İşte sinemada görsel imaj dediğimiz olgu budur."
"Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin."
Reklam
Tarkovski de dinden bahsettiğinde, "Ve tanrı Adem'i cennetten kovduğunda, bundan sonra ekmeğini alnının terine banarak yiyeceksin!" şeklinde Mukaddes Kitap'tan bir alıntıyla sözlerine başlar. Benim kanaatimce, Tarkovski'nin dindarlığı daha çok insanın alın teriyle ve vicdanıyla ilgilidir. Din bundan ibaretse dindar olmanın bence hiçbir sakıncası yoktur!
İlkel insan mağara duvarlarına bir bizonun resmini çizdiği zaman onu elde edeceğine nasıl inandıysa, günümüzün insanı da yaşamı yeniden yaratmakla ona hükmedeceğine inanmaktadır. Oysa insanoğlu hep yarattıklarının tutsağı olmuştur.
Sayfa 37
Filmde duygusallığın sağlanması ancak mantıksal ardışıklığın bozulması yoluyla mümkün olabilir.
Sayfa 23 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Bu adam zayıf olduğu ve korktuğu için acı çekiyor. Ayrıca, bir o kadar da savunmasız ve bu hayatı taşımakta zorlanıyor. Hayat karşısında devamlı surette yüzünü elleriyle kapatıyor. Çünkü kendisi çok temiz ve bir o kadar da samimi bir insan... Her zaman kendi kendisiyle barışık, çok doğal ve çok samimi davranıyor ama bu özelliklerinden dolayı acı duyuyor. Fakat hayatta kendisini ve karısına duyduğu sevgiyi korumak için birtakım önlemler alması gereken süreçte bir bedel ödüyor ve bu önlemler sonucunda adam bir alçağa dönüşüyor. Böylece iyi olma niteliklerini kaybediyor. Ve sizin de fark ettiğiniz gibi, bu değişiminden hemen sonra birden herkesin ihtiyaç duyduğu biri hâline geliyor. Karısı ona ihtiyaç duymaya başlıyor, onu terk edemiyor. Bir zamanlar karısı ağlayıp şöyle sızlanıyor: "Ne biçim bir insansın böyle? Hep 'beni bağışla, beni bağışla'. İşte, yüzüne tokat attım, sen yine 'beni bağışla' diyorsun." Ama geçirdiği değişimden sonra adamın bu sefer kendisi karısını tokatlıyor ve "Defol git, " diye bağırıyor. Buna rağmen karısı peşinden gitmeye devam ediyor. Bakın, Bergman'ın iyiliğin ebediyen pasif, kötülüğün de ebediyen aktif olduğu sorununu nasıl ele aldığına dikkat edin.
Sayfa 50 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
Meyerhold ,"Daha mükemmel olanı için ihlal edilmeyecek hiçbir kural yoktur," sözlerini eklemiştir.Bu nedenle söz konusu kuralları değişmez birer kanun mertebesine yükseltmemek gerekir.Fakat dikkat edilirse ,Meyerhold 'un daha mükemmel kurallar için ,kuralların ihlal edilebileceğini savunduğunu görüyoruz.Bu da kuralları çok iyi bilmek ve ihlal etmekten ziyade onları geliştirmek anlamına gelir.
Sayfa 80
İnsan dünyada her şeyi öğrenebilir belki, ama insanın öğrenemeyeceği tek şey düşünmektir.
Sayfa 101Kitabı okudu
..iktidarı elinde bulunduran partiler, yönetimler vs., her türlü meslek ve sınıftan insanları kişiliksizleştirip “neden, nasıl” diye sormayan, hiçbir hak talep etmeyen, istemleri iktidarın istemleriyle çelişmeyen, robot, kaderci veya “neme lazımcı” bir toplum, daha doğrusu tek tip bir sürü yaratma çabasındadır.
Sayfa 107
..sinema zamanın üzerinde tahakküm kurma sanatıdır.
Reklam
Avrupalı kendi dilini konuşurken her cümlesine Türkçe bir sözcük sokuşturup 'r' sesi acayip çıksın diye dilini kıvrmıyor. Avrupalı kendi kültüründen,kendi geleneklerinden utanmıyor.Seni taklit etmiyor veya seni papağan gibi taklit etmeyi bir 'gelişmişlik' ,bir 'çağdaşlık' saymıyor. Avrupalı okuyor,araştırıyor,buluyor,keşif yapıyor.Avrupalı düşünüyor! Ve ancak DÜŞÜNDÜĞÜ İÇİN VAR OLDUĞUNU kabul ediyor!...
Yeri gelmişken söyleyelim, filmin yönetmeni (Bresson) bildiğim kadarıyla, bu kadar çok tekrar çeken ikinci yönetmendir. Charlie Chaplin her plan için kırk tekrar çeken bir yönetmendir. Bresson aynı şekilde her plan için kırk tekrar çekmiştir. Öyle ki, oyuncunun tonlamasında en ufak bir yanlışlık, kamera hareketinde en ufak bir hata, onun tatmin olmaması için bir sebeptir. Özellikle de bir yakın plan çekiliyorsa o zaman daha titiz davranmaktadır. Yakın plan çekimlerinde santimetreler bile sorun teşkil edebilmektedir. Bresson kendi sanatsal düşüncesi ile icra edilen arasında tamamen hassas ve karşılıklı bir uygunluk ortaya çıkana kadar her planı defalarca tekrar etmekten çekinmiyordu.
Sayfa 82 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Sanat, bir sarsılma, bir katharsis doğurma yeteneğine sahip, insanın canlı ıstıraplarına değinebilen şeydir. Amacı insanlara yaşamayı öğretmek değil, onları iç dünyasının en gizli köşelerinden vurmaktır.
Trajik çelişkiler ağır ızdıraplara ve çoğunlukla trajik yapıt kahramanlarının ölümüne yol açar.Fakat bu ızdıraplar ,insanlarin yüreğinde sadece matem yaratmakla kalmaz ,aynı zamanda aşağılık olaylara karşı insanda nefret duygularının uyanmasına yol açan ,insan irade ve cesaretini sağlamlaştıran ,duygu ve bilinci arındırıcı bir etki yaratan katharsis (arınma) denilen estetik bir heyecan doğurur.Trajik yapının paradoksalligi ,insanda doğurduğu arınma etkisinde yatmaktadır.
Sayfa 22
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.