Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Semir Aslanyürek

Semir AslanyürekSenaryo Kuramı yazarı
Yazar
Çevirmen
7.8/10
16 Kişi
79
Okunma
5
Beğeni
2.137
Görüntülenme

En Eski Semir Aslanyürek Sözleri ve Alıntıları

En Eski Semir Aslanyürek sözleri ve alıntılarını, en eski Semir Aslanyürek kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşin sosyal ve psikolojik yönüyse ,günümüzde iktidarı elinde tutan yöneticilerin insanları kişiliksizlestirme politikalarının bir sonucu ortaya çıkmaktadır.Bu insanlar ister bilim adamı veya sanatçı olsun,ister işçi,memur,esnaf,boş gezenin kalfası olsun,iktidarı elinde bulunduran partiler,yönetimler vs.,her türlü meslek ve sınıftan insanları kişiliksizlestirip "neden,nasıl" diye sormayan ,hicbir hak talep etmeyen ,istemleri iktidarin istemleriyle çelişmeyen,robot,kaderci veya 'neme lazımcı' bir toplum,daha doğrusu tek tip bir 'sürü' yaratma çabasındadır. Ve ne yazık ki iktidarlar bu yönden dünyanın hemen hemen her yerinde ve özellikle ülkemizde büyük ölçüde başarıya ulaşmış bulunmaktadır. Karaktersizlestirilmis bir sanatçının nasıl bir karakter yaratacağıni herkes tahmin edebilir.Senaryo yazarı veya yönetmen gerek ahlâk,gerek akıl veya bilgi ,gerekse karakter bakımından hicbir şekilde yarattığı kahramanlardan daha yoksul olamamalidir.Dolayısıyla sanatçının yarattığı karakterdeki bir zayıflık veya yoksullluk ,sonuçta kendi yoksullugudur.
Sayfa 107 - undefined
Meyerhold ,"Daha mükemmel olanı için ihlal edilmeyecek hiçbir kural yoktur," sözlerini eklemiştir.Bu nedenle söz konusu kuralları değişmez birer kanun mertebesine yükseltmemek gerekir.Fakat dikkat edilirse ,Meyerhold 'un daha mükemmel kurallar için ,kuralların ihlal edilebileceğini savunduğunu görüyoruz.Bu da kuralları çok iyi bilmek ve ihlal etmekten ziyade onları geliştirmek anlamına gelir.
Sayfa 80
Reklam
Buna göre,bir senaryonun veya herhangi bir sanat yapıtının bütününden herhangi bir parçayı çıkardığımızda bir eksiklik hissedilemiyorsa ,işte o zaman söz konusu sanat yapıtının dramaturjisinin zayıf veya sağlam olmadığından söz edebiliriz.Ama sadece bu değil.Senaryonun ayrı elementlerinin kuvvetli iç bağlarla birbiriyle bağlı olması yahut birbirini doğurması ,sahnesel eylemin nedensiz kesintiye uğramasi ,ana konudan uzaklaşmak ,senaryonun sanatsal düşüncesinin zayıflığı ,yan olaylarin filmin ana olayını bastırması ve bağlamın kaybolması ,filmsel olayda diyalektik gelişme yerine sırf mekanik bir hareketin tercih edilmesi olması, vs...gibi faktörler ,sinema dramturjisini zayıflatan faktörlerin başında gelir.
Sayfa 39
Kısacası ,yaşamın somut gerçekliği dramaturjinin zirvesini oluşturur.Çünkü yaşamda kusursuz bir denge ve şaşmaz bir ölçü vardır.Yaşamda nedensiz ve zamansız hiçbir şey olamaz.Bütüne ait olmayan en ufak bir ayrıntı veya ayrıntıya ait olmayan herhangi bir bütün yoktur. ... O halde sinema dramaturjisi ,yaşamın diyalektiğinin anlamlandırılması ,yeniden yapılanması ve sinematografa özgü bir yolla dile getirilmesinin bir yöntemidir.Sinema dramaturjisi felsefi bir genellestirmedir ,değişik sanatsal ve estetik kategorileri biraraya getiren bileşendir.
Sayfa 40
Yaratıcı düşüncenin doğuşu ve biçimlenmesi sürecinin ,koşullu olarak üç safhada meydana geldiğini düşünebiliriz. Birinci safha 'sarsılma'(aşırı heyecan),ikinci safha 'tasavvur etme' ,üçüncü safha ise 'canlandırma' safhasıdır.
Sayfa 64 - undefined
Konu çoğunlukla ,senaryo yazarının tutumunu içerdiği gibi ,yoruma açık bir tavır sergilemelidir.İzleyicinin (veya okuyucunun) hayal gücünü uyandirmalı ve mutlaka sosyal bir önem taşımalıdır.
Sayfa 88
Reklam
Trajik çelişkiler ağır ızdıraplara ve çoğunlukla trajik yapıt kahramanlarının ölümüne yol açar.Fakat bu ızdıraplar ,insanlarin yüreğinde sadece matem yaratmakla kalmaz ,aynı zamanda aşağılık olaylara karşı insanda nefret duygularının uyanmasına yol açan ,insan irade ve cesaretini sağlamlaştıran ,duygu ve bilinci arındırıcı bir etki yaratan katharsis (arınma) denilen estetik bir heyecan doğurur.Trajik yapının paradoksalligi ,insanda doğurduğu arınma etkisinde yatmaktadır.
Sayfa 22
Avrupalı kendi dilini konuşurken her cümlesine Türkçe bir sözcük sokuşturup 'r' sesi acayip çıksın diye dilini kıvrmıyor. Avrupalı kendi kültüründen,kendi geleneklerinden utanmıyor.Seni taklit etmiyor veya seni papağan gibi taklit etmeyi bir 'gelişmişlik' ,bir 'çağdaşlık' saymıyor. Avrupalı okuyor,araştırıyor,buluyor,keşif yapıyor.Avrupalı düşünüyor! Ve ancak DÜŞÜNDÜĞÜ İÇİN VAR OLDUĞUNU kabul ediyor!...
"Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin."
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.