Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serge Bramly

Serge BramlyYatak Odasında Terör:sade yazarı
Yazar
7.2/10
20 Kişi
94
Okunma
3
Beğeni
1.399
Görüntülenme

Serge Bramly Gönderileri

Serge Bramly kitaplarını, Serge Bramly sözleri ve alıntılarını, Serge Bramly yazarlarını, Serge Bramly yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
267 syf.
·
Puan vermedi
Sade
Sade! Sadizmin isim babası. Alabildiğine mazoşist de. Dönemin siyasi ortamına, toplumsal durumlara ve devrimin kaçınılmaz acımasızlığına, yol açtığı vahşete zaman zaman belgelere dayandırarak yer veren bu romanda, Sade'ın hayvani cinselliği hayret uyandırıyor. Karısının ağzından, bir ejekülasyonda koyu kıvamlı yedi sekiz çorba kaşığı miktarınca boşalabildiği bilgisi, orgazm hazzını de herhalde sıradan bir erkeğe göre onca kat yaşayabildiğini gösteriyor. Kitapta, öldüğü 74 yaşına kadar faal kalabilmiş, kendisine özel doğasını alabildiğine yaşamayı kendince etik görmüş, kesinlikle sıra dışı biri olarak Sade'ın Fransız Devrimi sonrasındaki yaşantısı işlenmiş.
Yatak Odasında Terör:sade
Yatak Odasında Terör:sadeSerge Bramly · Everest Yayınları · 200184 okunma
"'İnsan adıyla bilinen ve şu iç karartıcı evrene kendisine rağmen atılmış olan zavallı birey, ancak her şeyi cinsel hazlara feda ederek yaşamın dikenlerinin üstüne birkaç gül serpmeyi başarabilir.'"
Reklam
“Bütün insanlar deli ve görmemek için hiçbirini, Kapanmak gerek içeri, aynayı da kırıp odadaki.”
"’Politikayı,’ diye tekrarlıyordu içinden polis müdürü, ‘Marquis'nin seksi düşündüğü gibi düşünmek zorundayız; felsefi tersyönü ve kırbacı seçmeliyiz; insanlar İncil'in sözleriyle iyileşmiyor; onlara gelecek kuşakların iyiliği için şiddet uygulanıyor.’”
“‘Felaketlerime dayanarak, sonsuz tesellilere hakkım olduğuna inanıyordum; dünyanın aptallığını görmek bana en büyük teselliyi veriyor, çünkü insanlar eğer benim gördüğüm gibiyse, toplumlarının yasalarına karşı geldiğim için kendimi kutlayabilirim ancak, artık onlardan biri olmadığıma da çok fazla üzülmem gerekmeyecek. Şu anda ruhuma yeniden büyük bir sükûnet yerleşti.’"
“Bütün ufak suçların arasında inanç ona en ufağı gibi geliyordu.”
Reklam
Siz sefahatten bahsediyorsunuz, bense size özgürleşmeden söz ediyorum. Erkek de kadın da, ve belki kadın erkekten de fazla, sefih zevklere onun bizden çok daha fırtınalı eğilimleri olmuştur çünkü, her şeyden önce erdemin zincirlerinde solup gidiyor. Doğa bu feodal önyargıların kırılmasını ister; Cumhuriyet ise doğası gereği bunları kabul eder. Ama censorlar yok artık. Ahlaksızlık rüzgârı estirelim, genelevleri çoğaltalım ve devlet okulu haline getirelim, karılarımızın yararı için bile olsa fuhuşu kurumsallaştıralım. Artık arzularımıza set çekmeyelim. Tam bir başıbozukluk! Bundan daha doğal ne var? Fildişi zencileri karılarını çocuklarına peşkeş çekiyor; Yahuda krallığında, büyük oğul babasının karısıyla evleniyor; Şili yerlileri ayrım yapmadan kız kardeşleriyle, kızlarıyla, anneleriyle yatıyor. Kısacası söylemek istediğim, ensest, temel ilkesi kardeşlik olan her yönetimin yasası olmalıdır. Özgürlük, kardeşlik, Ulus'un alınlığına yazdığımız bu sözcüklerin sadece yazıda kalmasını mı istiyorsunuz? Bundan böyle ilk buyruk şu olmalı: Asla yasaklamayacaksın! Benim uygulamadığım ve desteklemediğim tek bir sapkınlık yok. Siz beni ahlaksızlıklarımdan dolayı kınıyorsunuz. Ama doğa bunları kınamıyor; doğa bize, kendisine ters düşen kusurlar verecek kadar aptal ya da sapkın olabilir mi? Beni başkalarını yoldan çıkarmakla, her yere skandal ve kargaşa getirmekle suçluyorsunuz. Evren neyse ben de öyleyim. Alıyorum, yaratıyorum, sarsıyorum, yıkıyorum ve yıkarken bir daha yaratıyorum. Evrenin işleyişine sadece yıkım izin verir. Gerçekte, size şunu söyleyeyim, zehirli yılan sadık köpekten daha gereklidir.'"
"'Cumhuriyetçinin mertliği biraz sertlik gerektiriyor; çünkü eğer yumuşarsa, eğer gücü azalırsa boyunduruk altına alınacaktır; durumunu ancak ardı arkası kesilmez suçlarla koruyabilir.'"
"'Devrim'in hiç de ahlâki bir rejim olmadığını bilin öncelikle; bir rejimi devirmek şiddet ister, nefreti doğurur. Devrim zorunlu olarak cinayetle başlar, ona tutunması ve ayaklananların çevredeki hasımları çürütmesi, onun için hayati bir önem taşır, şöyle ki onların ahlāki çürümesi çarkın çürümesini etkiler ve bundan genel ve sürekli bir ayaklanma doğar.'"
"'Nasıl! Küçük suçlar yüzünden beni giyotine göndermeye nasıl cesaret edersiniz! Hem de Cumhuriyet devrinde! Yasama organının idam cezasını sonsuza dek ortadan kaldırması gerekirken, idam cezası hiçbir zaman hiçbir suçu önlemedi, giyotinin ayakllarına dek her gün yeni cinayetler işleniyor çünkü, öyle değil mi? Bu soğukkanlı cinayetler canavarlık ta kendisi! Çünkü sonuçta cürüm çok büyük bile olsa, kasıtlı olarak birini öldürdüğümü varsayalım, bir adamı, başka bir adamı kasıtlı olarak öldürdü diye öldürmekten daha yanlış bir hesap olamaz, çünkü bu işlemin sonucu, bir adam eksik olacağı yerde, bir vuruşta iki adam ölür; sadece cellatlar ve aptallar yapar böyle bir hesabı.'"
286 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.