1951'de Paris'te doğan Serge Brussolo, sıkıntılı bir çocukluk yaşadı. Daha sonra edebiyat ve psikoloji okudu. Metinlerini çok erken yaşta yazmaya başladı. ilhamını kendi sefaletinde bulur ve ailesi rahatsız olur. 1978'de ilk kez piyasaya çıkan yeni bir FUNNYWAY, Fransız bilim kurgu ödülü kazandı. Genellikle ödül alan, "Fantezi / Bilimkurgu" türünde, çok sayıda roman yazdı. Daha sonra gerilim ve tarihsel roman da dahil olmak üzere diğer anlatı formları için bilimkurgu türünden vazgeçti.
Büyülü şeyleri okumayı hep sevmişimdir. Bu kitabın konusunu da sevdim .Brussolo'nun okuduğum ilk kitabıydı.Bazı kısımlarını sevemedim.Seriye devam edip etmeyeceğim hakkında hiç bir fikrim yok.
Peggy Sue'nun binbir farkli dunyada yasadigi maceralarla üreten zekanin gücüne saygiyi ögrendigim ; daha küçük bir çocukken her bir kitabi tek günde bitirip tüm seriyi okumak icin para biriktirdiğim, efsanevi kurgu. Cocuklarinizi engin bir hayal gücüyle daha ömrünün baslarindayken tanistirip hayatlarini Serge brussolo' nun essiz zekasiyla renklendirmek isterseniz bu seriyi onlara hediye edin. Siradisi cocuklar icin siradisi bir kitap. Onlara gri ve tekdüze bir dünyada yasamak zorunda olmadiklarini, zihinlerinde yarattiklari evrende basroldeyken ayni serge brussolo gibi özgür olduklarini gösterecek ve yaratici zekaya duymalari gereken saygiyi onlara ilk genclik caglarinda verecek alaninda eşsiz bir eser. Tüm seriyi ve Sigrid ve Kayıp dünyalar serini de mutlaka öneririm.
Bu kitapta nedense seri bana hep daha fantastik bir hal alıyor gibi geliyor. Bir şekilde sanırım ilk iki kitapta hayaletler hariç bizim dünyamızda ya da benzer bir dünyada geçtiğine inandığım için büyüyle ilgili pek bir şey yok gibi kalmış aklımda. Buradaysa bizim dünyamızdan çıkıp sanki zaten büyünün var olduğu bir evrende yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş gibi bir hisse kapılıyorum. sonraki kitaplarda bu daha da bariz bir hal alıyor ama çocukken bunlar pek düşünmemiştim tabi.
Kitabın özellikle ikinci yarısını daha çok seviyorum. Aklımda en çok oralar yer etmiş. İlk yarıda olan biteni neredeyse tamamen unutmuşum. Ama ikinci yarıyı okurken sanırım neden bu kadar iyi hatırladığımı anladım. Kitapta anlatılan olağanüstü, büyülü her şey birden fazla duyuyu kullanarak anlatılmış. Kokular, renkler, tatlar hepsi bir arada çok daha akılda kalıcı bir anlatım yaratmış. Hayal gücünü geliştirdiğini düşünmemin nedeni de bu sanırım.
Bunu da ilk iki kitapta olduğu gibi on iki yaş üstü çocuklara tavsiye ederim.