Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seyyid Ali Hoşafçı

Seyyid Ali HoşafçıSelefilik Adı Altındaki Görüşlere Selefice Cevaplar yazarı
Yazar
Derleyen
7.9/10
6 Kişi
27
Okunma
9
Beğeni
5,1bin
Görüntülenme

Seyyid Ali Hoşafçı Gönderileri

Seyyid Ali Hoşafçı kitaplarını, Seyyid Ali Hoşafçı sözleri ve alıntılarını, Seyyid Ali Hoşafçı yazarlarını, Seyyid Ali Hoşafçı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hadîs-i şerîfte vârid olduğu üzere: "Dini iyi anlamak, yalnızca Allah'ın kendileri hakkında hayır dilediği kimselere nasiptir." Artık "Ben vefatından sonra, Resûlullâh (Sallallahu Aleyhi ve sellem)'ın istiğfârından bir şey ummuyorum" diyene, "İnkârcının nasibi ancak mahrûmiyettir" demekten başka ne denebilir? Oysa görüldüğü üzere; biz, vefâtından sonra da, sağlığındaki gibi Resûlullâh (Sallallahu Aleyhi ve sellem)'in duâ ve istiğfarından faydalanmaya devam etmekteyiz.
es-Seyid Sıddık Hasan Han "er-Ravdatu'n-Nediyye" isimli eserinde eş Şevkânî'nin "es-Seylu'l-Cerrar" eserindeki şu sözünü nakletmiştir: "Bil ki, bir Müslümanın İslâm dininden çıktığına ve küfre girdiğine hükmetmeye yönelmek gündüzün güneşinden daha açık bir delil olmadıkça, Allah'a ve ahiret gününe iman etmiş olan hiçbir Müslüman için gerekli değildir. Çünkü sahâbeden bir grubun tarikiyle rivâyet edilmiş sahih birçok hadislerde, "Her kim kardeşine "ey kâfir" derse, mutlaka ikisinden biri bunu hak eder." ibâresi sâbit olmuştur.
Reklam
Müslüman olduğunu söyleyen, (Kelime-i şehadet) okuyana, şüphe ile küfür damgası basılamaz. Müslüman olduğunu söyleyen bir kimsenin bir işinde veya sözünde birçok küfür ihtimali ile bir iman ihtimali veya küfür olması şüpheli olan bir ihtimal bulunsa, buna kâfir dememelidir. Çünkü Müslüman iyi zan olunur... Redd-ül-Muhtar..
Naksiben tarikat şeyhi Mahmut ustaosmanoglu söyle demiştir: "Hakiki, tarikat, cihat ordusuna asker yetiştiren ocaktır."
1024 syf.
1/10 puan verdi
Yaptığı eleştiriler kendi eleştirileri değil. Kitabı bir ekip yazmış belli. Yazara özelden soru sorduğumda Ebubekir Sifil’e sormak lazım demişti. Bazı cımbız nakiller var. Söz gelimi İbn Teymiyye’den başkasını falan şeyi savunmuyor denen bir yerde İzz b. Abdusselamın da fetvası var. Başka yerlerde haddi zatında eleştiri olmayan yerleri eleştiri diye nakletmiş. Hiçbir selefi tevessüle küfür demez. Lakin zat ile tevessül meselesinde bidat olduğunu belirtirler. Delilleri tartışırlar. Tağuta muhakeme konusunda laf salatasından başka hiçbir delil yok. Haberi sıfatlar meselesinde zaten net bir şekilde selefiler ilk dönem ehli hadisini savunuyor. İsteseniz de kesin nasslara karşı bir tevil yahut savunma yapamazsınız. O yüzden İmam Maturidi ve İmam Eşari de haberi sıfatları tevil etmemişlerdir. Ama en nihayetinde daha kapsamlı bir inceleme gerekiyor. Benim yapabileceğim bu kadar.
Seyyid Ali Hoşafçı
Seyyid Ali Hoşafçı
‘nın bu kitabı
Ebu Hamid Bin Merzuk
Ebu Hamid Bin Merzuk
‘un
Ehli Sünnetin Müdafaası
Ehli Sünnetin Müdafaası
kitabı gibi zayıf kalmış. Arap Aleminde de bunlara benzer el-hanabile ve ihtilafuhum mea’s-selefiyyeti’l-muasıra diye bir kitap var. Bu kitapların zayıf kalmasının bir sebebi de günümüz selefilerinin çokça ihtilafa sahip olması. Yani reddiye yapılıyor ama kime? Kitabın en güncel hali Emrah Kurugöllünün iddialarına da cevap veriler Selefilik adı altındaki görüşlere ehli sünnetin cevapları hali. Son baskısının ismi budur.
Selefilik Adı Altındaki Görüşlere Selefice Cevaplar
Selefilik Adı Altındaki Görüşlere Selefice CevaplarSeyyid Ali Hoşafçı · Yasin Yayınevi · 201527 okunma
"Allah'ın mahlûkatı hakkında tefekkür edin. Allah'ın zatı hakkında tefekkür etmeyin. Zira siz onun kadrini takdir edemezsiniz"
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Batılılar yıllardır, İslam'ı bölmek, Müslümanları birbirine düşürmek için İbni Teymiyye'nin fikirlerini gündemde tutup dolaylı destek verdiler. Bunun yanında kendilerinden başka düşünenleri kafir sayan Şiileri de desteklediler. İki tekfirci düşünce ne kadar güçlenirse o kadar çok Müslüman birbirini öldürecekti. Batılıların yüzyıllardır planladıkları bu projeyi günümüzde gerçekleştirdiler.
Oy kullanmak
Hz. Yusuf(aleyhisselam) un Mısır melikinden görev istemesini örnek gösterdiğimizde buna karşı çıkanlar şöyle diyorlar: Hz. Yusuf (aleyhisselam) ın Mısır melikinden görev istemesinin parti hareketi için bir delil teşkil edemeyeceğini çünkü Hz. Yusuf (aleyhisselam)'ın, söz konusu görevi isterken inandığı doğruları hayata geçirme yetkisi de aldığını ileri sürmektedirler. Oysa İbn Teymiyye, Hz. Yusuf (aleyhisselam)'ın, bahse konu göreve talip olurken böyle bir yetkiyle donatılmadığını söylemektedir. (MecmûutFetâvâ, XX, 56.) İbn Teymiyye: "Necași Kral olmasına rağmen, Allah'ın hükmünü hristiyan olan halkına tatbik edememiştir. Ömer bin Abdulaziz Rahimehullah adaleti tatbik etmek için yoğun çaba sarfetmiş, fakat büyük zorluklarla karşılaşmış ve bir görüşe göre bu yüzden zehirlenerek öldürülmüştür. Zamanımızda moğolların ele geçirdikleri İslam ülkelerinde görev yapan Müslüman hakimler, istemelerine rağmen her zaman Allah'ın indirdikleriyle hükmedemiyorlar. Onun için bu konuda sorumluluğun ölçüsü güç ve kudretin yetmesidir." (Mecmuu'l-Fetava 19/217) bu sözlerden sonra İbn Teymiyye Bakara 286. Ayetini zikretmiştir. Necaşi ve benzerleri tatbikine güç yetiremedikleri İslam hükümlerini uygulamadıkları halde cennette mutluluk içindedirler. Zira onlar, uygulamaya güç yetirebildikleri hükümleri uyguluyorlardı." (Minhac'us Sünne c: 5 s: 111-114)
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.