Kırlara ormanlara gitmek istiyorsan kırlara ormanlara gitmek istediğin için git, şehrin gürültüsünden kaçmak için değil. Çünkü kurtulduğunu düşündüğün her dakka, misliyle sana dönmüş bulursun o gürültüyü.
Sezgin Kaymaz tam bir kurgu ustası. Film izliyormuş tadında geçiyor okumalar. Karakterleri kanlı canlı, inandırıcı. Sebepsiz yere ne fazladan bir kişi ne de bir cümle var. Küfürler havada uçuşuyor ve biliyorsun ki o karakter o küfrü etmese inandırıcılığından çok şey kaybedecektir. O yüzden olması gereken olduğu gibi işlenmiş.
İçli olaylar bütünü. Ah Seher, İrfan... Celal'den Deccal'e evrilten iğrençlik...
Tavsiye ederim, doyurucu bir kitap.
Deccal'in HatırıSezgin Kaymaz · iletişim Yayınevi · 2014412 okunma
Sezgin Kaymaz okumayı cidden çok seviyorum o nedenle de bütün kitaplarını okuyacağım. Yavaş yavaş sindire aindire
Gelelim Medet 'e
5 adet öykü ilki Sezgin kaymaz ve Hülyasının paralel evreniydi merkez gene köpekciklerdi ama asıl olay insanların insafsızlıklarıydı. (En sevdiğim)
Ikinci öykü gene fantastik bir morg çalışanı ilr ilgiliydi
Üçüncü öykü sezgin kaymazın gençliğine dairdi çokca güldüm.
Dördüncü hikaye iki adamın ayrılmaz dostluğuna dair biraz fantastik biraz gerçekciydi sonu hüzünlüydü.
Ve en sevdiğim hikayesi Tevzadze Kim adlı öyküydü müthiş insan manzaları içeriydi temel manzara ahlaki yoksunluktu. Severek okudum tavsiye ederim.
Serçenin ölmesinde bir bildiği vardır kaderin. Şimdi olacaksa bir şey, yarına kalmaz,yarına kalacaksa şimdi olmaz. Bütün mesele hazır olmakta... ( Shakespeare)
“Kırlara ormanlara gitmek istiyorsan kirlara ormanlara gitmek istedigin icin git, sehrin gürültüsünden kaçmak için değil. Çünkü kurtulduğunu düşündüğün her dakika, misliyle sana dönmüş bulursun o gürültüyü…”
“Zaten bilemeyeceğini bildigin bir seyi bir turlu bilemedigin icin uzulmek, zaten kaldiramayacagini bildigin bir seyi bir turlu kaldiramadigin için uzulmeye benzer. O da boş bu da boş. Olmayan şeyin denklemi de olmaz. Üzülme…”
“Bir kalkış nasıl değiştiriyorsa her şeyi, bir duruş da öyle değiştiriyor. Bir karar veya bir tereddüt. Biz diyoruz ki tesadüf, ama tesadüf diye bir şey yok... Sadece denklem var, ki o da bizden habersizce kuruluyor…”