Phin ordudayken, gerçekleşmesi muhtemel bir mağlubiyete düşüncesizce atılmak yerine gerektiğinde geri çekilip yeniden toparlanmanın daha akıllıca olduğunu öğrenmişti.
Phineas Bromley, ömrünün on yılına mal olan gönüllü sürgününün ardından eve döndüğünde tepetaklak oluverir. Balo salonlarının tozunu yutacağı yaşlarda savaş meydanında at koşturmuş bir asker olarak sivil hayata uyum sağlaması hiç de kolay olmaz. Ne var ki, küçücük bir sır, zamanlaması son derece münasebetsiz görünen bu buluşmayı hayat memat meselesine çevirecektir. Birilerinin baba yadigârı topraklarına göz diktiğini keşfeden Phineas, düşmanlarını ortaya çıkarmak için bir çare bulmak zorundadır. Amacına ulaşmak için hayatını tehlikeye atacak olsa da, seçeceği hiçbir yol, eski dostu Alyse’e duyduğu aşk kadar canını acıtmayacaktır.
İncelemelere biraz göz gezdirdim de bu kitabı niye beğenmediniz arkadaşlar üzüldüm… İlk 10/10 verdiğim kitap bu oldu başrollerde erkek karaktere zaten diyecek bir şey yok ama kadın karakter itici değildi bence. Erkek karakterin hovardalıktan aşık adama geçiş süreci çok güzel yansıtılmıştı baştan sona kadar duraksamadan okudum yazar ilk iki kitapta yaptığı ufak tefek hataları bunda yapmamıştı bence. Kurgu sağlamdı önceki kitaplar gibi fantezi dünyasında geçmiyordu. Olay örgüsü ve gidişatı çok güzel bağlanmıştı ve karakterlere çok ısındım. Bu arada okumak isteyenler evet üçleme seri ama sırasıyla okumak zorunda değilsiniz dilerseniz ilk iki kitabı es geçip bunu da okuyabilirsiniz. Kısacası çok güzel çerezlik eğlenceli bir aşk romanı kesinlikle tavsiye ederim.