82 okunma, 10 beğeni - Suzanne Portnoy kitapları, eserleri, Suzanne Portnoy kimdir, öz geçmişi, Suzanne Portnoy nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Suzanne Portnoy sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Hakkında
Suzanne Portnoy, 2011 yılında Edinburgh Festivali'nde gerçekleştirilen en çok satan açık anı The Butcher, The Baker, Şamdan Yapıcı: Erotik Anı, Görünmez Değil Kadın ve oyun Looser Women'ın yazarıdır. Son yirmi yıldır gazetecilik yapıyor.
Sevişmediğimiz zamanlarda Frank benimle hava atmaya bayılıyordu. Sanki kasaba fuarında büyük
ödülü kazanmış biri gibi davranıyordu. Yolda yürürken beni öpüyor, mağazalarda göğsümü okşuyor,
restoranlarda masanın altından çok daha fazlasını yapıyordu. Sıcak bir öğleden sonra Frank’le
Greenwich Village’da dolaşıyorduk. Üzerimde beyaz bir Fruit of the Loom erkek yeleği ve baldır
hizasında kesmiş olduğum kot pantolonum vardı. Evlerden birinin önündeki merdivenlere oturup
öpüşmeye başladık. Frank’in elleri yeleğimin altına kayarak sütyenimi çözmeye başladı. Tişörtümün
altından sütyenimi çıkarmadan önce sertleşmiş göğüs uçlarımı okşadı. “Hadi otele dönelim,” dedim.
Teşhirci, mazoşist, tam bir zırdeliydi. Ama yatakta muhteşemdi.
“Tişörtünün içi görünüyor,” dedi. Yoldan geçenlerin sertleşmiş göğüs uçlarımı görebilecek olması
onu tahrik etmişti. Okyanusun diğer tarafında evimden çok uzakta olduğum fikri beni rahatlatıyordu
ama Frank’in nasıl olup da bu kadar rahat davranabildiğine, tanıdık birileriyle karşılaşmaktan
korkmamasına şaşırıyordum.
David'in gözlerinin içine baktım ve "beni öpmek istemiyor musun? dedim. Ardından cevap vermesine fırsat vermeden onu öpmeye başladım. Unutulmaz bir öpücük olmalıydı, öyle sıradan yanağa kondurulan bir öpücük değildi.
Kitap konusunda filtresiz bir insan olarak en ahlak fakiri konuları barındıran kitapları dahi okumuşumdur. Çünkü kurgudur onlar bilirim. Tıpkı büyücülerin, ev cinlerinin, insan adaletinin olmadığını bildiğim gibi. Ya da filmde ölenlerin aslında ölmediğini bilmek gibi. O sebeple severek okuduysam konuya çok takılmam. Ama bu kitap... Şükürler olsun midem o kadar geniş değilmiş. Satırların gerçek olduğunu bilerek okumak - kabul sonunda bir tövbe arayışı, bir uyanış ne bileyim bir ders bekledim ama...- Midem için ilaç aldım o kadar yani. Böyle bir kitap yok, okumayın...
Bu saçma kitabı niye okuduğumu bilmiyorum. Kendi hayatını yazdığını iddia eden sex bağımlısı Suzanne'nin hayatında yaşadığı ilişkileri anlatan bir kitap diye açıklanmış ama ben kitabın içeriğinin tamamen kurgu ve hayal dünyası olduğuna inanıyorum. Neyse küfür etmicem salak gibi sonunda birşey olacağını düşünüp okuduğum için kendime kızıyorum o kadar...
Kitap erotik hatıralarla dolu olsa da, belki psikolojik bir çözümle belki duygusal birşey vardir diye bekledim. Ama yok. Hiçbir edebi beklentiniz yoksa, okuyabilirsiniz. Bestseller bu ise, dünya olarak gerçekten iyi bir yere gitmiyoruz. Sırf bestseller olduğundan, Paulo Coelho'nun Onbir Dakikası gibi birşey beklemiştim ama dedim ya gerçekten dümdüz olay anlatımı, ne duygusal bir çözümleme ne başka bir edebi değer yok.