Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

T. E. Lawrence

T. E. LawrenceBilgeliğin Yedi Sütunu yazarı
Yazar
8.0/10
16 Kişi
133
Okunma
13
Beğeni
8,8bin
Görüntülenme

T. E. Lawrence Gönderileri

T. E. Lawrence kitaplarını, T. E. Lawrence sözleri ve alıntılarını, T. E. Lawrence yazarlarını, T. E. Lawrence yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
352 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Kitabın adı Çölde İsyan değil de Çölde ihanet olmalıydı.
Arkeologluktan casusluğa, daha sonra Irak diplomatlığına kadar uzanan bir yolculuk. 1. Dünya savaşı sırasında bazı ülkelerin sınırlarını belirleyen, Gertrude Bell'den sonra şüphesiz en önemli kişilerden biriydi. Neredeyse hepimiz onu tanıyoruz, ama hiçbirimiz sevmiyoruz. Nefretimizi nasıl kazanmış gelin beraber okuyalım. Yaşanan şeyler,
Çölde İsyan
Çölde İsyanT. E. Lawrence · Kronik Kitap · 202373 okunma
Osmanlıların Şamdan Çekilmesiyle Şamlı Arapların Sevinci
Osmanlıların Çekilmesiyle İsyancı Arapların ve Lawrence'nin Şam'a girişinde Şam'lıların Büyük Sevinci! (Biz halen bunlara din kardeşimiz, canımız ciğerimiz demeye devam edelim!!!) İçeri girdiğimuzde bizi kilometrelerce devam eden bir insan seli karşılamıştı; şimdi ise her yüz kişiye karşılık binlercesi vardı. Çeyrek milyon nüfuslu bu şehirdeki her erkek, kadın ve çocuk sokaklara dökülmüş, ruhlarını ateşlemek için sadece bizim ortaya çıkışımızın kıvılcımını bekliyorlardı. Şam, sevinçten çılgına dönmüştü. Erkekler neşelenmek için tarbuşlarını havaya fırlatıyor, kadınlar ise peçelerini yırtıyorlardı. Ev sahipleri önümüzden yola çiçekler, asmalar, halılar atıyorlar; eşleri de kahkahalarla bağırarak kafeslerin arasından eğilip bizi kokulu banyo köpükleriyle ıslatıyorlardı. Zavallı dervişler önümüzde ve arkamızda koşan uşaklarımız oldular, uluyor ve çılgınca kendilerini kesiyorlardı (sevinçten). Yerel bağırışların ve kadınların tiz çığlıklarının üzerine, "Faysal, Nâsır, Şükrü, Urens" diye bağıran erkek seslerinin ölçülü gürültüsü geldi, burada başlayan, meydanlar boyunca, pazar boyunca, uzun sokaklardan Doğu kapısına, duvarın etrafından, Meydan'a geri dönen dalgalar halinde uzayan ve kalenin yanında etrafımızda bir bağırış duvarına dönüştü.
Reklam
Ey Türk. Unutma, Unutturma
''En iyiniz bana en çok Türk ölüsü getirendir,'' dedim ve solmakta olan düşmanın peşine döndük, yolumuzun üzerinde yol kenarında kalmış ve merhametimizi dileyenleri vurduk. Yarı çıplak, ayakta duramayan yaralı bir Türk oturmuş bize ağlıyordu. Abdullah devesinin başını çevirdi, ama Zeki küfürlerle önüne geçti ve otomatik silahından adamın çıplak göğsüne üç kurşun sıktı.
Açgözlü arap
Bu en zengin karakolun üzerine üşüşen yüzlerce Havranlı köylü çılgına dönmüş bir halde onu yağmalamaya başladı. Erkekler, kadınlar ve çocuklar her nesne için köpekler gibi dövüştüler. Kapılar ve pencereler, kapı çerçeveleri ve pencere çerçeveleri, hatta merdiven basamakları bile çalındı. Bir umut kasayı havaya uçurdu ve içinde posta pulları buldu. Diğerleri yan taraftaki uzun vagonları kırarak açtılar ve her türlü eşyayı buldular. Daha fazlası enkaz halinde yerlere dökülüp saçıldı.
Türk yaralılar yerlerde yatıyordu ve ertesi gün hayatlarını kaybettiler.
Kesin bir galibiyetten onur duyulamazdı, ama kesin bir yenilgiden çok şey kazanılabilirdi.
Reklam
İsyancı Hain Arapların Hicazdaki Osmanlı Trenini Vahşice Yağmalaması
Bu kitabı okudukça, insanın sinir krizi geçiresi geliyor. Türk'üm diyen herkesin bu ihaneti bilmesi ve unutmaması gerek.) Vadide tuhaf bir manzara vardı. Çılgına dönmüş Araplar, başları açık, yarı çıplak, çığlıklar atarak, havaya ateş ederek, birbirlerini tırnaklarıyla ve yumruklarıyla tırmalayarak son sürat koşturuyor, yük vagonlarını patlatıyor, rayların kenarından söktükleri devasa balyalarla bir ileri bir geri yalpalıyor ve istemedikleri her şeyi parçalayarak savuruyorlardı. Etrafa yayılmış çok sayıda halı, düzinelerce şilte ve çiçek desenli yorganlar, yığınlar halinde battaniyeler, çeşit çeşit kadın ve erkek giysileri, saatler, tencereler, yiyecekler, süs eşyaları ve silahlar vardı. Bir yanda otuz kırk histerik kadın duruyordu, başları açıktı, giysilerini ve saçlarını yoluyorlar, çığlıklar atarak kendilerinden geçiyorlardı. Araplar onlara aldırmadan ev eşyalarını kırıp dökmeye, yağmalamaya devam ediyorlardı. Devler ortak mal haline gelmişlerdi. Her adam en yakınındakine taşıyabileceği kadarını çılgınca yüklüyor ve kendisi bir sonraki fantezisine yönelirken onu batı yönündeki boşluğa doğru kışkırtıyordu.
Hicaz Demiryolu'nda ki Osmanlı trenine suikast
Trende) gruptan (Türklerden) sağ kalanlar panik içinde çöle doğru kaçmaya başladılar, kaçarken tüfeklerini ve teçhizatlarını fırlatıp attılar. Bu, Lewis'in topçuları için bir fırsattı. Çavuş, açık kumlar cesetlerle dolana kadar vura vura acımasızca ilerledi
Lawrence'nin Demiryolu suikast planı
Hava yoluyla Türkleri tedirgin etmiştik: Tahrik edici akınlarla onları yanlış bir hedefe doğru çekiyorduk. Saldırılarını boşa çıkarmak için üçüncü kaynağımız demiryolunu engellemekti; demiryoluna duyulan ihtiyaç, esas kuvvetlerini savunma görevlerine ayırmalarını sağlayacaktı. Bu doğrultuda Eylül ortası için birçok sabotaj planladık. Ayrıca bir treni mayınlama fikrini de yeniden canlandırmaya karar verdim. Otomatik mayınlardan daha güçlü ve belirli bir şey gerekiyordu ve lokomotifin altında olacak bir patlayıcının elektrikle doğrudan ateşlenmesini hayal etmiştim. İngiliz lağımcılar beni denemeye teşvik ettiler. Özellikle de Mısır'daki başmühendis General Wright, deneyimlerimdeki düzensizliklere heyecanlı bir ilgi gösterdi. Bana önerilen aletleri gönderdi: Bir patlayıcı ve biraz yalıtılmış kablo.
Haramzade köpekler
Araplar toplanırken, ben ölülerin bağışlayagilcekleri giysileri olup olmadığına bakmak için savaşın olduğu vadiden aşağı indim. Ancak, Bedeviler önceden benimle gelmişler ve onları (Türkleri) derilerine kadar soymuşlardı. Bu, onlar için onur meselesiydi.
436 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.