Dikkat spoiler içerir.
Mezun olduğu okulu anlatan Yazardan oldukça güzel bir otobiyografik araştırma eseri. Babasının da yardımıyla gereken 30 lira yerine 20 lira ile köy okulunda giden Talip burada Beypazarı'ndan pek çok hemşerisi ve idealist öğretmenleri ile ağır bir eğitimden geçmeye başlar. Okulun binalarını, yiyecek ekmeklerini, meyve sebzeleri bile kendileri hazırlamaya, hem ders çalışıp hem de zanaat öğrenmeye başlarlar. Oldukça yorucu olan bu süreç, köylüyü kalkındırmak ve eğitmek gibi Ulvi bir amaç taşıdığı için onlara zor gelmez. Tabi arada kişisel sebeplerden dolayı ihtilaflar ve tartışmalar başlar. Lise bitince müziğe ilgisinden dolayı Hasanoğlan'dakş yüksek enstitüye baştan Talip burada Yaşar Kemal, Cahit Külebi, Orhan Veli gibi pek çok yazar ve şair ile karşılaşır. Daha 16-17 yaşındayken gezici öğretmen olarak köy köy gezen Takip ve arkadaşları Demokrat Parti'nin kurulmasından sonra Köy Enstitülerine komünistlik iddiasıyla yapılan saldırıları duyunca şok olurlar. Ancak yine de köylü için m yılmadan mücadeleye devam ederler. Bu arada okula polise ihbarlar, karşıt görüşler arasında sert tartışmalar ve daha niceleri de yaşanır. Yazar çoğu dramatik olan olayları kendi aldım biçimle anlatırken Enstitü genel müdürü Hakkı Tonguç ve zamanın milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel hakkında övgü dolu sözler sarf ediyor. Köyünde ağa çocukları ile sosyal adalet konusunda tartışırken babasından bir destek göremeyen yazarın bu anlattıkları mutlaka okunması gerekenlerden.