Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Temel Demirer

Temel DemirerYabancılaşma ve ... yazarı
Yazar
Çevirmen
8.8/10
11 Kişi
62
Okunma
8
Beğeni
2.943
Görüntülenme

Hakkında

Yazar, aktivist. 1954, Kale Mahallesi / Çorum doğumlu. Baba adı Kemal, anne adı Necla’dır. Eserlerinin çoğu Sibel Özbudun ve diğer yazarlarla birlikte kaleme aldığı kolektif çalışmalardır. Kitapları dışında kendisi hakkında yeterli bilgi bulunamayan Temel Demirer, kendisini şöyle anlatır: “Kendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm… Ne yazacağımı kestiremedim. Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım… “İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil” diyen(lerden); dünyaya aşağıdan bakan(lardan); kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan); yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan) ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden); sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden); bir afet-i devrana aşık olan(lardan); hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan) ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim… Ve nihayet halen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım.”
Unvan:
Türk Aktivist, Araştırmacı yazar
Doğum:
Çorum, Türkiye, 1954

Okurlar

8 okur beğendi.
62 okur okudu.
1 okur okuyor.
128 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"YDD aydınları" konusunda; Rus şairi Yevtuşenko'nun "Yaşantım" kitabındaki uyarıyı unutmamak gerek: "Gördüm ki bir adamın aklı, bildiklerinin toplamı değildir. İnsanları oldukları gibi tanımlayabilme, onları anlayabilme ve yardım edebilme gücüdür. Bu açıdan bakınca, tanıdığımız birçok okumuş kimselerin, körkütük bilgisiz askerler, köylüler, işçiler, hatta sabıkalılar kadar bile, bilge kişiler olmadıklarını söyleyebilirim. Benim gözümde aydının soylusu, Eflatun'dan Kafka'ya, Joyce'a kadar her şeyi ezbere bilip bunlar üzerine saatlerce konuşan kişiler değil, yüreğini cümle aleme açabilen kişidir. Okumuş insanların okumuşlukları, kendi namussuzluklarını şuncacık gidermeye yaramamışsa, onları ayaktakımından daha aşağılık görürüm."
Sayfa 105 - Öteki Yayınevi-YDD: Yeni Dünya Düzeni
Reklam
Karamsarlık, kaçışlara ve vazgeçişlere bahane yaratarak, teslimiyeti körükleyen ruh halidir, hastalıktır. Karamsarlıktan kurtulmanın tek yolu, bilinçle eyleyen sevdalarla, düş kırıklıklarından, düşü yaratmaktır. Bu nedenle, karamsarlığa kapılarak, "Bu kadar kötü bir dünyada yaşamaya değer mi?" diye soranlara, Lenin'in verdiği yanıt şudur: "Ve budalalar bu soruya cevap beklerler!"
Sayfa 300 - Öteki Yayınevi
Sanat ve kültür de; sınıfsal ayrışma ve taraf olmanın kıran kırana yaşandığı kavga alanıdır .. Bu zeminde ya Dali ya da Picasso; ya da İsmet Özel, Küçük İskender ya da Nazım Hikmet, Aragon, Pablo Neruda, Cigerhun ! Ya Cem Karaca ya da Victor Jara! Ya Einstein ya da Elia Kazan! Ya Gorki ya da Orhan Pamuk olunur! "Hümanist eveleme-gevelemeler"le bir "üçüncü yol" icat edilmesi mümkün değildir! "Mümkündür," diyenler yalan söylemektedirler!
Sayfa 505 - Öteki Yayınevi
Her türlü saldırganlığa karşı, yeni bir "Kiraz Zamanı"nda Paris yine gül kokacak; tıpkı Edip Cansever'in sözünü ettiği gibi: "Gül kokuyorsun bir de! Amansız, acımasız kokuyorsun/ Gittikçe daha keskin kokuyorsun daha yoğun. Dayanılmaz bir şey oluyorsun biliyorsun/ Hırçın hırçın, pembe pembe/ Öfkeli öfkeli gül/ Gül kokuyorsun nefes nefese. ( ... ) Bir rüzgar, bir fırtına gibi esecek gül/ Yıllarca esecek belki/ Ve ansızın dünyamızı göreceğiz bir sabah/ Göreceğiz ki/ Biz dünyamızı görmemişiz daha/ Geceyi, gündüzü, yıldızları/ Görmemişiz hiç/ Tanışmaya komamışlar bizi güzelim dünyamızla. Öyleyse dostlar bırakın bu yalnızlıkları/ Bu umutsuzlukları bırakın kardeşler/ Göreceksiniz nasıl/ Güller güller güller dolusu/ Nasıl gül kokacağız birlikte/ Amansız, acımasız kokacağız/ Dayanılmaz kokacağız, nefes nefese."
Sayfa 152 - Öteki Yayınevi
"Gerçek cellat, idam sehpasının çevresine toplanmış olan kitlenin kendisidir." (Elias Canetti) "Geçiş dönemi"ndeki vahşetten, (dolaylı da olsa!) suçlu olan, baş eğen "kitleler"dir. "YDD"nin suçlarından, ona sessizliği ve edilgenliğiyle ortak olan kitleler de sorumludur. Bundan ötürü, "Her şeyin dış yönüne takılıp kalan, boş inançların içinde yuvarlanıp giden yığını" hor gören Herakleitos, 1990'lar Türkiye'sinde ve dünyasında anlaşılmalıdır. Çünkü "Aldanmak isteyen biri, aldatmak isteyen birini bulur."2 2 N. Machiavelli, Hükümdar, s.84
Sayfa 261 - Öteki Yayınevi
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
Dünya sisteminin karakteristik özelliklerinden olan eşitsizlikler ve tekrarlanan büyük alt üst oluşlar sisteme muhalif değişik gruplar ve alt dallarını yarattı. Dünya teorisyenleri bu gruplara sistem karşıtı gruplar adını verdi. Bu gruplar Dünya sisteminde egemen yapılara eş zamanlı olarak hem zarar verdiler hem de onu güçlendirdiler. Böylece şizofrenik bir rol oynadılar.
Brecht Bitti, Futbol Verelim!
Brecht Bitti, Futbol Verelim!Temel Demirer · Öteki Yayınevi · 19992 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Kitabın adı: Hrant'ın Katil (ler)i Yazarın adı: Temel Demirer Sayfa sayısı:336 Gün gelir,suç sayılan erdem; erdem sayılan suç olur... İnsanlar inandığı için suçlanmamalı... İnsanlar,insanlara sorumluluk duyduğu için suçlanmamalı... Evet geldik bir kitabın daha sonuna mahkemeler kararlar suçlamalar uzunca bir önsöz ve Osmanlı 'dan beri devam eden soykırım mı desem etnik köken kırımı mı desem bilemedim yoksa dış güçler mi desem şu ülkede kardeş kardeş yaşarken birden bire düşman ilan edilmiş iki komşu .
Hırant'ın Katil(ler)i
Hırant'ın Katil(ler)iTemel Demirer · Peri Yayınları · 20092 okunma
456 syf.
7/10 puan verdi
Gazeteci olan yazar kendi mücadelesini ortaya koyan bir kitap hazırlamış Sosyalist düşünceye sahip olan yazar 90'lı yıllarda verilen mücadeleyi ve hakGazeteci olan yazar kendi mücadelesini ortaya koyan bir kitap hazırlamış Sosyalist düşünceye sahip olan yazar 90'lı yıllarda verilen mücadeleyi ve hak ihlallerini
Sokak'takine Notlar
Sokak'takine NotlarTemel Demirer · Öteki Yayınevi · 19992 okunma