1980 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Akademi Radyo Televizyon mezunu.
Mesleğe 2000 yılında Habertürk'te muhabir olarak başladı. 2004 yılında Vatan gazetesine geçti. Gazete, dergiler ve ekler olmak üzere dört sene muhabirliğe ek olarak röportajlar yaptı.2009 yılında ise köşe yazarı olarak Akşam gazetesine geçti. Güncel konulara, sosyal hayata ve popüler kültüre dair eleştirel yazılar yazması için aldığı köşe yazarlığı teklifini kabul ettikten bir sene sonra siyasi yazılar yazmaya başladı. Gazeteyi TMSF'nin satın almasıyla 2013 Haziran ayının sonunda Gezi Parkı olaylarına “mesafeli” durmadığı gerekçesiyle işten çıkartıldı
O günleri takip eden bir ayın sonunda işten kovulmuştum. Gerekçesi ise netti: “Gezi Parkı olaylarına sempatiyle bakmak.” Benim de cevabım netti:
AKP’nin savunuculuğunu üstlendiğini söyleyen bir yönetim tarafından kovulmak şereftir.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün kutlanacağı aya geldik sonunda!!
Bu ay şöyle bir etkinlik yapmak istedim. Katıldığım etkinlikler (#99828260) ve hali hazırda devam eden okumalarım haricinde, elimde bulunan kadın yazarların kitaplarını okumak istiyorum.
Elimde olan kitapları liste olarak paylaşıyorum. Amacım
Öncelikle bu incelemeyi yazmadan önce Tuğçe Tatari'nin neden bu kitabı yazmak istediğini açıklayayım.Tuğçe Tatari" Aslında bu kitabı sizlerden uzaklarda dile gelenlerden de haberdar
olmanız, biraz da başka taraftan bakabilmeniz amacıyla
yazdım.Gelelim benim yolculuğuma. Biliyorum ki benim gibi milyonlar var.Öğretilenler üzerinden görüşleri şekillenmiş, öğretilenlerin dışına çıkabilecek fırsatı yakalayamamış birçok insan var.Algılarıyla oynanmış ve kanaatlerini ona göre belirlemiş milyonlar.Aslında hepimize ne çok şey dikte ettiriliyor, çoğu zaman farkına bile varamıyoruz bunun.Bilmediğimiz, görmediğimiz, dokunmadığımız, solumadığımız hayatlarla ilgili nasıl da ahkâm kesebiliyoruz hepimiz.
Ne büyük fikirlerimiz, ne zehirli sözcülerimiz var eleştirmek,
beğenmemek veya yok saymak için. Bir savaşı izliyoruz yıllardır. Can yakan, korkutan, ağlatan..." Kısaca kürt sorununu araştıran bir gazeteci.Röpörtajlar , millet vekilleriyle görüşerek,hapishanedeki mahkumlarlara ulaşarak ,bir şekilde konuşarak onların yönündende bize sunmuş durumda.
Aslında kitabın hepsi tek soruya cevap buluyor .
1) 'Türk halkının büyük bir bölümü terörist diyor, Kürt
halkı ise devrimci. Devrimci mücadele ve terörist eylem
arasındaki fark nedir?'
2) Kürtler;yasa, kendilerine ait ayrıcalıklar istemiyor asimile olmaktan rahatsız, buna çözüm yolu arıyorlar.
Ki çözüm yolu ararken doğdukları topraklardan mahrum kalabiliyorlar çözüm olarakta “Bir daha cezaevinde yatamazdım,
kaçtım!” tarzında hitaplar oluyor #95997830
Ama unuttukları bir şey var “Kürt dedeler ve Türk dedeler aynı mevzide şehit düştüler”.
Hoş Kalın :)