"Duyduğum her sese, gördüğüm her şeye alışıktım ama onları duymaktan ve görmekten hiçbir zaman bıkmıyordum. Onlar Tanrı'nın gönderdiği armağanlardı ve ben onlardan hoşlanıyordum."
Kitap, köpek sevdalısı bir erkek çocukla av köpeklerinin hikayesinden bahsediyor. Öncelikle kitabın gelişme kısmında gerçekten çok sıkıldığımı söylemek istiyorum. Kitabın içinde beni heyecanlandıran üç dört olay anca vardır herhalde. Biraz daha çocuksu bir kurgu var. Belki benim zevkime uymadığı içindir ancak yine de başta köpekleri satın alırken gösterdiği çabayı, sonunda köpeklerin akıbetini ve en önemlisi duanın önemini vurguladığı yerleri beğendim.
Daha çok küçük yaşlardaki çocuklara hitap eden bir kitap olduğunu düşünüyorum. Her şeye rağmen okuduklarıma bir kitap daha kattığım için iyi hissediyorum.
adını bir Kızıldereli efsanesinden alan, hiç unutamıyacağınız, heyecanın doruklarda gezdiği, müthiş bir macera romanı olduğu kadar, içinde sevgi ve hüzün de barındıran, sıcacık bir ilkgençlik klasiği.
Adını Kızılderili bir delikanlı ve Kızılderili bir kızın kasırgada kayboluşları ve donarak ölmeleri ve ölen bu iki bedenin arasında yeşeren güzel kırmızı bir eğrelti otundan alan (Efsaneye göre kırmızı eğrelti otunun tohumlarını yalnızca melekler ekebilir, bu ot hiçbir zaman ölmez ve onun yetiştiği yer kutsal sayılırmış.), hayvan sevgisinin anlatıldığı güzel bir ilk gençlik klasiği. Kitap yazarın yaşantısından izler taşıyan, azmi, kararlılığı gösteren, bir çocuğun köpekleriyle arasındaki bağı duygusal bir şekilde işleyen okunmaya değer bir kitap. Keyifli okumalar dilerim.