"Duyduğum her sese, gördüğüm her şeye alışıktım ama onları duymaktan ve görmekten hiçbir zaman bıkmıyordum. Onlar Tanrı'nın gönderdiği armağanlardı ve ben onlardan hoşlanıyordum."
Adını Kızılderili bir delikanlı ve Kızılderili bir kızın kasırgada kayboluşları ve donarak ölmeleri ve ölen bu iki bedenin arasında yeşeren güzel kırmızı bir eğrelti otundan alan (Efsaneye göre kırmızı eğrelti otunun tohumlarını yalnızca melekler ekebilir, bu ot hiçbir zaman ölmez ve onun yetiştiği yer kutsal sayılırmış.), hayvan sevgisinin anlatıldığı güzel bir ilk gençlik klasiği. Kitap yazarın yaşantısından izler taşıyan, azmi, kararlılığı gösteren, bir çocuğun köpekleriyle arasındaki bağı duygusal bir şekilde işleyen okunmaya değer bir kitap. Keyifli okumalar dilerim.
Cok guzel kıtap okumanıza tavsiye ederim bir cocuk av duskunu kopek alabilmek için butun gun calıstı sonunda kopeklerini kavustu surukleyıcı kıtaba benziyor elinden bırakamıyorsun.
adını bir Kızıldereli efsanesinden alan, hiç unutamıyacağınız, heyecanın doruklarda gezdiği, müthiş bir macera romanı olduğu kadar, içinde sevgi ve hüzün de barındıran, sıcacık bir ilkgençlik klasiği.