Doç.Dr. Yaşar Kutluay (d. 1931, Silifke) Türkiye’de İslam Mezhepler Tarihi alanında ciddi çalışmalar yapmış ve kalıcı eserler bırakmış bir ilahiyat akademisyenidir. Kutluay’ın bu alanda ilk çalışması İslamiyette İtikadi Mezheplerin Doğuşu adlı eseridir. Bu çalışmadan sonra mezheplerin tarihiyle birlikte günümüzdeki durumunu da inceleyen Tarihte ve Günümüzde İslam Mezhepleri adında bir kitap yazmıştır. Ardından da alanında ilk olan bir çalışmaya imzasını atmış ve İslam Mezhepleri ile Yahudi Mezheplerini tanıttıktan sonra iki dinin mezheplerini karşılaştırmaya tabi tutmuştur ve Theodor Herzl'den çeviri ile Siyonizm ve Türkiye isimli eseri yazmıştır. Daha başka çok eseri de bulunan ve bu arada 1961 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın reorganizasyonunda önemli görevler üstlenen Yaşar Kutluay 1961 yılında –Prof.Dr.Hüseyin Atay ile birlikte Kur’an-ı Kerim’in Türkçe mealini hazırlayarak büyük kitlelerin mukaddes kitabı anlamasına önemli katkıda bulunmuştur.
Yaşar Kutluay, 1931 yılında Silifke’de doğdu. İlk ve Orta tahsilini Mersin’de tamamladıktan sonra Ankara Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. 1949 yılında öğrenime açılmış olanAnkara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ilk öğrencilerindendir. 1954 yılında bu fakültede Mezhepler Tarihi Kürsüsünde asisten olarak göreve başlamış, 1958 yılında doktorasını tamamlamıştır. 1964 yılında Doçent ünvanını kazanmıştır. Arapça, İngilizce ve Farsça’yı iyi bilen Yaşar Kutluay İbranice ve İtalyanca’yı da anlardı.
Dinlenmek amacıyla ailesiyle birlikte gittiği Silifke’nin Taşucu Beldesinde 12 Aralık 1969 günü bir balıkçı motoru ile açıldığı Akdeniz’de çıkan bir fırtına sonunda kaybolmuş ve kendisinden bir daha haber alınamamıştır. Yaşar Kutluay evli idi ve iki erkek çocuğu vardı.
Daily Chronicle gazetesinde benim “Yahudi Devleti” dolayısıyla ressam Holman Hunt ve milyoner Sir Samuel Montagu ile yapılmış bir röportajım yayınlandı.
Montagu'ya göre birisi Filistin'i Türklerin sultanından iki milyon altına alabilir.
Newlinsky'nin hakkı varmış. Bir kimse Türklerle bir arada bulunduğunda onlara hizmet ederse minnettarlığını kazanıyor ve tedricen bizi sevmelerini sağlıyor.
Theodor Herzl
Bu hatmimizi depremde hayatını kaybedenlerin ruhuna, hala kurtarılmayı bekleyen, umut umut topraktan fışkıran depremzedelere, bir de bu bekleyişe ortak olduğumuz için bizlere, kalanlara ferahlık olması niyetiyle okuduk. Kabul et ya rabbim.
Allah'ım... Senden ümit kesmiyoruz. Depremin altıncı gününde hâlâ sağ çıkıyor insanlar. Müthiş şeyler
Kadir mısıroğlu beyin tavsiye ettiği kitaplardan birisidir. Kitap sayfa hacmi olarak theodor herzl'ın hayatında yaşadığı önemli olayları kaydettiği günlüklerinden oluşmaktadır. Herzl, bir yahudi olarak Yahudilerin gördüğü sefil hayatı ve inancı gereği Filistin'de bir Yahudi devleti kurma hayali ile Avrupa'da birçok devlet görevlisi ve prenslerle görüşme yapmıştır. Daha sonra İstanbul'da Sultan 2. Abdülhamid Han hazretleri ile yüz yüze görüşebilmek için paşalar ile görüşmeler ve Sultan'a mektuplar yazmıştır. Lâkin amacına ulaşamadan ölmüştür. Daha sonraki yahudiler farklı metotlar ile Filistin'de devlet kurmak için çaba sarf etmişlerdir. Lâkin israili kurmak için yaptıkları entrikalar, bugünkü dünyayı anlamak için kaynak teşkil etmektedir. Zevkle okuyacağınız ve birçok yerde şaşkınlık geçireceğiniz kitabı siz kitap sever arkadaşlara tavsiye ediyorum.
Herkesin siyonizmden bir haber olduğu veyahut haberdar olup da tek bir kelime etmediği bir dönemde; bugünkü siyonist, kanun tanımaz, zalim israil devletinin temellerini 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde, kuruculuğunu yaptığı ‘Dünya Siyonist Teşkilatının’ 1. Kongresini toplayarak atan ve halen Yahudi israil Devleti’nin manevi babası olan Theodor Herzl’in hatıratlarını ve Abdülhamid’in İsrail devletinin kurulmasını 50 yıl ertelediğini bizzat Herzl’in kaleminden hatıratlarıyla kanıtlayan Yaşar Kutluay, 1967 yılında bu kitabını yayınlamıştır. Osmanlı Devleti’nden ingiliz eliyle koparılan ve 2000 yıllık özlem ve gayretle 1948 yılında suni olarak kurulan ve henüz 20 yıllık devlet olan İsrail’i, bu koparılma ve kurulma dönemini Osmanlı bakiyesi olan Türkiye’den bir yazarın gün yüzüne çıkarması rahatsız etmiş olacak ki, Yaşar Kutlualp bu kitabının yayınlanmasından 2 sene sonra, havanın sakin denizin çarşaf gibi olduğu 12 Aralık 1969 yılında, balık tutmak için bir motorla açıldığı Mersin’in Silifke ilçesinde kaybolmuş, kendisinden bir daha haber alınamamıştır.
Yaşar Kutluay’ın bu kitapla, hafızalardan silinmiş olan gerçekleri/tarihimizi Türk milletinin belleklerinin kıyısına getirdiği için bir suikaste maruz bırakıldığını düşünüyorum. Bu durum nazara alınarak okunduğunda, kitabın önemi daha da anlaşılacaktır. Yakın tarih(imiz) açısından çok kıymetli bir eser. Allah Yaşar Kutluay’ın şehadetini kabul etsin, rahmet eylesin. İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun.