18.08.1989 yılında Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Kucak köyünde dünyaya geldi. Yazar- Şair Yunus KARAÇÖL’ün doğduğu bu köy zorunlu ermeni göçü sırasında Ermeniler tarafından kılıçtan geçirilmiş bir köydür. Bundan dolayı yazar ilk eseri olan AŞK VE ACI da o döneme ışık tutabilecek bilgileri bu eserinde dile getirmiştir.
Bulunduğu köy Ağrı ile Iğdır arasında kalmış bir yerdedir. Bulunduğu köyde okulun olmamasından dolayı ailesi 1997 de Iğdır’a göç etti. Okula başladığı zaman Türkçe tek kelime bilmeyen yazar okumayı yazmayı 3. Sınıfta ancak sökebildi. İlkokul 7. Sınıfta tek başına “BİLİM GAZETESİ” diye bir gazete çıkardı. Bulunduğu çevresi tarafından çok sevilen bu gazeteyi 8. Sınıfa kadar Iğdır da yayınladı. 8. Sınıfı İstanbul da Cengizhan ilköğretim okulunda okumaya devam etti. Gazetesini orada da çıkarmaya devam etti. Liseye geçtiğinde bazı olumsuzluklar yüzünden Iğdır’a döndü. “UYANIKLAR DÜNYASI” Adlı tiyatro eserini burada yazdı. Bu kitabın içinde üç oyunu da yönetmenlik yapıp arkadaşlarıyla birlikte çeşitli liselerde oynadı, oyunları büyük beğeni topladı. Liseden sonra tek hayali konservatuara gitmekti. Ama hayat şartları onu bu hayalinden uzaklaştırdı. Karabük’te coğrafya bölümünü kazandı. Karabük’te Karabük Kültür ve Sanat Derneği ile tanıştı. Şiirleri, hikâyeleri derneğin “TAY DERGİSİ’NDE” yayınlandı. Bunun yanında Karabük’ün yerel gazetesi olan “BÖLGENİN SESİ” gazetesinde “ÖĞRENCİNİN TEK SESİ” köşesiyle eleştiri yazısı yazmaya başladı. Yayınlanan ilk yazısından sonra bulunduğu üniversite tarafından kınama cezası verildi, üniversiteden uzaklaştırıldı.
Bu uzaklaştırılma onun yazma hevesini kırmadı. (Sene 2011). Bu sırada Türkiye ve dünyada olan kadın cinayetleri üstüne çalıştı ve “BİR KADIN KAÇ MEZAR?” Adlı polisiye tarzı bir roman yazmaya başladı. 2014’te “BİR KADIN KAÇ MEZAR?” Adlı romanı “UĞUR TUNA YAYINLARI”ndan çıktı. Şu an da Karabük’te 4. Sınıf öğrencisidir.
Bu kitabi okuyali bir kaç yıl oldu. Güzel kurgulanmis bir polisiye romandi. Kadinin toplum icindeki sorunlarina parmak basan hikayesi var. Ust uste islenen cinayetler ve bunlari çözmeye çalışan komiser Girdap ve yardımcısının yoğun çabaları ve Sarah Siera cinayetinin ardindaki sır da hikayenin ana temasini oluşturuyor.
Polisiye severlerin okuyabileceği bir kitap.Kadinin toplum icindeki sorunlarina parmak basan hikayesi var. Ust uste islenen cinayetler ve bunlari çözmeye çalışan komiser Girdap ve yardımcısının yoğun çabaları ve Sarah Siera cinayetinin ardindaki sırrını anlatıyor.İyi okumalar.
Bu romanın etkileyici, buruk, okurda merak uyandıran olay örgüsüne ne desem eksik kalır. Yazar o kadar olay örgüsüne, karakterlere hakim olmuş ki... Kitaptaki karakterlerin düşüncelerini ta yüreğinizin en derinliklerinde hissediyorsunuz. Çok büyük ahlar çekerek okuduğum bir romandı. Hiç abartısız diyorum ki, bu kitabı bitirdikten sonra uzun bir süre başka bir kitap okuyamayacaksınız. Ola ki okumaya çalışırsanız da yeni kitabın akışına kapılamadan Sarah Siera cinayetini düşünüp duracaksınız. Kitabın ikinci serisi olan İhanet Zincirini büyük bir merakla bekliyorum. Kitap basılır basılmaz alacağım. Yazara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.