Şair ve yazar, gazeteci. 3 Ağustos 1947 tarihinde Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı Yeşildağ kasabasında doğdu. Varsıl
dedelerinin kol-kanat gerdiği oylumlu bir aile içerisinde, düşlerini; masalların, bilmecelerin, ocak başı sohbetlerinin, eski bir
radyo ve gramofon ile ilginç kitapların bezediği mutlu bir çocukluk evresinde Yeşildağ İlkokulu'nu bitirdi (1957). Varlığını
kuşatan okumak, sürekli bir öğrenim görmek tutkusu; babası ile çelişen dramatik çatışmalar yarattığından evini terk etti.
Atıldığı yeni okullar serüveninde acılı yıllar yaşadı. Anasının özverili desteği yanında, çoğu İzmir’de geçen yaz tatillerini,
bulabildiği değişik işlerde çalışıp değerlendirerek Beyşehir Ortaokulu ve Lisesi'nden mezun oldu (1964).
Üniversite yaşamına; İstanbul Hukuk Fakültesi’ni kazanarak başladı ise de, sorunlarıyla savaşım içinde kaldığından,
sürdüremedi. Edebiyat Fakültesi’ne geçti. Türkoloji bölümünde okudu. Bir yandan da, bu fakülte değiştirme olayının gerçek
amacı bilerek hazırlanıp girdiği; pedagojik uzmanlık eğitimi veren Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’nun ‘parasız yatılı’
sınavlarını kazanıp ekonomik sorunlarından kurtulmayı başardı. Çapa’nın ileri kültür ve paylaşım ortamı içerisinde mutluluğu
yeniden yakalayan Şanal; edindiği sağlam birikimle sanatçı kişiliğini de özgürce geliştirip yetkin kılan üniversite öğrenimini,
aynı yıl içinde aldığı 'Türkoloji' ve 'YÖO' diplomaları ile tamamladı (1968).
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak İstanbul, Rize ve -Tuzla/Balmumcu hattında yaptığı yedek subaylık dönüşüArtvin Öğretmen Okullarında çalıştı.1972 yılında atandığı Antalya'da, İmam-Hatip Lisesi'nden, Antalya Lisesi'ne geçti. Uzun
yıllarını verdiği ve adeta özdeşleştiği Antalya Lisesi'nden, Şubat 1994'te emekliye ayrılıp; bilgi, inanç ve coşkuyla yaşanılır
kıldığı resmi görevini noktaladı. Şanal, evlenip yerleştiği Antalya’da yaşıyor; Evrim ve Emre adlarında iki oğul, Güneş adında
bir torunu var…
Üniversite yıllarından beri 'yazmak eylemi'ni kesintisiz sürdüren sanatçı; 12 Eylül faşizmine karşı çıkarak Dil Derneği,
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Antalya Sanatçılar Derneği (ANSAN) gibi demokratik kitle örgütlerinde aktif görevler aldı.
Kırkmerdiven, Atatürkçü Düşünce, ANSAN Sanat dergilerini çıkarıp yazınımıza kazandıranlardan birisi oldu. Düşünsel
planda 'üretken bir eylem adamı’ olarak 3 yıl kadar da gazeteciliği denedi; bölgesel 'Akdeniz Atılım' gazetesinde 'köşe
yazarlığı ve düzeltmenlik' yaptı (1995-1997).
Yazın dünyamıza, sıcaklığını yaşadığı gerçeklerden alan sağlam, etkileyici, zengin duyarlıklı imgelerden örülmüş
şiirleriyle giren şair; adını, 70'li yıllarda duyurdu.
Evrim, Türkiye Yazıları, Yapıt, Öğrenci Yazıları, Varlık, Olgu, Dönemeç, Yeni Olgu, Sanat Edebiyat 81, Dönem, Kıyı, Yaba,
Gerçek Sanat, Karşı Edebiyat, Temmuz, İmece, Kırkmerdiven, Eşik, ANSAN Sanat, İnsancıl, Mavi Portakal, Yeni Biçem, Morca,
Öğretmen Dünyası, Çalı, Çağdaş Türk Dili, Müdafaa-i Hukuk, Ardıçkuşu, Bern Bahar, Beşparmak,
Damar, Mavi Ada, Beyaz Gemi, Kar, Çıtlık, Şehir; Poyraz, Mavi Yeşil,Tay, Afrodisyas Sanat, Çağdaş Yaşam, Kasaba’dan Esinti,
Tmolos Edebiyat, Yaşam Sanat vb. dergiler ile bazı gazetelerde yayınladığı şiir, deneme, araştırma-inceleme, eleştiri ve güncel
yazıları yanında; görsel ve işitsel medyamızda yaptığı söyleşileriyle de dikkatleri çekti, kendinden söz ettirdi. Ne acı ki, 'çağdaş
düşünceleri yüzünden' soruşturma, kovuşturma, kitaplarının toplanması, öldürüm kastıyla saldırı gibi çirkin, baskıcı
'susturma girişimleri' ni de sıkça görüp yaşadı!
Abdullah Şanal, halk türkülerinin lirik damarından yola çıkarak, Promete'den Mustafa Kemal'e, Mevlana'dan Anadolu
insanına değin geniş bir insan coğrafyasına gerçekçi bir perspektie işleyip yaydığı ilginç bir şiir dünyası yarattı. Kendisi,
yurdu, siyasal-politik, güncel olayların ışığında insanlığın tarihi; bazen duygulu, bazen ironik, çoğun da isyancı bir sese
dönüşüyor şiirinde. Toplumcu sanatımızda vurucu, sarsıcı, teşhir ederek eleştirici 'tavrıyla' öne çıkan zengin çağrışımlı bu şiir;
paylaşılır bir dünyayı yaratma özleminin düşünsel kaynağını aşarak 'evrensel olanı' kucaklar.
Şükran Kurdakul'a göre:"Şanal'ın ürünlerinde, insanı ve gerçeğini kavrayarak sıcaklaşan öfkeli bir içtenliğin ağır bastığı
kabul edilir." Bu içtenlik, çeşitli denemelerini de 'şairce' kılar bir bakıma. O, coğrafyası alabildiğine geniş düşünce yazılarında
da işlev ve değiştirime inanmıştır. İnsanlığa faydasız güzelliği yüceltmez. Sanatına kan veren Türkçeyi ise bayrak edinir.
Çoğu TRT’de olmak üzere, diğer radyo ve TV’lerde yaptığı konuşmalar; yurt içinde ve bazı Avrupa ülkeleri ile
Gürcistan’da katıldığı söyleşi, panel, imza günü etkinlikleri şairin adını yaygınlaştırmış; Asım Bezirci’nin saptamasıyla:
“Kurtuluş Savaşı gerçekliğimizi, devrimci yaptırımı oylumunda, farklı vurgulayabilen birkaç ozanımızdan birisi olarak
görülmüştür.”
Onuruna verilen çeşitli şükran plaketi, şilt, katılım belgesi vb. alan sanatçının ‘hakkında yazılanlar kaynakçası’ da
zengindir.