Abdullah Ulvan

Abdullah UlvanGençler Anlayınca! author
Author
9.2/10
25 People
98
Reads
4
Likes
1,470
Views

Abdullah Ulvan Quotes

You can find Abdullah Ulvan quotes, Abdullah Ulvan book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ana ile baba çocuğa isim koyma hususunda görüş birliği sağlayamazlarsa, o takdirde isim koyma babanın hakkıdır.
Sayfa 99 - uysal
çocuklara merhamet, Allah’ın kullarına olan bir bağış lütfudur.
Reklam
terbiyeci kardeşim! çocuğun senin seslenmene olumlu cevap vermesini, yaptığın öğüde gönül kulağını açmasını, irşadını dinleyip uygulamasını istiyorsan, İslâm'ın açmış olduğu doğru yolda yürü, çocuğuna karşı içten sevgi besle, Peygamber (A.S.) Efendimiz'in Ashabına karşı gösterdiği o güzel muameleyi örnek edin, yanında oturanlara nasıl samimi ve içten muhabbet gösterdiğine dikkatle bak. işte ancak o zaman bu inanç ve anlayışla sağlam bir terbiye yolunda yürümüş olursun ve en faziletli olanını tayin edip erişme imkanını bulursun. ve sonra da bu yoldan çocuğun kalbini kendine çekmiş olur ve irşad ettiğin her şeyi kabul etmesini sağlamış bulunursun. ıslahı için harcadığın bütün mesai ve gayretlerin olumlu sonuç verir.
Ömer b. Hattab’ın (r.a.), «çocuğun babası üzerindeki hakkı nedir?» diye soran adama verdiği şu cevap duyulmaya değer bir anlam taşımaktadır: «anasını iyice araştırıp seçmesi, ismini güzel koyması, kendisine Kur'ân öğretmesidir.»
Sayfa 50
el-Mufaddal b. Zeyd, müslüman bir bedevi kadının oğluna gözleri dokununca ona hayranlık duydu, çocuktaki terbiye nezaket, güzel söz ve davranış çok mükemmeldi. Kadını çağırıp sordu, oğlunu bu kadar güzel nasıl yetiştirebildin? Kadın şu cevabı verdi: - Çocuğum beş yaşını doldurunca onu iyi bir terbiyeciye verdim. O, ona önce Kur'an okutup ezberletti. Sonra yararlı şiirler nakledip öğretti. Kendi milletinin öz değerlerini, iftihara vesile geçmişlerini anlatarak çocuğa tarihini ve milletini sevdirdi; dede ve babalarının güzel eserlerini, iyi hasletlerini bir sayıp döktü. Çocuk ergenlik çağına girince, ona ata binmeyi, at üzerinde çevik hareketler göstermeyi öğretti. Sonra silah kuşanma şeklini ta'lim etti. Kabile ve oymakların çadırları arasında onu dolaştırıp bağırıp çağıranların, inleyip sızlayanların sesini duymasını sağladı.
Sayfa 292
lâyık olan şu ki, kalb rahmet duygusuyla dolup taşmalı. rahmetin zahiri ana-babanın kalbine girip onda kök salınca, onlar bu merhametle vacib olan terbiyeyi yerine getirirler, Allah'ın üzerlerine gerekli kıldıkları çocukların terbiyesine riâyet hakkını edâya çalışırlar, sorumluluğun gereğini yaparlar ve bütün bu vacib, hak ve sorumluluk evlâdı ile, onun varlığıyla iç içedir.
Sayfa 61
Reklam
Gençler! Dünyanın kulaklarına "Düsturumuz Kur'an'dır" diye haykırınız.
Sayfa 81 - uysal
tahnîk, sözlük olarak hurmayı ağızda çiğnedikten sonra onu çocuğun ağzına dokundurmaktır. bu da, çiğnenen hurmadan bir parça parmağa konularak çocuğun ağzına sürülerek gerçekleştirilir, aynı zamanda ağzının sağına ve soluna hareket ettirilir de çocuğun ağzının içi çiğnenen maddeye temas sağlamış olur. hurma kolay ya da mümkün olmadığında herhangi tatlı bir madde, örneğin akit, gül suyuyla eritilmiş şeker olabilir. bu, bir sünneti uygulamaya yöneliktir ki hurma olması şart değildir. bundaki hikmet, çocuğun ağız kaslarını, çene nahiyelerini harekete geçirip kuvvetlendirmek ve böylece anasının göğsünü daha çabuk tutmasını sağlamaktır. ayrıca bunun ruh üzerinde de birtakım olumlu tesirleri düşünülebilir. bu bakımdan belirtilen sünneti, takva ve salâh ile bilinen, tanınan bir kişinin yerine getirmesi, böylece çocuğun mübarek ve takvâyla mevsuf bir kişilik kazanması bakımından daha uygun olur.
Sayfa 85
Rivayete göre, adamın biri hanımını şikâyet etmek için Hz. Ömer'e gelir. Hz. Ömer'in kapısı önünde durur, çıkmasını bekler. İçeride Hz. Ömer'in hanımının kocasına karşı ileri geri söylendiğini duyar. Hz. Ömer ise hiç karşılık vermemektedir. Adam geri döner ve kendi kendine: «Celâletli Ömer'in, üstelik Mü'minlerin Halifesi'nin hâli bu olunca benim durumum nasıl olur?” diye söylenir. Hz. Ömer bu ara dışarı çıkar, adamın kapının önünden ayrılmış olduğunu anlayınca seslenir ve: «Ey adam, derdin nedir?» diye sorar. O: «Ey Mü' minlerin Emiri karımın huysuzluğunu şikâyet için gelmiştim. Fakat sana karşı hanımının davranışını ve senin de ses çıkarmayışını görünce içimden 'Emiru'l-müminin'in hâli bu olunca benim hâlim nice olur' diyerek şikâyetten vaz geçtim.» der. Bunun üzerine Hz. Ömer: «Kardeşim, onun da benim üzerimde hakları olduğu için katlandım. Çünkü o yemeğimi pişiriyor, ekmeğimi yapıyor, çamaşırlarımı yıkıyor, çocuklarımı emziriyor. Hâlbuki bunların hiçbirini yapmak zorunda değil.» Adam: «Ey Müminlerin emiri benim karım da bunları yapıyor». Hz. Ömer: «Kardeşim öyle ise ezasına katlan. Zaman (şu dünya hayatı) pek azdır.»
"Sen bir kavme akıllarının almayacağı bir hadisi nakledersen bu onlardan bazıları için fitne olur."
Sayfa 88 - uysal
Reklam
Çocuğun noksanlığını anlaması, ruhsal bir haldir (aşağılık duygusunu doğurur). Bu hal bazı çacukları ahlâki, marazi (veya onca beğenilen) sebepler veya terbiyeyle ilgili faktörlere, ya da ekonomik ölçülere iter (bu hususlarda ciddi bir sınır tanımayıp, hırçınlaşır) da noksanlığını (yani aşağılık duygusunu) kapamaya çalışır. İhmal edildiği takdirde, bu çocuğu bağlayıcı, saptırıcı, rezil bir hayata döndürücü, suç ve cinayetlere itici bir rol oynayacağından en tehlikeli bir duygudur.
Sayfa 342
Resülullah (A.s) efendimiz şöyle buyurmuştur :Şüphesiz ki Allah aksırmayı sever, esnemekten hoşlanmaz. O halde sizden biriniz aksırdığında Allah'a hamdederse, onu işiten her müslümana - Yerhamuke'llah - Allah sana rahmet indirsin. Demesi haktır. Esneme gelince o şeytandandır. O halde sizden biriniz esnemek istediğinde, mümkün olduğu kadar onu geri çevirsin, yani esnememeye çalışsın. Çünkü sizden biriniz esneyince açık olan ağza şeytan girer. ( Buhari)
<<Hadra-i dimen'den sakının>> Dare-Kutni
Sayfa 48 - çöplükte yeşeren güzel kadın*
Gençler! Siyonist Yahudilerin gerçekleştirmek istediği projeler şunlardır: * İnsanların akıllarını ve ahlaklarını bozmak. * İnsanları oyun, eğlence, kadın, müzik, uyușturucu vb. șeylerle meșgul ederek, insanların sağlıklı düşünmelerini, memleket ve milletleri için çalışmalarını engellemek. * İslam ülkelerini ve halklarını kendi siyasi ve ekonomik egemenlikleri altına alarak, onların kalkınmalarını engellemek. Bunun için de gece gündüz ajanları vasıtasıyla İslam ülkelerinde kargaşa çıkarmak.
Hz. Ali'den (R.A) yapılan rivayete göre, şöyle buyurmuştur: "Kişi alkollü içki içince sarhoş olur. sarhoş olunca hezeyana başlar; hezeyana başlayınca iftira atar! İşte sarhoş bu hezeyan ve iftirasını, namuslu kadına zina iftirasından dolayı gereken hadde kıyasla seksen değnek vurulmasını uygun kabul etmişlerdir.
Sayfa 197 - c2
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.